Dojo Etkisi
Bazen bir yolculuğa çıkarsınız ve tüm dünyanız değişebilir. Yola çıktığınızda, karşınıza çıkan zorluklar sizi başkalaştırır daha güçlü kılar. Peki, bu yolculukta yalnız mısınız? Çoğumuz bir yolculuğa çıkarken kendimize şu soruları sorarız: Bu yolculuk beni nereye götürecek? Ve ben bu yolda ne kadar ileri gidebileceğim? Yüzüklerin Efendisi’ni hatırlayalım. Frodo’nun Mordor’a doğru çıktığı yolculuk, tam anlamıyla bir meydan okuma gibidir. Zorlukların, tehlikelerin ve karanlıkların ortasında tek başına ilerlemek neredeyse imkânsız gibi görünür. Ancak Sam, Frodo’ya söylediği o unutulmaz sözle her şeyi değiştirir: “Evet, bu yol çok zor ama birlikte yapabiliriz.” Aslında Frodo, Sam’in desteğiyle karşılaştığı tüm zorlukları aşarken, bir anlamda kendi içsel yolculuğunu da yapmaktadır. Aslında yalnızca bir yüzük taşımıyorlardı, aynı zamanda kişisel bir dönüşüm geçiriyorlardı. İşte bu, Dojo Etkisi dediğimiz şeyin ta kendisidir.

Peki nedir bu Dojo Etkisi yani Dojo Effect?
Dojo” kelimesi Japonca kökenlidir ve bir eğitim, öğrenme ya da ruhsal gelişim alanını ifade eder. Geleneksel olarak dövüş sanatlarının öğrenildiği bir yer olan Dojo, bireyin yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal anlamda da geliştiği bir mekandır. Bu mekân, öğrenmenin bireysel bir çaba olmadığı, ustaların rehberliğinde bir topluluğun parçası olarak gerçekleştiği bir yapıyı temsil eder. Dojo Etkisi” ise, bireyin öğrenme sürecinde yalnızca kişisel çabalarını değil, aynı zamanda topluluğun desteğini de kullandığı bir etkiyi ifade eder. Bu etki, bireylerin ve grupların birlikte çalışarak hem kolektif bilgi hem de kişisel gelişim süreçlerini derinlemesine yaşadığı bir ortamda meydana gelir. Her adımda, her hatada ve her başarısızlıkta, topluluk desteği ve rehberlik yoluyla bireyler sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda içsel bir dönüşüm geçirir. Böylece öğrenme, bir yarış değil, bir yolculuk halini alır ve bu yolculukta birey, toplulukla birlikte büyür, güçlenir ve nihayetinde daha donanımlı bir şekilde kendi potansiyeline ulaşır.

Matrix filmini hatırlayalım; Hayal edin, bir sabah, gözleriniz açıldığında dünyaya dair bildiğiniz her şeyin aslında bir illüzyon olduğunu fark ediyorsunuz. Neo’nun Matrix’e karşı verdiği savaş, aslında bir usta ile yapılan eğitimin en çarpıcı örneğidir. Neo, başlangıçta eğitimini ve gerçeği kavrayamazken, Morpheus’un öğretileriyle her geçen gün bir adım daha ileriye gitmeye başlar. Bu yolculuk hem fiziksel hem de zihinsel bir dönüşümü simgeler. Ama en önemli şey şudur: Bu değişim tek başına gerçekleşmez, doğru rehberlerle ve doğru toplulukla olur.
Oyunlaştırma da bu yolda benzer bir işlev görür. Tıpkı Neo’nun ve Frodo’nun yolculukları gibi, oyunlaştırma süreçlerinde biz de önce bir “sistemi” keşfederiz, sonra o sisteme adapte oluruz ve en sonunda onun içinde ustalaşmaya başlarız. İşte bu yüzden bir oyunlaştırma tasarımı yaparken Amy Joe Kim’in Player’s Journey yani Oyuncunun Yolculuğu modelini kullanıyoruz. Peki ya tüm bu yolculuk tek başına olsaydı, her şey çok daha zor olurdu, değil mi? İşte burada topluluk ve paylaşılan deneyim devreye giriyor.
Peki ya bizler kendi iç yolculuğumuza çıkarken, topluluk ruhuyla nasıl güçlenebiliriz? İşte bu makalede, size Dojo Etkisi ve Oyunlaştırma arasındaki derin bağlantıyı anlatmaya çalışacağım. Yalnızca kişisel gelişimi değil, aynı zamanda toplulukla büyümeyi de keşfedeceğiz. Hazır mısınız? O zaman yolculuğumuz başlasın!

Dojo Effect ve oyunlaştırma ile nasıl bir bağ kurar? Gelin, bu kavramı derinlemesine keşfederken GamFed Türkiye Oyunlaştırma Federasyonu’nun topluluk ruhuyla oyunlaştırmayı nasıl öğrettiğine ve ürettiğine yakından bakalım. Gamfed Tüm bu kavramların hepsinin birleştiği, benim de içinde yer almaktan oldukça mutlu olduğum kendi hayat yolculuğumun bir parçası olan İngiltere menşeli bir oyunlaştırma federasyonu. Türkiye’deki kurucusu Ercan Altuğ Yılmaz ile birlikte, her yıl 1000’in üzerinde başvuru alarak Oyunlaştırma Haftası düzenliyor, elemeler sonrası yaklaşık 400 gönüllü ile yolumuza devam ediyoruz. Oyunlaştırma konusunda bir öğrenme ve üretme merkezi haline gelen bu topluluk, tam anlamıyla Dojo etkisiyle çalışıyor.

Topluluk Desteği
Dojo’nun en önemli özelliklerinden biri, topluluk desteğidir. Bir öğrenci zorlandığında, topluluğun diğer üyeleri ona destek olur. Oyunlaştırmada da benzer bir mekanizma işler. Örneğin, bir kurumsal eğitim programında oyunlaştırma kullanıyorsanız, bireyler birbirlerini teşvik ederek başarıya ulaşır. Bu destek, bireylerin süreçten kopmasını engeller.
Bir orkestra, bir Dojo’nun mükemmel bir analojisidir. Her müzisyen kendi enstrümanını çalarken, ortaya çıkan müzik kolektif bir çabanın ürünüdür.

Başka bir örnekle ilerleyecek olursak, ClassDojo, eğitimde oyunlaştırma öğeleri kullanarak öğrencilerin motivasyonunu artıran ve davranışlarını yönlendiren bir platformdur. Bu platformda, anında verilen geri bildirimler ve ödüller, öğrencilerin öğrenme süreçlerine dahil olmalarını pekiştirir. ClassDojo’nun sunduğu Dojo Etkisi, anında tepki almanın, öğrencilerin dikkatini artırıp, onları daha odaklı hale getirdiği ve motivasyonlarını güçlendirdiği bir mekanizmadır.
Skinner’ın Operant Koşullama Teorisi’ne göre, öğrenciler aldıkları pozitif ya da negatif geri bildirimlerle davranışlarını şekillendirirler. Dojo Etkisi, bu teoriye dayanarak, öğrencilerin her doğru ya da yanlış hareketlerinde anında bir ses ya da puanla tepki almalarını sağlar. Böylece, davranışlar hızla yönlendirilir ve öğrenciler farkındalık geliştirir.
Bandura’nın Sosyal Öğrenme Teorisi ve Topluluk Desteği kavramları, ClassDojo’da topluluk içindeki öğrenci davranışlarının birbirini etkileyip yönlendirmesine zemin hazırlar. Sosyal normlar ve diğer öğrencilerin tutumları, bireylerin kendi davranışlarını şekillendirirken, sahte öğrenciler ve topluluk içindeki hareketler de örnek teşkil eder. Aynı zamanda anlık geri bildirim odaklanma ve dikkat konusunda büyük katkılar sağlar. Nörobilimsel olarak, geri bildirim sesi ya da puanlama, beynin ödül merkezini harekete geçirir, böylece öğrencilerin dikkatini artırır ve öğrendikleri materyale odaklanmalarını sağlar. Bilişsel farkındalık, geri bildirim alındığında öğrencilerin mevcut durumlarını değerlendirip, “Doğru mu yapıyorum?” sorusunu sormalarını sağlar. Bu süreç, öğrenme süreçlerine önemli katkılar sağlar.
Deci ve Ryan’ın Kendini Belirleme Teorisi, öğrencilerin otonomi, yetkinlik ve bağlılık gibi psikolojik ihtiyaçlarını karşılayan geri bildirim sistemlerinde daha yüksek motivasyon gösterdiklerini öne sürer. ClassDojo bu teoriyi başarıyla uygulayarak, öğrencilere daha etkili bir öğrenme ortamı sunar. Rekabet ve içsel motivasyon, sınıf içindeki ödül sistemi ile dengeye oturur, böylece öğrencilerin derse olan ilgisi artar.
Son olarak, Bloom’un Taksonomisi‘nde olduğu gibi, geri bildirim ve uygulama, öğrenme süreçlerinin temel yapı taşlarıdır. Dojo Etkisi, öğrencilerin öğrenme süreçlerine aktif bir şekilde katılmalarını sağlayarak duygusal bağ kurmalarını güçlendirir. Pozitif geri bildirim, öğrencilerin çabalarının fark edilmesini sağlar ve öğrenmeye karşı olumlu duygusal tepkiler yaratır.
Dojo’nun temel prensipleri, süreçten ziyade ilkelere dayalı bir öğrenme yaklaşımını benimser. Bu yaklaşım, deneyim ve uygulama yoluyla büyüme ve gelişmeyi teşvik eder.
Dojo Etkisinin temel ilke ve pratikleri
- Sunumdan çok öğrenmeye öncelik verin.
- Öğrenmeyi ekibin gerçek çalışmalarıyla uyumlu hale getirin.
- Başarısızlığa değil, güvenliğe odaklanın.
- Küçük adımlarla ilerleyin ve geri bildirimlerden yararlanın.
- Her şeyi görünür kılın.
- Arkadaş sistemi kullanarak işbirliğini teşvik edin.
- Başarı, kararlılıkla elde edilir.
Oyunlaştırma, günümüzün en etkili topluluk yönetim araçlarından biri olarak kendini gösteriyor. Fakat bu, sadece ödüllerle katılım sağlamak değil; katılımcıları anlamak, onlara değer sunmak ve uzun vadede topluluk bağlarını güçlendirmek üzerine kurulu bir stratejidir. Oyunlaştırmanın doğasında, katılımcıların motivasyonlarını artırmak için dışsal ve içsel motivasyonları doğru bir şekilde dengelemek gerekir.
GamFed Türkiye, topluluk yönetiminde bireysel gelişim ile kolektif başarıyı muhteşem bir ahenkle birleştiren bir model sunuyor. Burada, her birey hem kendi yolculuğunda ilerlerken hem de topluluğun büyümesine katkıda bulunuyor. İşin sırrı, herkesin bir diğerinin başarısını kutlarken, kendi hikayesini de yazabilmesi.

Mesela, Gamfed’de Hackathon, İdeathon ve GameJam gibi etkinlikler düzenliyoruz. Bu etkinlikler sadece eğlenceli ve öğretici deneyimler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda gönüllülerimizin yeteneklerini sergileyip geliştirdiği birer sahneye dönüşüyor. Bir gönüllünün büyük bir etkinlikte üstlendiği koordinasyon görevi, tam anlamıyla bir domino etkisi yaratır. O kişi, yalnızca bir görevi yerine getirmekle kalmaz; aynı zamanda bir ekosistemin ritmini belirler. Mesela, etkinlik sırasında katılımcıların doğru zamanda doğru yerde olması Bu, yalnızca organizasyonun başarılı geçmesini değil, diğer gönüllülerin motivasyonunu ve katılımcıların deneyimini de etkiler. İşte tam o an, bireysel çabanın topluluk için nasıl dönüştürücü bir etki yarattığını görürsünüz. Bir kişinin doğru zamanda attığı adım, diğerlerinin başarılarının zeminini oluşturur. Burada gönüllü, bir yandan kendi liderlik ve organizasyon becerilerini geliştirirken, topluluğun genel başarısına da katkıda bulunur. Çünkü topluluk dediğimiz şey, bireylerin birbirine kenetlendiği bir ağdır ve bu ağın gücü, o bireylerin çabasıyla şekillenir. GamFed topluluğunda, her birey kendi hikayesini yazıyor ve bu hikayeler, başkalarına ilham oluyor. Geçmişte oyunlaştırma veya sunum mentorluk kulübüne katılmış bir gönüllünün, bugün üniversitelerde eğitimler verdiğini görmek, bu dönüşümün en güzel örneklerinden biridir. Üstelik bu topluluğun üretkenliği de ayrı bir gurur kaynağı. Gönüllülerimiz, oyunlaştırma.co gibi platformlarda makaleler yazarak sadece kendi öğrenimlerini değil, bir sonraki yılların oyunlaştırma meraklılarına da yol gösteriyor. Ve işte bu makale de onlardan biri 😊 Bu yüzden Gamfed’de her bireyin katkısı, bir taşın suya düşmesi gibi dalga dalga büyür. Ve o dalgalar, topluluğun her köşesine ilham taşıyarak daha büyük başarılara alan açar. Gamfed Türkiye gibi topluluklar, topluluk ruhunu güçlü tutarak, oyunlaştırmayı sadece bir araç değil, bir yaşam tarzı haline getirirler. 🌟
Sonuç olarak, oyunlaştırma ve Dojo Etkisi, toplulukla birlikte büyümenin ve gelişmenin gücünü simgeler. Bu yolculukta her adım, yalnızca bireysel bir çaba değil, hep birlikte atılan bir adımdır.
“Yalnızca topluluğun gücüyle insan en yüksek potansiyeline ulaşabilir.” Aristotle
Hoşça kalın, şayet hayat bir oyunsa, lütfen hayatı oyunlar kadar ciddiye alın ve akışta kalın…
Canan Yumak – Gamfed Türkiye Oyunlaştırma Ekip Kaptanı.