Oyun oynamak hayatımızın değişilmez bir parçası diyebilir miyiz? Bizler oyun oynamayı kimden öğrendik? Aynı zamanda oyun oynamak insanların kendini ifade etme biçimi olarak da düşünülebilir mi? Kimileri dijital platformlarda bulunan bilgisayar, ps4, Xbox, mobil vb. oyunlar ile kendilerini ifade edebiliyorken kimileri de kutu oyunları ve sokakta oynadığımız oyunlar ile kendini ifade edebiliyor.
Bugün öğrendiğimiz birçok şeyi çocukken oynadığımız oyunlardan öğrendik ve onlar sayesinde hatırlıyoruz. Aynı zamanda bir insanı tanımanın en iyi yollarından biri de onunla oyun oynamaktır. Bununla ilgili Johan Huizinga’nın Homo Ludens kitabında anlattıklarına da değinmekte fayda var. Ünlü filozof ‘Oyun kültürden önce gelir’ diyor. Aynı zamanda tüm canlıların oyun oynama isteğinin içgüdüsel olarak geldiğini de belirtiyor.
Peki oyunun bizim hayatımızda ne gibi faydaları vardır? Oyun oynamanın insanın kendisine olan güvenini artırır. İnsanlar oyun oynarken birçok adımı, görevi, süreci tamamlamalıdır. Bunu yaparken de öncelikle mantıklı düşünüp karşılaştığında soruna problem çözme becerisini de kullanarak çözüm üretmelidir. Son zamanlarda tasarlanan oyunlarda özellikle aynı sorunların birden fazla çözümünün olduğu göze çarpıyor. Bu da oyuncu profillerinin farklılığından kaynaklanıyor. Bazı insanların sorunu çözerken en kısa yolu tercih edip sonuca gitmeye çalışırken, bazı oyuncular en uzun yoldan gidip karşılaşabileceği tüm durumları görmek istiyor. Oyuncu tipleri ile ilgili birçok farklı araştırma söz konusudur. Bu çalışmalardan Bartle Players Type incelenebilir. Bununla ilgili değerli arkadaşım Alper Berber’in yazısını da inceleyebilirsiniz. İnternet üzerinde oyuncu tipleri ile ilgili birçok farklı test bulunmaktadır. Sizlerde kendi oyuncu tipinizi bulabilmek için bu testi kullanabilirsiniz.
Baktığımızda iş hayatına giren özellikle Y-Z kuşağı oyun oynayarak geliyor. Yaklaşan alfa kuşağı ise direk oyun içerisinden çıkmış olacak. Bizde çalışma alanlarımızda, iş yerlerimizde oyun oynayan kişilerin neler oynadığını bilerek, onlar hakkında birçok fikir sahibi olabiliriz. Hatta iş görüşmelerinden önce kişilerin cv’si incelenir gibi neden oyun — karakter profilleri incelenmesin ki? Birçok oyun oyunlaştırmadan faydalanarak ödül sistemi yapıyor. Hatta oyuncular eğer iyi oynuyorlarsa örnek oyuncu rozetleri kazanabiliyor. “Acaba bizim bölüme başvuran kişi seviye kaça kadar dayandı? Hangi ödülleri kazandı?” Neden İnsan Kaynakları biriminde bunu inceleyen bir çalışanda olmasın? Geleceğin mesleklerinden söz ederken bunu da göz önünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum.
Ben 2015 yılında üniversiteden mezun olduğum an özgeçmişime hobim olarak Bilgisayar Oyunlarını ekledim. Bununla gurur duyuyorum. Oyunu, iş hayatımda oyunlaştırmaya dönüştürerek yaptığım işlerde daha da motive oluyorum. Yaptığım işleri kendi adıma oyunlaştırıyorum. Bazen görevimi tamamladığımda kendime dışsal ödüller verebildiğim gibi, içsel motivasyonumu artıracak oyunlaştırmaları da kendim için belirliyorum. Özellikle kendiniz, çalışanlarınız veya öğrenciler için oyunlaştırma tasarımı yapıyorsanız Gabe Zichermann’ın SAPS modelini incelemelisiniz. Bu konuda Ercan Altuğ Yılmaz hocamız kitaplarında da bahsetti. Altuğ hocamızın SAPS anlatımını buradan da izleyebilirsiniz.
Twitter adresimde de oyunun CV’lerde bulunmasını sormuştum. Sizlerde bu soruma cevap vermek ve destek olmaz isterseniz bana Twitter adresimden mutlaka yazmalısınız.