Bir “akış” görevinden hemen her çalışan keyif alır. Çünkü ne çok zordur, ne de çok kolay. İnsanı şahane hissettirir ve doyumsuz bir akış hissi verir. Kişisel olarak bu akışa kapılmak kolaydır ama bu deneyimi bir ekip içinde çalışırken yaşamak zordur. İnsanlar genellikle hep yaptıkları işleri yaparken bulurlar kendilerini. Çünkü o işi iyi yaptıklarını kanıtlamışlardır. Şanssız bir azınlık da hiçbir akış duygusu vermeyen, kimsenin yapmak istemediği işlere mahkum edilir. Gruplarınızı az da olsa akışa sokmak için birkaç ipucu:
*Çok farklı özelliklere sahip kişilerden bir ekip kurarak başlayın. Harvard’dan Teresa Amabilede “İnsanların birbirlerini harekete geçireceği, birbirlerinden bir şeyler öğrenebilecekleri, kariyer geçmişi ve eğitim anlamında homojen olmayan çalışma grupları kurun. İnsanlar böyle gruplarda birbirlerinin fikirlerine çapraz dölleme yapacaktır.” demiş. Sizin aklınıza böyle bir grup geliyor mu? (Bknz. Gamfed)
*Grubunuza rekabet sokmayın. Daha yüksek performans alırım diye iş arkadaşlarını birbirlerine karşı rekabete sokmayın. Bu, nadiren işe yarayan bir yöntemdir ve hemen hemen daima içsel motivasyonu söndürür. Rekabet yerine işbirliği ve yardımlaşma gibi kavramlara odaklanın ve asıl performans çıktılarını o zaman görün. 😉
*Küçük görev değişikliklerinde ferahlık vardır. Bir çalışanınız halihazırdaki görevinden sıkıldıysa, ustalaşmış olduğu alanda birilerini eğitip eğitemeyeceği seçeneğini değerlendirin. Ardından, daha deneyimli bir ekip üyesinin işinin bazı kısımlarında başarılı olup olamayacağına bakın. Bunun özellikle rutin işlerde daha sık yapılması gerektiği düşüncesindeyim.
*Amaç ile canlandırın, ödülle motive etmeyin. Paylaşılan bir görev kadar hiçbir şey bir ekibin üyelerini birbirine bağlayamaz. İnsanlar ortak bir amaç etrafında kilitlendiğinde grubunuz işinden daha fazla keyif alacak ve daha iyi çalışacaktır.
Düşünsenize çalışanlarınız ortak bir amaç için, istedikleri bir konuda, istedikleri gün ya da saatte istedikleri grupla bir araya gelerek bir şeyler üretmesine fırsat vermeniz durumunda hem şirketinize olan bağlılıkları artacak hem de performansları. Bunun yanı sıra mutluluk seviyeleri de fark edilir oranda artacaktır. Hem kim anlamlı bir amaç için birlikte çalışacak, güvenecek iş arkadaşları olduğunda mutlu olmaz ki! Anlamlı amaçlar için bir arada olmak dileğiyle.