“Hayattaki en önemli iki gün, doğdunuz ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür.” Marc Twain
Amerika Çalışma İstatistikleri Bürosu kurumlardaki verimliliği ölçüme başladığı 70 yıldan bu yana en büyük düşüşü geçen yıl yaşadı. Amazon 2021 yılında büyük bir rekorla yıllık karının dörtte birini “turnover-iş kaybına” ayırmış.Harvard Business Review’a göre 10 çalışandan 9’u anlamlı bir iş için daha düşük maaşlarla çalışmayı tercih edebileceğini söylüyor. Bu tercihi yapanların %80’i, anlamlı işlerde yer almak için maaş artışlarının %20’sini feda etmeye hazır olduğunu belirtmiş. 150.000 dolar aylık kazanan bir avukattan, 35.000 dolar kazanan serbest bir mali müşavir nasıl daha mutlu ve anlamlı olabiliyor? Dünyada resmen bir “anlam krizi” var bunu fırsata çevirmekten dolayı sorunun çözümü de mümkün gözükmemekte. Gelin biraz anlam nedir onla başlayalım.
İşyerlerinde tüm işler anlamlı olmalı mı? Tabili hayır. Ancak çalışanlar kendi anlamlarını bulmalılar. 1968 yılında HBR’da yayınlanan Frederic Herzborg isimli akademisyenin “Yöneticiler için bir sürpriz” makalesinde maddiyattan daha değerli motivasyon unsurlar olduğu paylaşılmış. Buna benzer bir araştırma yakın dönemde 669 yöneticiye sorulmuş, çalışanları en iyi ne motive eder diye, çoğunluğun ilk tercihi takdir ve ödüllendirmek olmuş. 2. Ve 3. Sırada da duygular ve iletişim üzerine seçenekler seçilmiş. Sadece 35 yönetici aslında en değerli motivasyon kaynağını seçebilmiş “ ilerlemek.” Büyük bir çoğunluk ilerlemeyi göstermeyi son 3 sıraya koymuş. Anlam da sanırım burada bu köprüden geçemiyor ve anlamsız işlerde anlam aramaya devam ediyoruz.
Orjinaller kitabının yazarı Adam Grant’a göre anlam aranacak bir şey değil, bulunması gereken bir şey. Ve herkese göre farklı olabilmekte. Bir kahve şirketinde bir kişi deyim yerindeyse kahveye sevgisini katarak mutfakta mutlu olup anlam bulurken, bazıları o kahveyi servis ederek iletişimle anlam kazanmakta. Hatta aynı kişi uzunca bir dönem mutfakta anlam bulurken belli hayatındaki kırılımlar sonrası serviste bulabilmekte. Ama önemli olan o anlamı bulması. Örnek verecek olursak “kreş servisi şoförü” artık sadece sürücü değil bir can taşıyıcısıdır, bu bir anlamdır, hemşireler sadece nabız ölçen ilaç veren otonomlar değil sevgi ve şefkatle bunları birleştiren hayat kurtarıcı meleklerdir, öğretmen ve mentorlarımız deneyimlerini karşılık beklemeden paylaşan aslında anlamı paylaşmanın kendisinde bulan kişilerdir.
Amaç; öğrenme, başarı, güç, statü, sosyal ödüller, katkı sunabilme, özgür seçimler gibi konularla anılır. Liderlik anlamını insan kendisi keşfedemez, ancak keşfetme yolunda bazı sorular vardır:
Hangi konuda iyisin en iyi ben yaparım diyorsun?
En çok neleri severek yapıyorsun?
Hangi işler seni verimli ve tamamlayıcı hissetiriyor?
Seni en çok ne kolaylar ve hızlandırırdı?
Başkalarıyla ilişkilerin hangi düzeyde?
Bu sorular biraz daha liderlik amaçlı anlamınızı bulmanız için size yardımcı olacaktır. Burada amacın bazı aşamalarından bahsetmek gerekebilir.
Kişisel Amaç, Kurumsal Amaç, İşyerinde Amaç gibi. Purpose Effect isimli kitabında Dan Pontefract bu amaç kısmını 3 ana unsura ayırarak analiz eder. Bİr iş yerinde kurumun hizmetlerinde bir amaç bulamasanızda kişisel amaçlarınıza hizmet edecek bir anlam bulabilirisniz. Temizlik şirketinde sosyal sorumluluk projesi yönetmek gibi. Kurumsal amaç gerçekten o kurumun o işi anlamlı yapması için gerekmekte. Burada 1983 yılında Apple CEO Steve Jobs’un Pepsico’dan transfer etmek istediği John Sculley’e söylediği söz yardımcı olabilir:
“Hayatının kalan kısmında da şekerli su satmakmı istersin yoksa dünyayı değiştirme fırsatı mı?”
John bu cümle sonrası aslında kurumsal kariyerindeki anlam eksikliğini görerek sadece kurum içinde başarılı olmaktan toplumsal faydada bir anlam bularak çok daha düşük şartlara Apple geçmiştir.
“Bir çoğumuz bir enstrümansak içimizdeki müziği hiç çalamadan mezara giriyoruz.” Oliver Wendell