Sene 90’ların ortası olacak çünkü abim üniversitede bense lisedeyim. Tam sabahlara kadar (bu makaleyi de 04:28’de bitirdim sabahlara kadar eğitim izleyip makale yazıyorum) oyun oynama zamanım ve Age of Empires’ten yeni çıkmışım Sensible Soccer’a kayma durumundayım. Abim bu spor oyunlarını bırakacaksın diyerek bir gün elinde bir disket oyunuyla geldi. Üstünde Warcraft 2 yazıyordu. İlkini duymuştum ama o kadar saçma bir oyundu ki oynanamıyordu bile, ama Warcraft 2’de Age of ve C&C gibi üstten bakışla simülasyon olayına klan yani ırklarla girmişler halen devam eden yüzyıllık bir hikayeye girmişlerdi farkında değilmişiz.
O dönemler 2 erkek kardeşiz, biraz ergen dönemdeyiz, aynı odadayız çok anlaşamıyoruz ve genelde sorun olan benim. Abim geceleri sınavlarına çalışmak istiyor, aynı odada kalıyoruz ben de müzik dinliyorum, Tetris oynuyorum falan baya ses yapıyorum, boşaltınca hemen bilgisayarında oyun oynamak istiyorum hep sorunum yani.
Bir gün abim finalleri falan verince kendini oyuna verdi warcarft baya bitirmeye kasmış. Acaip bölümlere gitmiş böyle kocaman catapultlar yapmış, inanılmaz seviyede gemiler yapmış ama bir bölümde bir gemiyle sadece denizden gidilerek işgal edilerek bitecek bir bölüm var,gemi oraya doğru giderken bir boğaz var köşeleri ateş eden kaleler dolu ama onlarca yüzlerce birini bitirsen diğeri seni indiriyor. Ne kadar güçlü gelirsen gel olamıyor. 2 gün, 3 gün derken 1 hafta dert oldu. İnternetten hile kodları falana başvurcaz artık derken hiç unutmam sen bana versene dedim, geminin hızı yükü az olunca tam zıttına hızlı oluyordu oradan hiçbir kaleyle savaşmadan dümdüz geçmeye çalıştım. Bazı kaleler yine beni vurdu ama onları yoketme amacı yoktu ki o boğazdan geçmeliydik. Ben ilk seferimde olmasa da bir hırsız gibi bekle koş, köşeden geç menzilin dışından dolaş diyerek aslında günlerdir yoketmeye çalıştığı hiç bir kaleyi ya da catapult bulaşmadan direk adaya çıkardım ve abim bana çok saygı duymuştu. O akşam şimdi düşününce binbir kavga gürültü aynı bilgiayardan hem internete çıkmaya çalışan hem de oyun oynamaya çalışan – bi kere de şifre konunca pilini cıkarıp şifreyi sıfırlıcam diyerek ekran kartını yakmıştım- 2 oğlunun birbirine sarılarak oyunu bitirme mutluluğu sanırım en çok rahmetli annemi mutlu etmiştir.
İçimdeki achiever yani mükemmelliyetçi olmayan görevci ruhumun kolaycılık değil işe yarayan inanılmaz bir değer olduğunu o zamanlar anladım. Sonralarında kariyerimde zorlu hedefleri seçerken herkesin olmaz,bu zaten izin vermezlerini aynı bu catapult ve kalelerden kaçar gibi hedefli ama mükemmellikten uzak sonuçlandırdım. Sanırım bu çılgın 90lar dönemi strateji oyunlarına çok şey borçluyuz. Elon Musk’ın da “Blaster” isimli bir dünyayı uzaylılardan kurtarma oyununu aynı dönemler geliştirdiğini öğrendim, şimdi gezegeni bir oyun alanına çevirmiş durumda.
İyiki vardın Age of Empires, Command Conquer, Starcarft,Warcraft ve dahası iyiki Counter gibi ateş etmeden candy crush gibi modern tesbih gibi beyin yakan mobil oyunlara denk gelmedik. Unutmayın çocuklarımızın oynadıkları oyunlar ve öğrendikleri yarınlarının inşaasıdır.