Kitabın il yayınlanma tarihi 1998 yılı olmasına rağmen Türkçeye ilk olarak 2013 yılında
çevrilmiştir. Haliyle bu özetin çıkarıldığı 2024 yılı için çok güncel görünmeyebilir. Kitabı
almak isteyen okuyucu için bu notu düşmek uygun görülmüştür. Ancak yine de oyunların
tarihçesi ve geleneksel oyunlar açısından içerisindeki bilgilerin güncel olduğu söylenebilir.
Kitap tam bir başucu/başvuru niteliğinde yani kaynak kitap. Oyun ve oyunlar üzerine özel
çalışmalar yapanların/yapacakların kütüphanesinde olmasında fayda var. Dijital oyun
tasarlayacak olanların bile geleneksel oyunlardan ilham alması mümkün. Onun haricinde
konuyla amatör ilgilenenler için bu bilgilendirici özet çıkarılmıştır. Kitabın içeriği hakkında
bilgi sahibi olunması, gerektiğinde başvurulması şeklinde kullanmak isteyenler olabilir.
Kitap şekil açısından çok başarılıdır. Simgeler ile oyun hakkında hızlı bir sınıflandırma ve
bilgi sahibi olmanız mümkün kılınmış. Kitapta 169 oyun hakkında bilgi verilmiş. Bazı
oyunlar ana kaynak oyunun türevleri şeklinde. Ülkelere göre değişkenlik gösterdiği farklar da
ayrıca açıklanmış.
İlk cümlesi gerçekten çok vurucu. “Binlerce yıl boyunca tarih, insanoğlunun iyi bir oyuncu
olduğunu kaydetti”. Ardından bugüne kadar üzerinde belki de hiç düşünmediğimiz bir konuya
temas ediyor. Akıl oyunları ile beden oyunları arasındaki mücadele konusuna giriş yapılmış.
Özellikle popülarite üzerinden değerlendirme verilmiş. Elbette oyunların teknoloji ile olan
ilişkileri de ele alınmış. Bir diğer özgün yanı oyunlar ile edebiyatın ilişkisi üzerine olan
pasajdır: “Oyunlarda uzmanlık yalnızca çok nadir bir yetenek olarak görülmez: aynı zamanda
entelektüel maharetin göstergesi olarak da görülür. Edebiyatta sıklıkla entelektüel mecaz
olarak kullanılan oyun satrançtır, birçok yazar bu motife el atarak çalışmaları içinde
kullanmıştır. Örneğin Goethe satrancı, “zekânın ölçü taşı” olarak tanımlarken Lenin onu
“aklın spor salonu” olarak adlandırmıştır”.
Giriş bölümünün son kısmında ise oyunların sadece eğlence amaçlı olmadığı, gerçek
hayattaki mücadeleler için de taktik geliştirme amaçlı kullanıldığı ifade edilmektedir.
Kitapta satrançtaki sınıfsal farklardan tutun da mangala gibi oyunlardaki kişisel başarı ve
gelişim hedeflerine vurgu yapılmıştır. Bu da oyun felsefesi üzerine çalışmalar yapacak olanlar
için önemli bir ayrıntıdır.
Kutu oyunlarının 20. yüzyıldaki patlaması, 1929 buhranında işsiz kalan insanların yeni
oyunlar icat etmesi, Monopoly oyununun aslında kapitalizm karşıtı fikirden çıkması, doğu
medeniyetlerinde çıkan oyunların bile batılılar tarafından patentlenmesi gibi ilginç dipnotlar
da kitapta mevcut.
Bu kitap özeti Gamfed Türkiye gönüllülerinden Kürşad Özkaynar tarafından hazırlanmıştır.