Duolingo’nun Can yerine Enerji Sistemine Geçişi: Oyunlaştırma ve Öğrenme Kuramları Açısından Bir Değerlendirme

GamFed Türkiye Kaptanları Selame Hopurcuoğlu Yorulmaz ve Altan Türel Yazıyor: Duolingo’nun Enerji Sistemine Geçişi: Oyunlaştırma ve Öğrenme Kuramları Açısından Bir Değerlendirme

Dil öğrenmeyi oyunlaştırarak hayatımıza giren Duolingo, 14 yılın ardından “Kalp (Can) Sistemi”nden “Enerji Sistemi”ne geçti.

Duolingo’nun eski sisteminde kullanıcıların yalnızca 5 can hakkı bulunuyordu. Bu haklar her hata yaptıkça azalıyor, bittiğinde ise derslere devam etmek mümkün olmuyordu. Yeniden başlamak gerekiyordu.

Bu sistem, hatayı cezalandıran bir yapıdaydı. Örneğin, 3 canla bitirilen bölümlerde kullanıcıya hatalarını gösteren bir “öğrenme kartı” sunuluyordu. Ancak bu sistem şuan terk edilmiş görünüyor.

Yeni sistemde ise 25 birim enerjiyle başlıyorsunuz. Enerji yalnızca hata yaptıkça değil, her ders ilerledikçe ve zamanla azalıyor aynı gerçek hayattaki enerjimiz gibi. Bu da kısa süreli bir görev hissi yaratıyor. Doğru cevapladıkça rastgele enerji kazanmanız da mümkün.

-Doğru cevapları seri halde yaptıkça ekstra enerji alırsınız.

-Hata yapınca enerjiniz düşmez.

-Enerjiniz tam bir gün içinde yenilenir.

Duolingo bu değişimi, hataları cezalandırmaktan ziyade öğrenmeyi teşvik etmeye yönelik bir adım olarak tanımlıyor. 

Enerji tamamen tükendiğinde öğrenme sürecinize bir süreliğine ara vermeniz gerekiyor. Eski sistemde bu durumda geriye dönük alıştırmalar yaparak ya da reklamlar izleyerek yeni canlar kazanıyor ve öğrenme sürecinize devam edebiliyordunuz. Bu sistemin yeterince adil olmadığı düşünülerek bir süreliğine rafa kaldırıldığı anlaşılıyor.

Duolingo’nun sunduğu içerisinde ki görevler bana Gardner’ın Çoklu Zeka Kuramını hatırlatıyor. Kurama göre 9 farklı zeka türü vardır; Uzamsal, Sözel, Mantıksal-Matematiksel, Kinestetik, Müziksel, İçsel, Sosyal, Doğasal ve Varoluşsal olmak üzere 9 farklı öğrenme alanı bulunmaktadır. Her bireyin doğası gereği baskın olduğu alan farklıdır ve her kullanıcı farklı koşullarda daha etkili öğrenir.

Örnek verecek olursak;

Müziksel Zekâ: Sesli tekrarlar, ritim tabanlı öğrenme.

Uzamsal Zekâ: Görsel ipuçları, simgelerle öğrenme.

İçsel Zekâ: Kişisel gelişim hedefleriyle ilişkilendirme.

Sosyal Zekâ: Grup çalışmaları, tartışmalar. gibi…

Ancak Duolingo’daki içerikler genellikle rastgele dağılıyor. Kullanıcının hangi öğrenme stiline daha uygun olduğunu analiz eden ve buna göre içerik sunan bir yapı henüz yok.

Bu veriler işlenerek kişiselleştirilmiş bir öğrenme yolu oluşturulursa, uygulama hem daha etkili hem de kullanıcı dostu hale gelebilir.

Kullanıcı deneyiminde “akış” çok önemli bir kavram. Akış hâlindeyken zaman kavramını kaybeder, bulunduğumuz yer ya da kim olduğumuzun farkına bile varmayız. Bu hazzı sürdürebilmek için anda kalmaya devam ederiz. Hatta uygulamayı açmadığımız zamanlarda bile, uygulamaya yeniden gireceğimiz anı bekler ve bunu özleriz. Bu durum Nir Eyal’in Kanca Modeli’nde bahsettiği ‘İçsel Tetikleyici’ye örnektir. Yani, uygulama bildirim göndermese bile kullanıcı, uygulamaya dönme ihtiyacı hisseder.

Tabii Duolingo için bu henüz geçerli değil. Çünkü bildirim gönderme konusunda epey ileri seviyede; hatta trip atan bir uygulama 🤭

Duolingo’nun CEO’su bu enerji sistemine geçişle ilgili, kullanıcıların daha fazla ders tamamlamasını sağlamak için yaptıklarını belirtiyor. Bu yolla uygulamanın oyunlaştırılmış deneyim tasarımının artırılabileceğini düşünüyor. Kendi öğrenme deneyimime baktığımda, canlarım bittiği zaman devam edemez ve günü eksik tamamlardım. Bu yüzden yeni sistemin zamana ve hatalara karşı daha toleranslı olması rahatlatıcı olabilir.

Ancak bazı kullanıcılar, eski sistemin daha avantajlı olduğunu savunuyor. Onlara göre dikkatli olunduğunda can kaybetmemek mümkündü ve bu sayede oyunda daha uzun süre kalınabiliyordu. Bu nedenle bazıları, sistemin kullanıcı tercihlerine bırakılması gerektiğini ifade ediyor: Can mı, enerji mi? Tercih senin.

Duolingo bu değişimle klasik ödül-ceza sisteminden uzaklaştığını iddia etse de öğrenme psikolojisi açısından hala 2. tür cezaya sistemini uyguluyor:  Kullanıcının sevdiği öğrenme süreci, enerji bittiğinde bir süreliğine durduruluyor. Eski sistemde de bu şekildeydi. Yani hala davranışçı kurama oldukça yakın.

Anlamlı geri bildirimler eklenerek bilişsel süreçlerin desteklenmesi sağlanabilir. Kullanıcı yorumlarına bakıldığında sıkça dile getirilen bir eleştiri, Duolingo’nun yanlış cevaplar sonrasında yeterli açıklama sunmaması. Bu durum, bazı kullanıcıların platformdan uzaklaşmasına neden olmuş. Ayrıca kullanıcılar uygulama içerisinde kendi öğrenme süreçlerini şekillendirebilirlerse yapılandırmacı sisteme daha çok yaklaşılabilir. Şu hâliyle uygulama hâlâ oldukça çizgisel ilerliyor; yalnızca sistemin izin verdiği ölçüde davranış sergilenebiliyor.

Özetle siz de oyunlaştırılmış bir uygulama tasarlamak ve kullanıcıların daha fazla zaman geçirmesini istiyorsanız;

🔹 Duolingo’nun enerji sistemi, oyunlaştırılmış öğrenme deneyimini yeniden şekillendiriyor.

🔹 Ceza yerine zamana bağlı motivasyonla öğrenme sunuyor ama hâlâ davranışçı kuramın izleri belirgin şekilde görülüyor.

🔹 Kişiselleştirme ve anlamlı geri bildirim eksikliği, sistemin en zayıf noktalarından biri.

🔹 Çoklu Zeka Kuramı, kullanıcı bazlı öğrenme yolları sunmak için güçlü bir fırsat olabilir.

🔹 Kullanıcıyı “akış”ta tutan tasarımlar, sadece ödül değil, içsel tetikleyicilerle desteklenmeli.

Bu değişiklik şimdilik iOS cihazlarda aktif. Android cihazlar henüz bu değişikliği göremiyor.

Güncellemeler için linkler :

https://blog.duolingo.com/duolingo-energy

Peki siz yeni sistemi denediniz mi? Sizin tercihiniz hangisi: Can mı, enerji mi?

Selame Hopurcuoğlu Yorulmaz ve Altan Türel – Gamfed Türkiye 

İlgili Makalelerimiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir