2021’deki 21 Metaverse Dersi: Metaverse Paris Zirvesi 2022 Hazırlık Raporu
“Metaverse”, 2021’in başlarında Web3 toplulukları arasında zaten sıcak bir konuydu ve Facebook’un ana şirketinin kendisini yeniden adlandırmasının ardından, kamuoyunda ilgi arttı. Herkes bu konsepte kafa yormaya çalışıyor ve çoğumuzun cevaplardan çok soruları var, örneğin:
Metaverse nedir?
Neden önemli?
Nasıl bir parçası olabilirim?
Oyun, moda, mimari, perakende, blok zinciri, finans ve diğerleri dahil olmak üzere tüm sektörlerden profesyoneller Metaverse giriş noktasını arıyor ve kendilerini, ürünlerini ve markalarını bu yeni konu etrafında konumlandırıyor.
Bu soruları kendi başımıza cevaplamaya çalışmayacağız. Bunun yerine, uzmanları bir araya getirmek, deneyimleri ve görüşleri paylaşmak, ilham kıvılcımları aramak için Metaverse’nin yapı taşlarını tanımlamak için ve en önemlisi proje oluşturucuları mentörlükle ve topluluklardan yardım yoluyla güçlendirmek için buradayız.
Metaverse Summit, (Metaverse Zirvesi) Metaverse’nin geleceğini hep birlikte keşfetmeye ve inşa etmek için hazırlanıyor. Zirve, 3D, VFXGaming, VR, AR, Web3 ve ötesinden inşaatçılar, girişimciler, yatırımcılar ve uzmanları bir araya getirecek.
Metaverse’nin merkezi olmayan, verimli geleceğini geliştirmenin en sürdürülebilir yolunun bilgiyi paylaşmak ve yaymak olduğuna inanıyoruz.
Metaverse’nin en heyecan verici yönlerinden biri, benzersiz yenilikçi ve yaratıcı bir şeyi birlikte yaratmak için farklı sektörlerden bireyleri, projeleri, girişimleri ve teknolojileri bir araya getirmek için sunduğu eşi görülmemiş fırsattır.
İki günlük etkinlik, uluslararası topluluğun yüz yüze buluşması, yeni sinerjiler keşfetmesi ve projeler geliştirmesi için eşsiz bir an olan Paris Blockchain Haftası’ndan önceki hafta sonu olan 16-17 Temmuz 2022’de gerçekleştirilecektir.
Metaverse’nin geleceğinin keşfine katılmaya hazır mısınız?
(Metaverse Masterclass) Açık Metaverse OS Raporunun Tanıtımı
Bu, Outlier Ventures’ın CEO’su ve Kurucusu Jamie Burke’ün orijinal olarak Ourlier Ventures Blog’da yayınlanmış bir makalesidir.
Ready Player One gibi bilim kurgular, ‘Metaverse’i hem bir varış noktası hem de distopik bir yakalama ve kontrol süreci olarak tanımlar.
RP One’da: IOI şirketi tek başına, OASIS’in sunucularına ve veri tabanlarına sahip olmak ve bunları kontrol etmek istiyor. Bu da onlara şunları sağlıyor: insanları silmek, herhangi bir bilgiye erişmek, dünyanın kurallarını değiştirmek ve kendilerine sonsuz para birimi basmak
Bugün oyunlarda deneyimlediğimiz sanal dünyalarla ve daha genel olarak ‘Web’ ile ilk paralellikler dikkat çekicidir: merkezileşmiş, kapalı, özel ve sömürücü, hissedar üstünlüğü kullanıcı merkezlilikten daha yüksektir. Platformlara ‘ücretsiz’ erişim karşılığında zamanınızı ve verilerinizi vermek bir şekilde normalleşen bir durum.
Dijital platformlara daha fazla zaman, veri ve para yatırıldığı için (2020 COVID karantinasından bu yana sanal dünyalarda ve oyun ortamlarında ayda 10 milyar dolar ve 4 milyar saat), tasarım ilkelerini, iş modellerini ve hizmet şartlarını sorgulamak kritik önem taşıyor. Tüm bunlar, sorumluluğunu bilen çevrimiçi vatandaşlar olarak bizi, katılmaya devam edip etmeyeceğimize veya alternatiflere dalmak isteyip istemediğimize karar vermemizi yönlendirebilir.
Şimdiye kadar “Metaverse” terimini çokça duymuşsunuzdur. Facebook Meta’nın yeniden markalaşmasından sonra medyada bu konuda arka arkaya pek çok röportaj yaptım. Yatırım şirketimde, birkaç yıldır Metaverse için bir tez geliştiriyoruz. Ocak 2021’de The Open Metaverse OS adlı bir makale yayınlayarak, şu anda boşluktan ortaya çıkan sahtekarlık döngüsünü önlüyoruz.
Üstel bir hızla ilerleyen teknoloji sınıfında 12 ay uzun bir süre olduğu için, doğru yaptıklarımızı, öğrendiklerimizi ve daha sonra neler olabileceğini güncellemek ve yansıtmak için makalemizin bir ön bilgisini ve özetini paylaşmak istedik. İşte burada…
Arka plan bağlamı
2014’te Bitcoin’den ilham alarak, Avrupa’nın blok zincirine adanmış ilk risk sermayesi şirketi olan Outlier Ventures’ı kurdum. O zamanlar halk dilinde Web 3 olarak adlandırılan yeni bir web paradigmasını anlamaya başladığımız bir dönemdi. Bu paradigma, kullanıcının egemenliğine, verilerine ve dijital zenginliğine dayanmaktaydı. Bizim için, ilk zamanlarda, blok zincire bir izolasyon içinde tek başına bakılamayacağı açıktı. Çünkü tek bir teknolojiden fazlasını temsil eden, diğer teknoloji trendleriyle yakınsayan ve onlarla birlikte var olan yeni bir açık ekonomik sistemdi. Web’in iş modelini temelden değiştirecek ve dar saf finansal kullanım durumlarının çok ötesinde hemen hemen her sektöre sızacaktı. Daha yakın zamanlarda NFT’nin (Non-Fungible Tokens) inovasyonuyla birlikte blokzincirler (blokchain); oyunlarda, sanal dünyalarda ve daha geniş olan Yaratıcı Ekonomiye uzanan kripto para birimlerinin ötesine geçen, Metaverse’yi işaret eden yeni benzersiz dijital varlık türlerine izin verir.
Bugün, sanal hızlandırıcımız aracılığıyla, önümüzdeki 12 ayda en az iki katına çıkaracağımız 100’den fazla yeni girişime yatırım yaptık ve yalnızca son yedi ayda 250 milyon doların üzerinde başlangıç sermayesi toplamalarına yardımcı olduk. Ve daha şimdiden, dünyaya birkaç milyar dolarlık kripto ağının açılmasına yardımcı olduk. Bu faaliyet, her halükârda, bizi sektörümüzdeki (hacim olarak) en aktif yatırım firmalarından biri yapıyor ve Web 2 döneminin yirmi yılına hâkim olan bir hızlandırıcıyı referans göstererek, ‘Metaverse’nin Y Birleştiricisi’ (Y Combinator of Metaverse) olarak bizi hızla güçlendirdiğine inanıyoruz.
Hızlandırıcımız ve bu yatırım hacmi bize Metaverse’nin kanayan ucunda büyüyen girişimcilerin beyin gücüne erişim güveni sağlayan güçlü bir şey vermektedir. Bu sayede, geçen yıl hızlandırıcımıza 3.500’den fazla kuluçka öncesi/kuluçka dönemi girişimi başvurusunda bulunduk ve bu da bize pazara yönelik benzersiz bir bakış açısı kazandırdı. Tipik olarak, yeni bir alanda girişime başlamadan önce geniş bir vizyon ile sırada ne olduğunu 6-12 aylık bir avantaj penceresi ile görme fırsatı oldu. Genellikle halka açık hisse senetleri için on yıl olan bu süre kripto varlıklarının listelenmesinden sonra bir ila iki yıla indi. Artık daha önce ne olacağını kestirmek mümkün değil. Bu bir tür roket bilimi de değil; sadece keyif aldığımız veri setinin yükselmesi, temel örüntü tanıma ve oluşan anlatılar için rafine bir sezgi.
Kriptoyu yaklaşık sekiz yıl önce, NFT’leri yirmi ay önce ve şimdi de Metaverse’i ana akım haline gelmeden yaklaşık on iki ay önce bu şekilde tespit ettik. Bu tür içgörülere dayanarak, Metaverse’i bir yatırım fırsatı olarak nasıl anlayabileceğimi anlatacağım. Çok hızlı bir şekilde aynı anda insanlığın şimdiye kadar bildiği en büyük küresel servet dağılımı ve servet yaratma olayı olacağına inanıyorum. Son yirmi yılda Çin’in küresel GSYİH’dan aldığı paydan en az 10 kat fazla.
Önsöz
Öncelikle, birçoğunun görünüşte yeni moda sözcüklere, özellikle Metaverse kadar eterik olanlara, şüpheyle yaklaştığını biliyorum. Ancak anlatıların sermayeyi ve ekonomik faaliyeti harekete geçirmede güçlü olduğunu ve Metaverse’nin zamanın ötesine geçebileceğini ve zaman testine dayanabileceğini gösterdiğini vurgulamak istiyorum.
Metaverse’nin ne olduğuna dair teknik analize geçmeden önce, bunun her şeyden önce Teknoloji, Finans ve Kültür için ortak bir gelecek vizyonu etrafında birleşmesi ve iş birliği yapması için bir iletişim dili olduğunu söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Hem geleceğimiz hem de gelmesini istemediğimiz şey.
Ready Player One filmi gibi, bilim kurgu da ‘Metaverse’i hem bir varış noktası hem de distopik bir yakalama ve kontrol süreci olarak tanımladı. Ready Player One’da, bir şirket olan IOI, OASIS’in sunucularına ve veri tabanlarına sahip olmak ve bunları tek başına kontrol etmek istedi. Burada, insanları silebilir, herhangi bir bilgiye erişebilir, dünyanın kurallarını değiştirebilir ve kendilerine sonsuz para birimi basabilirler.
Bugün oyunlarda deneyimlediğimiz ilk sanal dünyalar ile daha genel olarak Web arasındaki paralellikler dikkat çekicidir: hissedar üstünlüğü ile merkezileştirilmiş, kapalı, tescilli ve sömürücü.
Bu gönderi, web sitemizden (ücretsiz olarak) indirebileceğiniz, daha teknik bir Açık Metaverse OS makalesinde ortaya koyduğumuz ana temaları özetlemektedir. Ayrıca daha açık bir alternatifi nasıl elde edebileceğimiz konusunda hem bir panzehir, çerçeve hem de tez görevi görür. Fakat aynı zamanda, sadece birkaç ay sonra üstel bir oranda ortaya çıktığını gördüğümüz dünyayı tahmin etme başarısının da bir yansımasıdır.
Metaverse’nin Tanımı
Teknik olarak, Metaverse’nin orijinal vizyonu ve tanımı hem donanım hem de yazılımdan oluşan bir kullanıcı arayüzünün fiziksel ve dijital arasındaki ayrımı bulanıklaştırdığı bir zaman noktası olarak ifade edilmekteydi. Bu, tipik olarak, birlikte Karma Gerçeklik olarak bilinen AR (Artırılmış Gerçeklik) ve VR (Sanal Gerçeklik) alanındaki ilerlemeler bağlamında düşünülmüştür ve yaygın hale gelmiştir.
Ancak biz, bunu bir varış noktası olarak değil, bir yolculuk veya süreç olarak düşünmenin önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü, Metaverse’nin başlangıcının zaten halihazırda var olduğunu kabul etmek önemlidir; sadece biz bunu büyük ölçüde 2B olarak deneyimliyoruz. Metaverse’i uzak bir hedef olarak düşünürsek, bugün Web’de olduğu gibi nasıl çalışmasını istediğimize dair ilkelerle ilgili bazı temel tasarım seçimlerini ele almamak ve potansiyel olarak bozulanları çoğaltmak veya derinleştirmek için kesinlikle uyurgezer gibi olacağımızı anlamak da önemlidir.
Facebook’un, Oculus VR kulaklığı gibi harika bir şekilde sürükleyici cihazları, gerçekten farkında bile olmadığınız biyometrik verileri, duyguları ve hisleri yakalamak için vücudunuzun içine girerek, artık retinamızın görsel uyaranlara tepkisini takip edebileceğini veya evinizin zemin planı ve içindeki nesneleri aktif olarak haritalayabileceğini düşündüğümüzde ve geçmişte kanıtlanmış kötüye kullanım sicillerinin varlığı göz önüne alındığında, Gözetim Kapitalizmi (Surveillance Capitalism) olarak adlandırılan şeyin bizi şüpheci ve endişeli olmaktan başka bir şey yapamayacağı gerçek zamanlı bir distopyayı potansiyel olarak genişletiyoruz. Yakın zamanda bir makalemde yazdığım gibi, bu, herhangi bir Metaverse önermelerinin gizlilik paradigmasını, özellikle de Facebook gibi Big Tech’i, uygun şekilde sorgulamamızı daha da zorunlu hale getiriyor.
Ana hatlarıyla belirteceğim gibi, Metaverse süreci çok boyutludur ve hem MMORPG (Devasa Çok Oyunculu Çevrimiçi Rol Oynama Oyunları- Massively Multiplayer Online Role-Playing Games) ile oyun bağlamında hem de diğer sosyal mekanlar ve deneyimler bağlamında yeni sanal dünyaların yaratılmasıyla başlamıştır. Her biri, genellikle birbiriyle çelişen birçok özelliği olan bir spektrumda bulunur; içerik üretiminin hem stüdyolar hem de bağımsız yaratıcılar tarafından yapıldığı durumlarda, değer aktarımı çift yönlüdür (dijitalden fiziksele ve fizikselden dijitale) ve hem tamamen dönüştürülür hem de pasif ve/veya aktif olarak tüketilmek üzere temsil edilir. Bu sürecin çoğu aşağıdan yukarıya doğrudur ve piyasa güçleri ve teknik yeniliğin genel akımı tarafından yönlendirilir. Bununla birlikte biz inanıyoruz ki; dünya çapında çılgınca değişen veri hakları, mahremiyet, anti-tekelleşme ve en önemlisi mali mevzuatla ilgili yukarıdan aşağıya hükümet politikası tarafından giderek daha fazla etkileşime girmeye ve bilgilendirilmeye başlayacak.
Fiziksel ve dijitalin gerçekte bir melezi olan Amazon gibi bir şirket olsa da, insanlar bugün hala fiziksel ve dijital ekonomi arasında bir ayrım yapmaktadır. Bir yandan, doğrudan tüketiciye satış, perakende tedarik zincirinin çoğunun kayıt altına alınmasını sağladı, ancak hala hem sanal bir alışveriş merkezi hem de fiziksel ürünler etrafında hareket eden fiziksel gerçekleştirme merkezleri ağı ve ayrıca artan sayıda sanal ürün ve e-kitap, müzik ve video akışı gibi hizmetlerin tümü tamamen kendi özel cihazlarında ve platformunda tüketilmektedir. Amazon veya Facebook gibi şirketler Metaverse’nin bir parçası mı? Hadi bir bakalım.
Bilimkurgudaki (sci-fi) bir Metaverse’nin tanımlayıcı özelliklerinden biri, bir şekilde ulus devletler tarafından kontrol edilen eski hiyerarşik ve emre dayalı (fiat-based) ekonomilerden bağımsız ve üstün bir ekonomik sistem olması gibi görünüyor. Bu, müşteriler ve personel için yerel para birimlerini kullanan, ABD devleti ve çeşitli kurumlarıyla giderek daha fazla iç içe olan, ancak yine de nihayetinde merkez bankalarının ve çeşitli hükümet politikalarına bağlı ve insafına kalan, esas olarak ABD merkezli bir şirket olan Amazon gibi bir platform için doğru değildir. Facebook’un Libra ile kendi dijital para birimini başlatma çabalarına bakarsak (muhtemelen Evrensel Giriş gibi, VR platformu Oculus’a da yayılacaktı), ancak oldukça merkezi ve emir tabanlı bir şirket olduğu için, agresif bir şekilde kısıtlanmış ve aslında gerçek bir yıkıcı ve egemen kripto para birimi olarak kısırlaştırılmıştır.
Şimdi, Roblox veya Fortnite gibi bazı oyun platformlarının, merkezi olarak kontrol ettikleri kendi para birimleri ve deneyim puan sistemleri, oyun içi öğeler (skinler) gibi değer sistemleri ile kapalı mikro ekonomilere sahip olan, servetlerin önemli miktarlarının tutulduğu ve alınıp satıldığı pazar yerleri olacak kadar büyük olduğu kısmen doğru kabul edilebilir. Bu, bunu bir kişinin servetinin bir parçası olarak düşünüldüğünde, özellikle de genç nesillerde görüldüğünde, daha da önemlidir. Ancak gerçek şu ki, hükümetler tarafından kara para aklama korkuları etrafında dayatılan sınırlamalar nedeniyle “gerçek” dünyayla etkileşim kurmak için hükümetin yasal kararlarını kullanarak kapalı platformlara girip çıkmanıza izin veren sadece birkaç oyun var. Ancak servet, bu mikroekonomiler arasında kendi özgün para birimleriyle sanal bir meta ekonomiye veya meta veriye doğrudan aktarılamaz. Genellikle, fiziksel varlıklar satın almak için MetaFi diyebileceğiniz sanal servete karşı borç alamazsınız. Bu da artan bir dijital yerliler sınıfını ekonomik bir dezavantaja sokar. Yapılan bir araştırmada; oyuncuların %63’ünün, sahip oldukları para birimlerinin ‘gerçek dünya değerine’ sahip olması halinde daha fazla harcayacaklarını söylemesi bu tezi destekler niteliktedir.
Yılın başlarında, kullanıcıların blok zinciri oyunlarına geleneksel oyunlara göre 5 kat daha fazla para harcadıkları, ancak örneklem boyutunun çok küçük olduğu ve daha geniş oyun endüstrisi ile karşılaştırılamayacağı bildirildi. Bununla birlikte, blok zincir tabanlı bir oyun olan Axie Infinity’nin son zamanlardaki çıkış başarısı, birçok kişinin bu mantıklı şüphesinin ötesinde kanıtladı. Şöyle ki; bir değer platform dışına serbestçe aktarılabildiğinde ve kazanılan veya satın alınan değerin Bitcoin veya Ethereum gibi kripto para birimlerine kolayca dönüştürülebildiği durumlarda, oyuncuların oyun içinde daha fazla para harcayacaklarını gösterdi. Kurucu ortaklarından Jiho süreci şöyle tanımlıyor; ‘kullanıcılara dijital mülkiyet hakları verdiğinizde olacak olan budur’.
Axies’in 1,2 milyar ABD doları tutarında rekor bir satış elde etmesine yardımcı olan şey, Haziran ayındaki günlük 108.000’den fazla aktif kullanıcıdan bugün bir milyonu aşan günlük aktif kullanıcıya katlanarak artan bir şekilde büyümesidir ki; şu anda yalnızca son 30 günde yaklaşık 780 milyon ABD doları ve daha fazla satış bildiriyor. 1,4 milyon bireysel işlem anlamına geliyor. Daha kolay anlaşılmasını sağlamak için; bunun, küresel olarak AAA’dan ücretsiz olan tüm kategorilerdeki tüm oyunları kapsadığı söylenebilir. Ve bu süreçte, yeni bir oyun kategorisi olan ‘kazanmak için oyna’ mottosunu popüler hale getirmektedir.
Bu makale boyunca öğreneceğiniz gibi, belki de gerçek bir Metaverse’nin tanımlayıcı özelliği; aslında bunun zorunlu olarak belirli bir sanal deneyim türünden ziyade, kendisine özgü para birimlerine sahip bir meta-ekonomi olduğunu önerme sebebim; Bir değerin hem fiziksel hem de sanal anlamda izinsiz olarak, daha da önemlisi bir hükümete veya platforma ihtiyaç duymadan birbirinin yerine kazanılabileceği, harcanabileceği, ödünç alınabileceği veya yatırım yapılabileceği yerler olmasındandır.
Rekabet eden çoklu evrenler
Şimdi tabii ki Metaverse için rekabet eden vizyonlar olduğu da doğru; bu, Mark Zuckerberg’in bir Metaverse şirketi olarak Facebook’un nasıl göründüğüne dair son düşüncelerinde bile var gibi görünen bir stres kaynağı. Birlikte var olup olmayacakları veya rekabet içinde olmaları gerekip gerekmediği henüz belli değil. Ancak basitçe ifade etmek gerekirse, ortaya çıktığını gözlemlediğimiz Metaverse’nin en az iki versiyonu var: Birincisi kapalı platformlar ki; Facebook / Oculus gibi Big Tech tarafından domine edilmektedir. Diğeri ise, blok zincirlerinden yararlanan açık protokoller üzerine kuruludur; Decentraland ve Sandbox’daki merkezi olmayan sanal araziler gibi.
Açık ve kapalı ayrımı, yalnızca teknoloji seçimleri ve platformların kod ve verileriyle açık kaynak ilkelerini ne ölçüde benimsediği ile sınırlı değildir. Aynı zamanda ve daha da önemlisi, kendi tescilli oyunları içinde veya genelinde kapalı bir ekonomiye sahip olup olmadıkları veya açık kaynak ilkelerine sahip olup olmadıkları ile sınırlıdır. Yani değerin ekosistemlerinin dışına aktarılabilirliğine, bunun emir tabanlı sistemlerle nasıl etkileşime girdiğine ve temeldeki ekonominin kendisinin para ve maliye politikasını ne ölçüde kontrol edip etmediklerine izin verdiği ile ilgilidir.
Epic Games ve Unreal oyun motorunun CEO’su Tim Sweeny’nin, şu anda kendi başına bir pazar ikilisinin tadını çıkardığını görmek ilginçtir. Hem Açık Metaverse alternatifini hem de bizim hızlandırıcımızın da dahil olduğu birkaç startup’a yaptığı yatırımlar ve hibeler yoluyla desteklemeyi seçerek kazancını bir milyar dolara yükseltti ve aynı zamanda şirketini ve mülklerini kendi yolunda dönüştürdü. Bununla birlikte, Steem, NFT özellikli oyunları engelleyeceklerini söylediğinden, Epic ortaya çıktı ve Zuckerberg tarafından Meta röportajlarında yankılanan bir şey olan, muhtemelen bir App Store’a benzeyen NFT’lerin daha izinli / küratörlü bir sürümünü keşfedeceklerini söyleyerek yaklaşımlarına daha fazla nüans kattı.
Ayrıca, Metaverse vizyonları ve ortaya çıkan gerçekler arasında “düşük-fi’den hi-fi’ye” (low-fi to hi-fi) olarak tanımlanabilecek başka bir teknik ve felsefi ayrım daha vardır. Oculus gibi hem yazılım hem de pahalı donanım gereksinimleri aracılığıyla deneyimin teknik sınırlarını kasıtlı olarak zorlayan platformlar ve blokzincir tabanlı Cryptovoxels gibi evrensel erişilebilirlik için mümkün olan en düşük cihaz ve bant genişliği gereksinimleri için tasarlayan platformlar, daha çok blokzincir tabanlı Minecraft’a benzer olanlar gibi pek çok farklı platform vardır. Bunları ekonomik bir sistem olarak düşündüğünüzde ve onların sadece kapsayıcı değil aynı zamanda kucaklayıcı olması gerektiğini düşündüğünüzde bu çok önemlidir. Ancak, bildiğimiz kadarıyla, tüm bu sanal dünyaların hala en az bir akıllı telefon gerektirdiğini söylemek gerekir ve bu şu anda dünya nüfusunun %60’ını dışlamış oluyor.
Yukarıdaki grafikte gördüğünüz eksenler, ortaya çıkan Metaverse platformlarının ve sanal dünyaları kabaca sınıflandırmaktadır. Bu iki eksenin dikkate alınması gereken en önemli şey olduğuna inanıyoruz, çünkü birleşim yerleri ekonomik sisteme girme maliyetini ve olabildiğince geniş bir demografik yelpazede değer kazanarak bu maliyeti dengeleme yeteneğini temsil ediyor.
Platformun kullanıcı kaynaklı içeriklere izin verip vermediği, üçüncü bir sınıflandırma olarak eklenebilir ancak bu farkın zamanla ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Çoğu platform, değişen derecelerde, Roblox veya Minecraft gibi UGC’ye izin verecek ve sanal dünyanın genel olarak “açık” olduğu alana düşecektir. Bu nedenle UGC, Metaverse’in geleceğini yansıtmaya çalışırken ayrı bir boyut olarak önemli değildir. Bununla birlikte, üçüncü taraf geliştirici özgürlüğünün derecesi (ister profesyonel ister kullanıcı olsun), reklam amacıyla para kazanılacak uygulamaların ekonominin nasıl bölündüğü ve bunlardan toplanabilecek verilerin derecesinin yanı sıra özellikle kripto ve NFT’lere entegre olma yeteneği önemli hale gelecektir. Apple’ın en son Uygulama İzleme Şeffaflığı (ATT-App Tracking Transparancy) özelliklerinde gördüğümüz gibi, platformlar ve geliştiriciler arasında Facebook’un mobil uygulama işine milyarlarca dolarlık reklam geliri kaybına mal olan bir savaş hattı haline geldi ve bu, yığını donanım seviyesine kadar kontrol etmeye daha istekli hale geldi.
Bizim inancımız ve tezimiz, zamanla paylaşılan açık kaynak protokolleri, açık altyapı ve tek bir birleştirici temel üzerine inşa edilmiş bir açık meta veri deposudur. Yine de açık finansal sistem, güçlü ağ etkileri nedeniyle kapalı platformları aşındıracak veya “yiyecek” ve potansiyel olarak kapalı platformların yerini alacaktır. Bugün, Facebook ile rekabet edebilir düzeyde Açık Metavers’i yapan birçok kişi için, merkezi olmayan protokollerin bir palavra olduğunu görmek imkansız. Ancak daha önceki noktama dönüyorum; Harika VR donanımı ve bağımlılık yaratan dijital deneyim oluşturabileceklerini gösterseler de, Facebook’un Libra’sının başarısızlığı, ölçeği ne olursa olsun hiçbir özel şirketin hiyerarşik karardan ve ulus devletlerden bağımsız bir meta-ekonomi yaratmasına asla izin verilmeyeceğini gösterdi.
Bu arada Bitcoin, bazı basit kodların ve oyun teorisinin Web’e nasıl yerleştirilebileceğini ve durdurulamaz bir ekonomik sistem yaratmak için dünyanın her yerinde, aşağıdan yukarıya, trilyonlarca dolarlık sermayeyi ve fiziksel olarak dağıtılmış altyapıyı nasıl harekete geçirebileceğini gösterdi. Bu bize şunu söylüyor: Sürükleyici deneyimler yaratmakta iyi olsanız da, dijital platformlarınızı ve dünyalarınızı kriptoya bağlamak ve onları merkezi olmayan ve açık meta-ekonomiye tabi kılmak büyük olasılıkla iş açısından mantıklıdır. Ve belki, Oculus, Fortnite veya Roblox gibi, (şu anda değilsiniz) her şeye rağmen yeterince Metaverse’nin bir parçası mısınız? Acı verici gerçek şu ki, hissedarlarınıza Metaverse basın bültenleri aracılığıyla ne söylerseniz söyleyin, gerçekte yalnızca izole bir oyun, platform veya kullanıcıların zamanlarını ve paralarını yatırmak için azalan nedenler görecekleri sanal bir dünyasınız.
Web 3, Açık Metaverse için bir yığın
Peki neden bu olasılığa bu kadar ikna olduk? Son on yılda, Bitcoin’in başlangıcından ve Ethereum gibi blok zincirlerinin olgunlaşmasından bu yana, “kullanıcının platform olduğu” açık ve izinsiz bir Web 3 yığınının ortaya çıktığını gördük.
Sonuç olarak bu paradigma, blok zincirlere ve bunların atomik hesap birimlerinin küresel dijital yerleşim katmanı haline gelmesine dayanır ve değerin bir servet biçimi olarak “basıldığı” (minted) (yaratıldığı), depolandığı veya diğer teknolojiler arasında aktarıldığı anlamına gelir. (Mint etmek, bir NFT’yi blok zincirin bir parçası haline getirmek, token yaratmak ya da basmak olarak ifade edilmektedir.) Ancak dijital servet programlanabilir hale getirilebilir ve oyun içi öğelerden sanal arazilere, kredi anlaşmaları veya vadeli işlem sözleşmelerine kadar giderek daha karmaşık bir varlık yelpazesini temsil edebilir. Toplamda, bu, genellikle DeFi (Decentralised Finance – Merkeziyetsiz Finans) olarak adlandırılan, para birimleri, takaslar, borçlanma ve borç vermeden oluşan tamamen yeni bir finansal sistemi temsil eder.
Bugün nispeten küçük olsa da toplam sermaye miktarı 2 trilyon doların biraz üzerinde olan bu yakınsak teknolojileri, donanım, yazılım ve kullanıcı arasında duran, hem yeni bir finansal sistem hem de daha açık bir Metaverse için geliştirilmiş Açık Metaverse İşletim Sisteminin birleşimi olarak düşünebilirsiniz. Açık kaynak özellikleri nedeniyle, zincirde (blok zincirde) doğan her şey aktarılabilir ve meta verileri görülebilir. Ve bu nedenle, onun üzerine inşa edilen sanal dünyaların DNA’sı, tamamen veya kısmen, aktarılır veya miras alınır. Evrimsel anlamda, Açık Metaverse OS kullanımıyla, sanal dünya Web 3’e gebedir. Ve toplamda, kripto destekli bu finansal sistemden geçen her şey toplu olarak Metaverse GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) veya en azından Açık Metaverse GSYİH olarak kabul edilebilir.
Açık Metaverse İşletim Sistemi (The Open Metaverse OS)
Peki Açık Metaverse OS (The Open Metaverse OS), prime time için ne kadar hazır? Bir yandan, Web 3 ekosistemi, bir Açık Metaverse’nin birçok yönünü etkinleştirebilen yeni gelişen birkaç teknolojiyle büyüyor ve kademeli bir şekilde olsa da, konuştuğumuz gibi sanal dünyalarda ve deneyimlerde konuşlandırılıyor. Ancak diğer yandan, on yıllardır olgunlaşmaya devam eden Web 2 ile karşılaştırıldığında performans ve maliyet gibi çeşitli ölçütlerde hala önemli derecede geridedir ve ölçek ekonomilerinin faydalarının platform tekelleri tarafından sağlandığı durumlarda, Amazon gibi bazı şirketlerin her türlü rekabeti acımasızca alt üst ederek milyarlarca dolarlık “zarar veren” şirketler olmasına izin veriyor.
Aynı şekilde, Web 3 teknolojisi, masaüstü ve cep telefonlarında daha fazla 2D web tabanlı deneyimler için sorunsuz, gerçek zamanlı etkileşimler ve uygulamaları sağlamak yerine ve pahasına, öncelikle yüksek derecede merkeziyetsiz ve işlem güvenliği için optimize edilmiştir. Sonuç olarak, Web 3’teki kullanıcı deneyimi bugüne kadar nispeten zayıftı ve hem radikal olarak farklı kendi kendine saklama güvenlik modeli hem de endüstrinin doğuşu nedeniyle yüksek derecede teknik okuryazarlık gerektiriyordu. Oyun motorlarında Web 3 teknolojilerinin sorunsuz kullanıcı deneyiminde ile daha da zor. Ancak bu, Web 3 dünyası ile giderek değişiyor. Ayrıca kripto, oyun ve VR gibi yeni ortamlarla giderek daha fazla çevrildikçe ve yeni nesiller Web 2 platformlarından uzaklaştıkça değişiyor.
Bu nedenle, Açık Metaverse İşletim Sistemi (Open Metaverse OS), en iyi şekilde, yüksek oranda birleştirilebilir teknolojilerin gelişen bir koleksiyonu olarak anlaşılabilir. Çeşitli kullanım durumları ve ortamlarda daha büyük bir küresel nüfusa hizmet etmeyi amaçladığından, bir Açık Metaverse’nin özelliklerini olanaklı hale getirmek için giderek artan ancak pragmatik bir şekilde gelişerek kullanılabilir olacak. Mevcut haliyle, Açık Metaverse OS, özerk kullanıcı kimliği ve gerçek dünyada geçmeyen varlıklar da dahil olmak üzere, dünya ekonomilerine ve kendi ekonomilerinin içine ve dışındaki diğer sanal ekonomiler arasında, oyun motorlarının, 3B modelleme araç zincirlerinin karmaşıklığını bırakarak köprüler kurmaya ve öncelikli olarak merkezileştirilmiş dünyaya oluşturulan yığınların kritik alt katmanlarına odaklanmıştır. Bununla birlikte, zaman içinde Açık Metaverse İşletim Sisteminin daha da gelişerek bu yönleri de merkeziyetsizleştirmesini bekliyoruz.
Özetle, Açık Metaverse, “üstel doğası” göz önüne alındığında, önce yavaş yavaş ve ardından boyun kıran hızlarda yeni yeni geliştiriliyor.
MetaFi ve Üstel Varlıkları
Yeni yılda, bu makalemizi ilk yazdığımız şu zamanlarda, Açık Metaverse ile Kapalı Metaverse (The Open Metaverse, The Closed Metaverse) karşılaştırıldığında, boş dünyalarla dolu olduğunu söylemek doğru olur. Tüm platformlardaki günlük aktif kullanıcı sayısı yüz binin altındaydı ve dürüst olmak gerekirse, o zamanlar aylık 350 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan ve COVID’li bir yıl olan 2020’de 5 milyar dolar gelir elde eden Fortnite ile karşılaştırıldığında bile tamamen alakasız bir şekilde ilgi olmadığı söylenebilir. Ama bunun aldatıcı olduğuna haklı olarak inandık. Çünkü, hem kullanıcıları hem de tasarımcıları hayal kırıklığına uğratan modellerinin kapalı yapısı ve tasarımı herhangi bir uzun vadeli üstünlüğe sahip değildi, sadece on yıllık bir avantajı vardı ve o zamanlarda alternatif eksikliği de vardı.
Sadece birkaç ay önce tartıştığımız gibi, Açık Metaverse’nin üstel doğası nedeniyle, Axie Infinity şimdi muhtemelen Fortnite’ı yıllık karlarda çoktan geride bıraktı. Bir AAA oyununu geliştirmenin ve piyasaya sürmenin zamanını ve maliyetini düşündüğünüzde bu gerçek gerçekten inanılmazdır; ortalama olarak 60-80 milyon dolar arasındadır, 2-3 yıl sürebilir, 150-250 kişilik bir ekip gerektirir. Bu, geçmişte içerik oluşturmanın son derece pahalı olduğu ve yeni oyuncuların statükoya girip meydan okuması için oldukça yoğun bir sektöre yol açtığı anlamına geliyordu. Yine de bir şekilde Axies, oyun sisteminin tamamen dışında ve sadece iki yıl içinde, sadece 9 milyon dolarlık fonla hepsini geride bıraktı.
Şimdi Roblox, genellikle bir şekilde daha açık bir tür Metaverse olarak ve bağımsız tasarımcıların paylaşılan ancak kapalı bir teknoloji yığınına ve merkezi, izin verilen ekonomik katmana dayalı oyunlar oluşturmasına izin verme gücünün bir örneği olarak sıkça övülüyor. 2020’de aylık 150 milyon dolar kullanıcı ve içerik oluşturucuya ulaşmayı ve geliştiricilere 250 milyon dolar ödemeyi başardı. Ancak, daha da önemlisi bizim açımızdan Roblox, Açık Metaverse’nin bir parçası olarak kabul edebileceğiniz kriterlere çok az yakın. Örneğin, tüm platformu klonlayıp çoğaltamazsınız ve yine de onu işletmek için 850 tam zamanlı personel ve istikrarlı büyümeye devam etmek için 530 milyon dolarlık risk sermayesi gerektiren kapalı bir ekosistem olarak hizmet eder. Göreceğimiz gibi bunları gelecek olmaktan uzak, yürüyen ölüler olarak kabul edebilirsiniz.
Öyleyse açık sanal dünyalar, günümüzün baskın ama merkezileşmiş sanal dünyası ve oyun platformlarının içeriğini ve zengin deneyimlerini geride bırakmak bir yana, önce nasıl bunlara yetişebilir ve sonra en azından eşit olabilir? İlk olarak, bugünün sanal dünyalarında çalışmalara katılmak ve çalışmalardan para kazanmak için (her türlü medya prodüksiyonundan) milyonlarca içerik oluşturucunun sırada beklediği uzun bir kuyruk var. Ve endüstrinin kapalı platformlar için çalışan personelinin toplamı henüz cüceler. Aslında, birçoğu zaten kendi işini yapmayı tercih eden müteahhitlerdir. Dolayısıyla, açıkça görülüyor ki, tasarımcı olarak dışlanan köleler, zamanlarını, enerjilerini ve nihayetinde kariyerlerini açık ve izinsiz ekonomik sistemlerimizde deneyler yapmak için, özellikle de yalnızca ilk tasarımda değil, aynı zamanda ‘zincir içi telif hakları’ yoluyla ikincil satışlar yoluyla şimdiki zamanlarından daha büyük bir getiri elde edebildiklerinde, kalıcı olarak göç etmeye çok istekli olacaklar.
Şimdi, makalemizden birkaç ay sonra, tüm bunlar artık sadece kavramsal değil. Bu, Aralık ayında 2020’nin en yüksek seviyesi olan 147.000$’a karşı Ekim 2021’de 31 milyon dolarlık en yüksek aylık satışını gerçekleştiren SuperRare gibi çeşitli NFT para basma platformlarından ve pazar yerlerinden oluşan büyüyen bir ekosistemin başarılarında bolca kanıtlanmıştır. Nifty Gateway’i (Gemini’ye ait), Mart 2020’deki lansmanından bu yana aylık ortalama %50 büyüme ve OpenSea’nin sadece 2021 Ağustos’ta 1 milyar dolarlık mega ticaret hacmi elde etmesini bir yana bırakın. Seçenek verildiğinde açık bir şekilde tasarımcılar haline gelen insanlar, ezici bir çoğunlukla Açık Metaverse’e katılacak ve insanlar herhangi bir platformdan aktarabildiklerinde ve açık ikincil piyasalarda serbestçe ticaret yapabildiklerinde dijital çalışmalarına daha fazla değer verecekler. Ve biz daha yeni başladık; Milyonlarca yeni kullanıcıyı kripto para birimine katmış olan Binance ve Coinbase gibi değiştirilebilir kripto borsalarının sahip olduğu büyüme eğrilerini düşünüyorsanız, olası her türlü maddi olmayan dijital varlığın serbestçe alınıp satılabileceğini hayal edin. Aslında, ikisi de şimdi NFT ürün tekliflerini başlattı ve Coinbase CEO’su Brian Armstrong, bunun hızlı bir şekilde gelir ve büyümenin ana itici gücü olacağına inandığını açıkladı.
Ayrıca, NFT’lerden yararlanan bir dijital sanatçı ve bir arkadaşım olan Beeple’ın (Mike Winkelmann) tek bir NFT eseri; “Everydays: The First 5000 Days” neredeyse 70 milyon dolara satarak sanat müzayede rekorları kırdığını gördü. NBA Top Shot NFTs gibi franchise’lar Şubat 2021’de 231 milyon dolarlık yüksek bir satış gerçekleştirdi ve bu yılın başlarında dijital ticaret kartlarından toplam 700 milyon dolarlık satış bildirdi. Ancak belki de daha da ilginci, mevcut IP’nin Açık Metaverse’e çevrilmesi yerine, tamamen yeni “metaverse yerel markaları” olarak kabul edebileceğiniz şeylerin blok zincirlerin üstünde aşağıdan yukarıya ortaya çıktığını görmeye başlıyoruz.
Yakın tarihli bir örnek, anonim bir kolektif tarafından yayınlanan 10.000 benzersiz 8-bit 2D avatardan oluşan bir koleksiyon olan “The Bored Ape Yacht Club” (BAYC), şimdi, bir milyar doların üzerinde bir değere sahip olan kripto para birimlerininkilerle rekabet etmek için takas edilemez bir jeton franchise ekonomisi haline geldi. Sotheby’s Natively Digital 1.2 çevrimiçi müzayedesinde Bored Ape Yacht Club #8817 için yakın zamanda biri toplam 3.4 milyon dolar ödedi, bu da koleksiyonun geri kalanı gibi benzersiz özelliklere ve özelliklere sahip. Eylül ayı başlarında, Sotheby’s BAYC’den 101 NFT’yi yaklaşık 24 milyon dolara sattı, son 7 gündeki işlem hacmi 23 milyon dolara ulaştı ve bunu bir perspektife oturtmak için gelirin çoğunluğu ilk koleksiyonerlerine ve bu süreçte birçok milyonlar kazanan destekçilerine gitti.
Burada gerçekten dikkate değer ve olağandışı olan şey, bir kullanıcının bir maymuna sahipken, kendi bireysel maymunlarının IP’sini ticari olarak kullanma haklarına sahip olmalarıdır. Eğer koleksiyonu elinde tutmaya devam ederse kalıcı olarak veya sadece bir an için 3D avatarlardan, giyim çizgilerinden, BAYC türevlerinin tüm ekosistemlerine yol açar ve hatta spor ürünleri, sadece dört ayda gerçekten küresel bir transmedya markası haline gelir.
Ama burada bitmiyor! Fortnite gibi platformlar, geniş erişimleri nedeniyle, Travis Scott gibi eğlence sanatçılarının yeni izleyicilere ulaşması için kapalı sanal dünyalar güçlü bir yol haline geldi. Bununla birlikte, Outlier ortağı Deadmau5’in son üyesi ve elektronik müzik yapımcısı gibi sanatçılar, halkımızın platformlarında anlık olarak oynamak yerine, yeni olarak kabul edilebilecek şeyler aracılığıyla deneyimin doğrudan ve tam yaratıcı ve finansal kontrolünü elinde tutabileceğini fark ettiler. Oberhaslı adlı kendi sanal dünyasında bir tür ‘Doğrudan Taarımcıya Ekonomiler’ var.
Ayrıca, artık en yeni iPhone’a sahip herkes tarafından kullanılabilen LiDAR teknolojisiyle, fiziksel dünya toplu hale getirilebilir, makine tarafından okunabilir 3D modellere çevrilebilir ve teorik olarak takas edilebilir NFT’lere dönüştürülebilir. Bu NFT’ler hızlı bir şekilde açık sanal dünyalara yüklenecek ve onları avatarlar, giyilebilir cihazlar, mobilyalar ve hatta bütün bina ve sokaklarla dolduracak. Pixar USD, NVIDIA’nın MDL, Khronos Group ve NVIDIA’nın Omniverse’i gibi açık kaynak standartlarından yararlandıkları ve makine tarafından okunabildikleri için, yine küresel ve açık pazarlarda herhangi bir kapalı platformdan daha iyi para kazanılabilen sonsuz varyasyonları türetmek için yapay zekayla beslenebilirler.
Tahmin ettiğimiz gibi, Mark Cuban destekli Alethea AI projesi gibi projeleri, insan benzeri metin ve konuşma üreten derin öğrenmeyi hayata geçirmek için artık Open AI’dan GPT-3 biçiminde AI yeniliklerinden yararlanıyor. Aksi halde aptal NFT avatarları, onları ‘etkileşimli süper güçler’ ile dolduran karakterlere dönüştürür. Ve diğer medya biçimlerine yayıldığında, sanal dünyaların ve içeriğinin otomatik olarak sonsuz sayıda üretilebileceğini hayal edebilirsiniz.
Tüm bunlar, oyunları veya tüm sanal dünyaları ve ekonomileri üretme süresini ve maliyetini önemli ölçüde azaltmayı bekleyebileceğimiz anlamına geliyor. Bunu yaparken aynı zamanda tek bir oyun stüdyosu, plak şirketi veya sanal platformun yeteneklerinin çok ötesinde sorunsuz ve merkezi olmayan işbirliğine izin veren milyonlarca yaratıcıdan oluşan küresel bir işgücünden yararlanıyor.
İnsanlığın en büyük sosyo-ekonomik deneyi
Web 3 ilkelerine gebe bir Açık Metaverse ile ilgili en heyecan verici ve entelektüel açıdan ilginç şeylerden biri, onun temel ekonomisini açıkça (ve izinsiz bir şekilde) deneyebilmenizdir. Aynı seviyede deney, protokol katmanında ve her sanal dünyanın kendisinde onu destekleyen oyunun kuralları için geçerlidir. Her deney de diğerleriyle paralel olarak, konser içinde ve/veya doğrudan rekabet içinde yapılabilir.
Örneğin, tasarım gereği Axie Infinity gibi bir proje, yalnızca Axies (oyun kartları) satın alıp elinde tutarak saf spekülasyon yoluyla sistemde değer elde edemeyeceğinizi garanti eder. Bir getiri elde etmek veya en azından yatırımınızın azaldığını görmemek için, onları oyunda düzenli olarak kullanmalısınız. Bunu kendi başınıza yapmak istemiyorsanız veya bu beceriye sahip değilseniz, NFT’lerinizi oyunculara çalıştırmaları için ödünç verecek işler geliştirmelisiniz. Bu, sisteme üretken sermaye veya işin kendisi aracılığıyla katılabileceğiniz anlamına gelir. Sonuç olarak, Filipinler gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde tam da bunu yapan köyler var, burada mevcut gelir, eğer varsa, birçok “gerçek dünya” işinden daha iyidir Ve COVID ekonomik krizinde büyük işsiz gençler için aynı olacağını hayal edebilirsiniz.
Bu aktivite sadece gerçek ekonominin yerini almakla kalmaz, tamamen sanal anlamda tamamen yeni bir zenginlik yaratır, ama aslında ekmeği sofraya koyan ve insanların evlerini alabileceği bir zenginlik yaratır. Oynamak için kazanmak yeni bir şey olmasa da, artık oyun oynamak, paylaşmak veya kazanmak için küratörlük yapmak ve para kazanmak için oynamak, yüz milyonlarca insan için dijital feodalizmden ziyade bir tür finansal özgürleşme ve birincil gelir haline gelebileceği ‘iş olarak oynamak’ ana akım haline geliyor.
Sonuç: Metaverse Yıkama, GSYİH ve Açık Meta DAO
Bu yazıyı yazarken, bu yılın Ocak ayında (2021) yayınlanan tezimizde önerilen temaların birçoğunu tekrar gözden geçirmek ve bunların beklediğimizden çok daha kısa sürede gerçekleştiğini görmek ilginç oldu. Global Macro Adviser’dan Raoul Pal’ın dediği gibi, bu, yakınsayan üstel teknolojilerden ve şimdi varlıklardan oluşan bir “Üstel Çağ” (The Exponential Age). Kısacası, işler baş döndürücü bir hızla ilerliyor.
İlk makalemizden bu yana, Facebook ve Meta olarak yeni markaları manşetlere hâkim oldu. Ve şimdi her Big Tech şirketi, zamanın ruhunu ve getirdiği borsa primini yakalamak için Metaverse stratejilerini ve kimlik bilgilerini sunmakla yükümlüdür.
Her teknoloji ve medya şirketini NFT’lerde bir konuma sahip olmaya zorladı. Oyun yayıncısı Steam, NFT’leri etkinleştiren oyunlara izin vermeyeceklerini söyledi. Epic, NFT’leri yayınlayacaklarını ancak izinli bir şekilde yapacaklarını söyledi ve Discord, kullanıcı tabanlarından durdurulan bir NFT sunumunda ciddi bir tepkiyle karşılaştı ve bunun tüm şirketler ve kullanıcılar için, özellikle de oyun alanında tamamen açık olmadığını, bunun neden geçici bir hevesten başka bir şey olmadığını ve neden dijital mülkiyet haklarının geçici bir hevesten daha fazlası olduğunu Metaverse için neden çok önemli olduğunu gösterdi.
Şirketlerin birçoğu Metaverse anlatısını kendi gündemlerini yaratmak için kullanıyor. Facebook Meta’nın gizlilik hakkında konuşması, yalnızca kullanıcı verilerinin gizlilik paradigması ve bunlarla ne yaptıkları veya yapmadıkları bağlamında değil, bunun yerine etkileşimde bulunmak istemediğiniz kişileri engelleyebilmek gibi kilit noktaları ve ilkeleri kasıtlı veya yanlışlıkla bir araya getiriyor. Ve Metaverse’nin her şeyden önce bir meta-ekonomi olduğu önermemize katılırsanız, kripto Big Tech’in açık ve izinsiz sistemine entegre edilerek etkinleştirildiğinden, ekonomik sistemlere ve iş modellerine değinmek yerine yalnızca arayüz katmanına ve parlatılmış UX’e (kullanıcı deneyimine) odaklanmayı tercih edeceğine inanıyoruz.
Aynı şekilde, inanılmaz derecede hayal kırıklığına uğradım şey şu ki; Açık Metaverse’in sözde şampiyonları bile Zuckerberg ve Facebook iş uygulamalarının bir Açık Metaverse ile tüm çelişkilerine rağmen, Facebook Genel Merkezi’ndeki artan sorunları örtmek ve dikkat dağıtmak için şimdi oldukça alaycı bir “ana akım medya değil dostça influencer” stratejik gösteri olarak görünen şeye itirazsız gitmesine izin verdi.
ABD ve Avrupa’da, kriptoya karşı mücadeleci bir duruş sergileyen siyasi rüzgarlarla birleştiğinde, öncelikle istikrarlı paralar etrafında, Big Tech’in kurumsal paydaşları olarak mevcut bozuk emir tabanlı sisteme entegre olmaya zorlanacağı ve borçlu, enflasyonist ve dışlayıcı finansal sistemi sürdüren CBDC’leri (Central Bank Digital Currencies – Merkez Bankası Dijital Para Birimleri) benimsemeye zorlanacağı izin verilen Metaverse’de ‘kuraldışı durum yakalandı’ gibi tehditlerin olacağından korkuyorum.
Bu nedenle, Big Tech’in sözde Metaverse versiyonuna bir kontrpuan olarak Açık Metaverse ilkelerine derinden bağlıyız ve bu konuda sesimizi yükseltiyoruz. Ve biri MetaFi konusunda olmak üzere Open Metaverse OS Paper’ı temel alan iki çalışma grubu daha kurulacak; DeFi’nin Metaverse’de nasıl kullanılabileceğini ve ne tür teminatların ortaya çıkacağını ve ikinci olarak kripto tarafından etkinleştirilen paylaşılan ve açık bir ekonomik sistemde oluşturulan GSYİH’yi yani bir Open Metaverse GSYİH’sını resmi olarak izlemeye başlamasını hedefliyoruz.
Kısacası önümüzde güzel bir mücadele var. Sizi de bize katılmaya davet ediyoruz.
[Metaverse Masterclass] Mülkiyet Kültü
Bu, Lane Rettig’in orijinal olarak Etherean.org’da yayınlanan bir makalesidir.
Sürükleyici dijital dünyaların ortaya çıkışı, bize insanlar ve mülk arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmek için benzeri görülmemiş bir fırsat sunuyor. Çok geç olmadan faydalanalım.
Mülkiyet (Sahiplik)
Sahiplik kadar soyut kavramlar hakkında düşünmek için nadiren dururuz. Gerçekten de, mülkiyet fikri, kapitalizm sayesinde modern toplumun dokusuna işlenmiştir. Bununla birlikte, gerçekten üzerinde düşündüğünüzde, mülkiyetin oldukça garip bir kavram olduğunu anlıyorsunuz.
Son zamanlarda çokça düşündüğüm şeylerden biri. Sahiplik, fiziksel, çevrimdışı dünyada bana sezgisel bir anlam ifade ediyor. Aramızda bir kase bezelye çorbası varsa, o zaman ya sen yersin ve tadını çıkarırsın ya da ben yaparım ve yapabilirim – ama ikisi birden olmaz. Tabii ki, toprak gibi gerçekten kıt mallar için daha da geçerli: her zaman daha fazla bezelye yetiştirebilir ve daha fazla bezelye çorbası yapabiliriz, ancak gerçekten daha fazla toprak yetiştiremeyiz (geri kazanılmış araziler bir kenara).
Dijital alanda Bitcoin de sezgisel bir anlam ifade ediyor. Kıtlığı yapay ve sosyal olarak zorunlu olsa bile, dijital altın fikrinde açıkça bir değer var. Neden? Para kullanışlıdır ve değer kazanması için nadir olması gerekir. Bitcoin, merkezi olmayan, dijital para biriminin platonik gerçekleşmesine oldukça yakındır.
Bana sezgisel olarak mantıklı gelmeyen şey, özellikle dijital sanat ve sanal dünyalardaki “arazi” gibi diğer dijital varlık türlerinin mülkiyeti. Neden böyle hissettiğimi anlamak için temel soruyu düşündüm: Bir şeye sahip olmak gerçekten ne anlama geliyor?
Blok zincir öncesi dünyada mülkiyetin çalışma şekline alışkınız. Örneğin, bir arazi parçasına sahip olmak, onun üzerinde kamu tarafından tanınan, doğrulanabilir bir tapuya sahip olmak, sahibine yasal sınırlar içinde istediği şekilde kullanma, kar etme veya elden çıkarma hakkı vermek anlamına gelir.
Yüzeysel olarak, blok zincir tabanlı sahiplik yani mülkiyet aslında o kadar farklı değildir. Kelimenin tam anlamıyla bir miktar Bitcoin’e sahip olmak, birkaç bayt veriye, Bitcoin dağıtım defterinde saklanan bir işlemin “kilidini açmak” için kullanılabilen bir kriptografik “anahtar” ya da şifreye sahip olmaktır. Bu, bir tapuya sahip olmaktan farklı değildir. Bitcoin anahtarını elinde tutan kişi, Bitcoin’i kontrol etme yetkisine sahiptir. Burada bitcoin anahtarı, sahibinin elinde tutması anlamında taşıyıcı bir araçtır. Bitcoin söz konusu olduğunda, mülkiyet gerçekten yasanın %99’udur.
Her iki durumda da mülkiyet kamuya açık olarak doğrulanabilir ve uygulanabilirdir. Gerçekten de bu özellikler olmadan, tüm sahiplik fikirleri oldukça anlamsızdır. Temel fark, birincisinin uygulanmasının öncelikle yasal olmasıdır. Oysa Bitcoin gibi blok zincir tabanlı varlıklar doğası gereği kriptografik ve hesaplamaya dayalı olmasıdır.
Mülkiyet sosyaldir
Aslında, hem arazinin hem de bitcoinin mülkiyeti, sosyal olarak zorlanan bir yapıdır.
Arazi, elbette, içsel bir değere sahiptir: bir şeyleri kiralamak, büyütmek, inşa etmek veya depolamak için pratik olarak yararlıdır. Bu nedenle, toprağın değerinin tamamen içsel değerinden kaynaklandığını düşünmek cezbedicidir, ancak aslında değeri oldukça sosyaldir. Bu, iki farklı sosyal ortamda birbirinin aynısı olan iki arazi parçasını göz önünde bulundurduğunuzda açıkça görülmelidir ki: biri son derece arzu edilen bir şehrin ortasında, diğeri en yakın kasabadan binlerce mil uzakta. Ayrıca, araziye sahip olmak, kamuya ait, doğrulanabilir bir tapu siciline, arazinin mülkiyetine ve bu mülkiyeti uygulamak için, kusurlu bir kiracıyı tahliye etmek veya biri izinsiz girerse polisi aramak gibi devletin çeşitli kurum ve mekanizmalarına güvenmek demektir.
Bitcoin sahipliği de, uygulanabilirliğinin kriptografik doğası nedeniyle, ilk bakışta sosyal görünmeyebilir. Ancak biraz daha derine inerseniz sosyal katman görünür hale gelir. Bitcoin varlıklarınıza karşılık gelen özel anahtar ve defter girişi, yalnızca diğer insanlar değere sahip olduklarına inandıkları için değere sahiptir. Başka bir deyişle, tıpkı itibari para birimi gibi, Bitcoin’in de içsel bir değeri yoktur. Bitcoin’in değerli olmasının bir başka nedeni de, bir grup insanın, çok fazla yayınlayarak Bitcoin’in değerini düşürmemek gibi Bitcoin protokolüne uygun bir yazılım çalıştırmayı kabul etmesidir.
Sunum
Ancak bu iki varlık türünün birbirinden farklı olduğu önemli bir yol vardır. Arazi gibi somut eserlerin sunum katmanına ihtiyacı yoktur. Dijital varlıklar ise bir sunum katmanı olmadan anlamsızdır ve aslında görünmezdir. Bitcoin ağıyla sizin adınıza konuşan, kriptografik anahtarlar gibi şeyleri yorumlayan ve bunları işlemler ve bakiyeler gibi okunaklı şeyler olarak size sunan bir cüzdan uygulamanız olduğu sürece yalnızca sahip olduğunuz Bitcoini talep edebilir, görebilir ve harcayabilirsiniz.
Sunum katmanı fikri, dijital dünyada çok eski bir kavramdır. E-postanızı telefonunuzda okumak yerine dizüstü bilgisayarınızda okumayı düşünün. Aynı verilere erişmek ve bunlarla etkileşim kurmak için çok farklı iki uygulama kullanıyorsunuz: bu sunum katmanıdır. En sıradan verilerin bile yaratıcı bir şekilde nasıl sunulacağına dair olasılıklar sonsuzdur.
(Fungible and nonfungible assets) (Değişebilir ve Değiştirilemez Varlıklar)
Mülkiyet ve sunum kavramları, dijital varlıklar dünyasında çok ilginç hale geliyor. Dijital varlığın ilk ve en yaygın biçimi, Bitcoin içeren değiştirilebilir varlıktır: Bir dolar gibi, her Bitcoin diğer Bitcoinlerle aynıdır, bu nedenle tamamen değiştirilebilirler.
Buna karşılık, arazi gibi bir varlık veya bir sanat eseri takas edilemez. Her biri benzersiz ve özeldir. Maddi olmayan varlıklar alınıp satılabilir, ancak yazışma hiçbir zaman tam olarak bire bir değildir: birbirine yakın olan aynı büyüklükteki iki arsa bile, neredeyse kesinlikle, değerlerinin farklı olacağı anlamına gelen özelliklere sahip olacaktır!
Maddi olmayan varlık kavramı somut dünyada sezgisel bir anlam ifade ederken, dijital alanda biraz daha karanlıktır. Değiştirilebilirliği nedeniyle Bitcoin’e değer vermek kolaydır. Arazi ya da sanat gibi bir varlığı ödenemez yapan şey, çok daha fazla değişkene sahip olmasıdır. Örneğin arazi, yalnızca alanı bazında değil, aynı zamanda şekli, konumu, drenajı, yüksekliği, tarihi, iyileştirme/geliştirme durumu, komşuları vb. bazında da değerlenir.
Bununla birlikte, dijital bir değiştirilemez varlık, bu içsel özelliklerin hiçbirine sahip değildir. Bitcoin gibi, altyapısında gerçekten sadece bir defterdeki bir dizi bayt var. Diğer her şey – gerçekten önemli olan tüm özellikler dahil – sunum katmanında yaşar ve bu nedenle özneldir.
Bir yandan, mülkiyet katmanı ile sunum katmanı arasındaki bu kopukluk harika çünkü dijital varlıkların nasıl oluşturulduğu ve sunulduğu konusunda çok fazla yaratıcılığa izin veriyor. En eski ve en iyi bilinen, değiştirilemez dijital varlıklardan birine tanık olun: CryptoKitties. Bir kediye, örneğin bir robot veya bir çift ayakkabı gibi kürk rengini ve göz şeklini veren aynı temel genetik verileri sunan farklı bir sunum katmanı oluşturulabilir. Ayrıca, birden fazla değiştirilemez dijital varlık da oluşturulabilir: örneğin, bir kripto kedisine benzersiz bir şapka vermek.
Öte yandan, maddi olmayan bir varlıkta önemli olan tüm değişkenlerin ve özelliklerin sunum katmanında yoruma açık olmasıyla ilgili garip ve biraz rahatsız edici bir şey var. Bu, değer ve sahiplik gibi çok temel kavramları bile sorgular hale getiriyor. Sunum katmanının altında sahip olduğunuz şey gerçekten hiçbir içsel değeri olmayan ve yorumlanmadan anlamsız olan bir dizi bayt ise, gerçekten bir CryptoKitty’ye herhangi bir anlamda “sahip misiniz”? Bir sanal sanat parçasına ne dersiniz – diyelim ki, bir dijital görüntü – pratikte, gerçekten sadece bir defter üzerinde, en iyi ihtimalle sanatın içeriğinin bir özeti olan ve en kötü ihtimalle tamamen keyfi olan keyfi bir bayt dizisini kontrol ettiğinizde? Sanatın dijital olduğu göz önüne alındığında, kopyalamak önemsizdir ve birçok insan “sahiplik” olsun ya da olmasın, onu aynı anda izlemeyi ve hatta sergilemeyi seçebilir.
Varlıkların içsel veya dışsal nedenlerle değeri olabilir. İçsel nedenler daha az öznel olma ve daha az yorum gerektirme eğilimindeyken, dışsal nedenler oldukça öznel olma ve sosyal olarak inşa edilmiş bir yoruma dayanma eğilimindedir. Bir yağlı boya tablo edinebilir, evinize asabilir ve hayran kalabilirsiniz. Dünyada başka hiç kimse aynı sanat eserine aynı anda aynı şekilde sahip olamaz ve hayran olamaz. Bu benzersizlik, geleneksel sanat biçimleri için içsel bir değer kaynağıdır. Dijital, maddi olmayan varlıklar aynı özelliğe sahip değildir. Değerleri neredeyse tamamen dışsal ve özneldir.
Açık olmak gerekirse, dijital sanatın, arazinin, koleksiyon öğelerinin veya genel olarak maddi olmayan varlıkların hiçbir değeri olmadığını öne sürmüyorum. Demek istediğim, toplumda toplu olarak onlara değer vermeyi seçtiğimiz ölçüde, bu değer, doğası gereği toprak ve sanat gibi geleneksel varlıkların değerinden zorunlu olarak farklı olacaktır. Bu varlıkları ve toplumun gözünde nasıl bir değere sahip olabileceklerini anlama sürecine daha yeni başladık.
Dijital varlıklar ne kadar büyüleyici olsa da, bugün pazarlanma biçimlerinin beni endişelendiren bir yönü var.
Yeniden hayal etmek
Beni blok zincire çeken şey, toplumumuzun pek çok yönünü yeniden tasarlamak için sunduğu yüzyılda bir gelebilecek fırsattı: nasıl iletişim kuruyoruz ve işbirliği yapıyoruz, birbirimizle nasıl ilişki kuruyoruz, nasıl kurumlar ve güven bağları oluşturuyoruz, vb… Aynı şekilde, blok zincir de bize sanat, topluluk ve evet, mülkiyet gibi temel sosyal kavramları tamamen yeniden tasavvur etmek için eşit derecede nadir bir fırsat sunuyor. Halihazırda aşina olduğumuz fikirleri ve benzerlerini ithal etmeye çalışarak başlamamız elbette doğaldır. Hatta bazıları yapışıp kalabilir! Onlarca yıl sonra, hala “masaüstümüzde” duran bir “geri dönüşüm kutusu” var: harika, kullanışlı tasarım örnekleri. Bununla birlikte, hala şansımız varken, daha az kullanışlı olan bazı analoglardan vazgeçilmelidir.
“Bu benim, senin değil” biçimindeki kıtlık dünyasını yeniden yaratmaya çalışmaktansa, neden bu çevrimdışı kısıtlamaları bizimle dijital alana tasasız bir şekilde getiriyorsunuz? Dijital dünyanın tüm amacı, fiziksel dünyanın kısıtlamalarından bağımsız olarak, dijital varlıkların tam olarak bizim istediğimiz kadar kıt olması gerektiğidir! Dijital varlıkların rakip veya ayrıcalıklı olması gerekmez: ikimiz de dijital bir kase bezelye çorbasının tadını çıkarabiliriz ve benim keyfim sizinkinden bir nebze olsun eksiltmez.
Toplu olarak, çevrimdışı, tarımın olduğu ve endüstriyel bir dünyadan, diğerine; bir kıtlık ve ihtiyacın çok olduğu, veri ve bilgiye dayalı, daha dijital, çevrimiçi bir dünyaya geçiş sürecindeyken, zenginlik ve mülkiyet gibi temel kavramları yeniden düşünmek için eşsiz bir fırsatımız var. Kıtlık zihniyetinden bolluk zihniyetine geçmek için nadir bir fırsatımız var. İnsan toplumunun önümüzdeki yüz yılında, hangi kıt varlıklara sahip olduğumuz ve kontrol ettiğimizle daha az ilgili ve hangi ağların parçası olduğumuz ve dolayısıyla hangi bağlantılara ve bilgilere erişebileceğimizle daha fazla ilgili olacak.
Çevrimdışı, somut dünyanın kısıtlamalarını azaltırsak ne tür yeni deneyimler tasarlayabiliriz? Sanal dünyaların ve deneyimlerin geliştirilmesinde henüz oldukça erken dönemde olduğumuz için muhtemelen söylemek için çok erken, ancak bugün var olan platformlar bir bakış sunuyor. Platformlardaki avatar bunun için iyi bir örnektir. Fortnite dışındaki, Decentraland, Mozilla Hubs, AltspaceVR ve VRchat gibi platformlar, kullanıcılara kendilerini tam anlamıyla – tüm şekil, boyut, renk, türler ve çeviklik avatarları biçiminde ifade etmeleri için harika bir yol sunar. Bazı platformlar, kullanıcıların avatarlarını yükseltmek için satın almalarına veya ödeme yapmalarına izin verir ve belki de sorun değil, ancak kullanıcının kendilerini yaratıcı bir şekilde ifade etmelerini sağlayan baskın modelin, hiçbir ücret ödemeden verilmesi yerine çok düşük maliyetle ya da hiç verilmeyeceğinden şüpheleniyorum.
Kripto VR buluşma sahnesinde sıradan bir gün: belki yüz yüze bir olaydan daha düşük doğruluk, ancak yaratıcı ifade için çok daha fazla serbestlik içermektedir. VRChat’ta düzenlenen Consensus Distributed’ın bir parçası olan bir panel sohbeti.
Bu deneyimle ilgili, sersem
Buradaki nokta, deneyim üzerinde yenilik yapmamız gerektiğidir ve bu, keyfi kriptografik veri kütlelerinin sahipliğinde değil, sunum katmanında yenilik yapmak anlamına gelir. Ortalama bir insan, soyut bir özerk mülkiyet kavramından çok, deneyim ve kendini ifade etmeye önem verir. Fortnite gibi iyi tasarlanmış, merkezi oyunların yüz milyonlarca aktif oyuncuya sahip olmasının bir nedeni varken, en popüler dijital uygulamaların çok daha az büyüklük sırasına sahip olmasının bir nedeni var.
Sahiplik, başlı başına bir deneyim değildir. Bana sorarsanız bu dijital dünyada insanlığın %99’unun umursadığı veya aradığı bir şey değil. Bir örnek olarak, her yerdeki genç insanlar, yüksek düzeyde borçlar ve tamamen erişilemez hissettiren mülkler (hızla kötüleşen bir durum) nedeniyle hüsrana uğramaktadır. Onları sonsuza dek ikinci kademe, rantiye statüsüne indiren dijital bir dünyaya abone olmaktansa, çevrimdışı dünyada yaşamaya devam edeceklerinden şüpheleniyorum.
Hisse senetleri, tahviller ve türevler gibi mevcut geleneksel varlıkları blok zincirlere taşımanın muhtemelen bir değeri vardır. Ve sanat veya gayrimenkul gibi geleneksel varlıkların mülkiyetini parçalara ayırma fikri gerçekten ilginç. Gerçekten de, tüm bunlar üzerindeki çalışmalar #DeFi alanında hızla ilerliyor.
Ama her şeyi metalaştırmaya çalışmayalım. Deneyimi anladığımızda, ekonomiyi anlamak için bolca zamanımız olacak. Nesiller boyunca takılıp kaldığımız aynı eski ekonomi olan ekonomi ile liderlik ederek, mevcut sistem tarafından daha az oy hakkına sahip olmaktan daha azını hisseden insanların %99’unun kalbini ve zihnini asla kazanamayacağız.
En büyük korkum, insanlar için yeni, dijital bir dünya tasarlarken ve inşa ederken, yalnızca çevrimdışı dünyada binlerce yıldır çekişme ve uyumsuzluk eken mevcut sosyoekonomik bölünmeleri yeniden yaratmayı ve hatta daha da kötüleştirmeyi başarıyoruz – başka bir deyişle, bir Siyah Ayna (Black Mirror) dizisindekine benzer bir distopya.
Şimdiye kadar dijital dünyaları ve blok zincirleri tasarlama ve inşa etmede en aktif olan insan türleri, mevcut sistemden büyük ölçüde yararlandı. Bu nedenle, nadir varlıklar ve eski moda mülkiyet hakları gibi sistemin yönlerini zincir üzerinde yeniden yaratmamız şaşırtıcı değil.
Ancak bu fırsatın ne olduğunun farkına varmamızın zamanı geldi – her insani sosyal sistemi yeniden düşünmek için çığır açan bir fırsat – ve birlikte daha iyi bir geleceği cesurca tasavvur edip inşa etme zamanı. Özellikle, deneyim, kimlik ve kendini ifade etme gibi soyut ama temel şeyler pahasına mülkiyet ve mülkiyet haklarını ilkel olarak kabul etmemeye dikkat edelim.
[Yayın öncesi paha biçilmez katkı için James Prestwich’e özel teşekkürler.]
1. Bu, elbette, gerçekten yapmanız gerekeni yaptığınızı; anahtarları ve Bitcoin’i kendinizin sakladığını varsayar. Anahtarların ya da madeni paraların değil. Bunu yapmazsanız, Bitcoin tutmak, normal bir banka hesabında emre dayalı (fiat) para tutmaktan gerçekten çok farklı değildir. ↩
2. Bu anahtarın çalınması durumunda şu veya bu yargı bölgesinin yasal sisteminin bir miktar koruma sağlayıp sağlayamayacağı zorlu bir sorudur. Yerden yere ve durumdan duruma farklılık gösterecektir. Son %1’i oluşturan da budur. ↩
3. Bu, mülkiyet haklarının açıkça tanımlandığı ve uygulandığı ve hukukun üstünlüğüne güvenilebildiği durumlarda yeterince işe yarar. Bu şeylerin olmadığı yerde çok iyi çalışmıyor. İnsanların açık bir tapu olmadan araziye sahip oldukları veya tüm arazilerin devlete ait olduğu ve herhangi bir zamanda devlet amaçları için el konulabileceği yargı bölgelerine tanık olun. Bu gibi durumlarda mülkiyet kavramı çok daha bulanıktır. ↩
4. Günlük verilerin yaratıcı sunumunun en sevdiğim örneklerinden biri Foursquare Zaman Makinesidir. ↩
5. Bu aşırı basitleştirmedir ve bitcoin gibi dijital varlıklar için pratikte tamamen doğru değildir. Kriptonun “değişebilirlik sorunu” hakkında daha fazla bilgi edinin. Değiştirilebilirlik ve mahremiyet el ele gider ve gerçek değiştirilebilirlik, Zcash gibi mahremiyeti koruyan platformların bir hedefidir. ↩
6. Adil olmak gerekirse, bu içsel özelliklere ek olarak, arazi, tabiri caizse, bir sosyal sunum katmanının ürünü olan bir dizi dışsal özelliğe sahiptir: imar, vergilendirme, hava hakları vb. sunum katmanı, arazinin mülkiyeti, kullanımı ve tasarrufu için geçerli olan resmi ve gayri resmi yasalar ve normlar kümesidir.
[Metaverse Masterclass] Web 3.0 — Kriptodan Daha Fazlası
Bu, orijinal olarak Minima’da yayınlanan Naomi Oba’nın bir makalesidir.
Web sürekli gelişiyor. Web 1.0, ilk kez, herkesin bilgiye internet bağlantısından başka bir şey olmadan erişebilmesini sağladı. Web 2.0, kullanılabilirlik, deneyim zenginliği konusunda muazzam gelişmeler getirdi ve daha da önemlisi, herkesi potansiyel bir içerik üreticisine dönüştürdü.
Web 2.0 platformları sayesinde, karantina sırasında bile arkadaşlarımızla bağlantıda kaldık ve oturma odamızın rahatlığında duvar sanatından donanım cüzdanlarına kadar her şeyi sipariş edebiliyorduk. Siparişlerimiz doğrudan kapımıza teslim edildi.
Kullanışlı Web 2.0’ın dezavantajı, sürekli takip ediliyor olmamız. Google, en özel kaygılarımızı biliyor; Instagram (ya da şimdi Meta mı desek?), eski sevgilinizi takip ettiğinizi biliyor; Amazon sipariş ettiğiniz her şeyi biliyor. Tüm bu bilgiler birlikte onlara, satın alma olasılığınızın yüksek olduğu, reklamcıların ihtiyacı olan, karşılığını ödediği bilgiyi sağlayacak düzeyde doğru bir fikir verir.
Verilerimiz, kendimize herhangi bir fayda sağlamadan toplanır ve paraya dönüştürülüyor. Tüketiciler yavaş yavaş etkilerin farkına varıyor; IRS anketinin gösterdiği gibi, katılımcıların yalnızca %17’si kişiselleştirilmiş reklamları etik bulduğunu belirtiyor.
Son haftalarda, Big Tech’in bir süredir kripto meraklıları tarafından kullanılan bir terimi ele geçirmeye başladığını görüyoruz: Web 3.0. Microsoft, içinde Excel kabileleri (VFOOKUP) kurmayı planlıyor ve Facebook, yeniden markalaşarak kendini tekrar havalı bir Metaverse şirketine dönüştürmeye çalışıyor.
Kastettiğimiz Web 3.0 veya gerçekleşmesini görmek istediğimiz şey bu değil.
Semantik Web
Bitcoin’den önce bile, dünya çapında ağın mucidi Tim Berners-Lee, Semantik Web’i icat ettiği Web’in (3.0) yeni bir yinelemesinden bahsetti. Semantik Web’den bahsederken, Web’in daha açık, daha akıllı ve daha özerk bir versiyonuna, mevcut Web 2.0’ımızın kaybettiği her şeye atıfta bulundu.
Semantik, “kelimelerin veya deyimlerin anlamlarıyla ilgili” olarak tanımlanan bir dilbilim terimidir. Semantik Web’de makineler, içeriği insani yollarla işleyecek ve kullanıcı deneyimini ve bağlantısını geliştirecektir. Bu anlamsal Web henüz tamamen gerçekleşmedi. On yıl önce, şimdiye kadar Yapay Zekanın (AI) insanlarla iletişim kurabileceğini ve tamamen anlayabileceğini düşünebilirdik, ancak henüz orada değiliz.
Bir makine Jaguar (araba) ve Jaguar (hayvan) arasındaki farkı nasıl bilebilir? Bizim için bir konuşmada kullanıldığında barizdir, ancak bir makine için öyle değil. Bu sınıflandırmaları ve kavramları her kelimede kavrayan yapay zeka oluşturmak karmaşıktır. IBM’deki ekibe, yapay zeka asistanı Watson ile işlerin nasıl gittiğini sorun.
Öyleyse, Web 3.0, Tim Berners-Lee’nin tasavvur ettiği (anlamsal) semantik Web değilse, nedir?
Web 3.0’ın Özellikleri
Web 3.0, on yıldan uzun bir süre önce bahsedilmesine rağmen, hala net olarak tanımlanmış bir terim değildir. Britannica, Web 2.0’da Web 3.0’a atıfta bulunan ancak bununla ilgili bir ayrıntıları olmayan bir makaleye sahiptir. Diğer ansiklopedilerde tekrarlanan bir kalıp.
Henüz ortak bir tanım olmasa da, Web 3.0’ın onu farklı kılan bir dizi özelliği vardır. Kripto, Web 3.0’da önemli bir rol oynar, ancak bu, değer aktarımından çok daha fazlasıdır.
● Açık (Open): Yeni Web, açık kaynaklı yazılım üzerine sıfırdan oluşturulmuştur. Bu, herkesin geliştirmeye katılabileceği, katkıda bulunabileceği, değişiklik önerebileceği ve yeni özellikler ekleyebileceği anlamına gelir. Tüm geliştirme döngüsü Web 2.0 şirketleri tarafından duyulmamış bir şeffaflık düzeyinde açıkça görülür.
İlginç gerçek: 2021’de ilk 500 süper bilgisayarın %100’ü açık kaynaklı bir işletim sistemi olan Linux’ta çalışıyor
● Güvensiz (Trustless): Web 3.0, kullanıcıların kimliklerini ifşa etmelerine gerek kalmadan güvenle etkileşimde bulunmalarına olanak tanıyan bir ağdır. Özel veya genel olarak etkileşim kurmayı seçebilirler. Bir tarafa açıkça güvenmek yerine, güven artık ağı tutan tüm düğümlere dolaylı olarak yerleştirilmiştir.
● İzinsiz: 2020’de Hindistan, pandeminin tetiklediği talep artışına rağmen milyonlarca vatandaşının internet erişimini 109 kez kapattı. New York Times gibi medya kuruluşları Çin vatandaşları için engellendi, sosyal medya platformlarında, kritik bulunan hesaplar sürekli sansürlenme eğilimindedir. Yeni Web 3.0 ise bunun tam tersidir. Yönetim organlarından veya diğer geleneksel kapı bekçilerinden herhangi bir izin almadan herkes katılabilir.
● Kesintisiz bağlantı: Bu, semantik Web’in yeniden devreye girdiği kısımdır. Web 3.0’ın bir parçası olarak, semantik (anlamsal) meta veriler sayesinde bilginin daha bağlantılı olan bir kısmı olarak görülebilir. Verilere, AWS veya GCP gibi merkezi bulut sağlayıcılarına güvenmeden her yerden, her zaman erişilebilir.
● 3D grafikler: Metaverse’de üç boyutlu tasarımlar, yeni iş fırsatları yaratan ve gerçek dünya ile dijital dünya arasındaki çizgileri bulanıklaştırabilecek daha gerçekçi, ilgi çekici bir siber dünya yaratacaktır.
Web 3.0’ın Gücü Nereden Geliyor?
az16’nın Genel Ortağı Chris Dixon, Web 3.0’ın hemen köşede olduğuna inanıyor (Kaynak). Bu, öncelikle son birkaç yılda yaptığımız teknolojik gelişmelere bağlıdır. Web 3.0, büyük ölçüde Dağıtık Bilişim ya da Uçtan Uca (Edge Computing), Blozincir ve Yapay Zeka Öğrenmesine (Blockchain ve AI & Machine Learning) dayanır.
Dağıtık Bilişim (Edge Computing)
2019 yılında saniyede 127 yeni cihaz, internete ilk kez bağlandı. Artık sadece akıllı telefonlarımız yok. Artık tamamen akıllı evlerimiz var. Tüm bu cihazlar muazzam miktarda veri oluşturur. Bu tür verileri analiz etmeye yönelik geleneksel yaklaşım, bunları merkezi bir veri merkezine ya da deposuna göndermek olacaktır. Ancak Web 3.0, hesaplamaları mümkün olduğunca veri kaynağına yakın bir yerde işleyen dağıtık bir bilgi teknolojisi ile çözümlüyor. Yani işlemleri ağın kenarlarına doğru itiyor.
Dağıtık Bilişim (Edge Computing), verileri oluşturuldukları noktaya daha yakın işleyerek merkeziyetsiz bir yaklaşımla çalışır. Gartner’ın tahminlerine göre, 2025 yılına kadar verilerin %75’i geleneksel veri merkezi veya bulut dışında işlenecek.
Cihazınızdaki verileri işlemek harikadır, ancak Web 3.0’ın bir sonraki bileşenleri olan Blok Zincir ve Token’lerle birlikte daha da hayati bir önem kazanacktır.
Blok Zincir (Blockchain) ve Tokenizasyon (Tokenization)
Halka açık, izne tabii olmayan blok zincirler Web 3.0’ın temelini oluşturur ve veri üreticilerinin ilk kez veriler üzerinde tam kontrol sahibi olmasını sağlar. Dağıtık Bilişimin (edge computation), bilgi işlem eylemini ağa dağıtık olarak itme biçimine benzer şekilde, tokenizasyon, katılımcıları da dağıtık yapıda güçlendirir. (Burada normal para yerine token birimlerinin kullanılmasından bahsedilmektedir.)
Bir anda, kontrol, artık Big Tech platformlarının elinden alınarak, ağı oluşturan tüm bireylere verilmiş olacaktır. Token’ler ile (benzersiz dijital varlıklar ya da değiştirilemez varlıklar), her kullanıcı satın aldığı ve çevrimiçi oluşturduğu şeyler üzerinde mülkiyet hakkı kazanır. Takas edilemez Token’ler, kimlikler ve benzersiz varlıklara mükemmel bir uyum sağlarlar.
Kripto para birimleri, merkezi bir varlık olmadan arzı kontrol eden, işleyen, doğal dijital para birimleri olarak Web 3.0 içinde geçerli ödeme ağıdır. Kripto para birimleri ile kullanıcılar, aracılara ihtiyaç duymadan, genellikle merkezi kurumları kullanma maliyetinin çok altında bir fiyatla değer aktarabilirler.
Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi
Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi, günümüzde çoğu Web 2.0 platformunda halihazırda kullanılmaktadır. Mesajlarınıza yanıtlar öneren LinkedIn sohbetini düşünün. Bunlar, günlük yaşamda yapay zekâ kullanımı ve makine öğrenimine dayalı olarak oluşturulur. Bazen daha kelimenin tamamını yazmamışken gönderilen “Teşekkürler, sen de” gibi uygun öneriler, sunulabiliyor ve bunlara tıklamak, hepsini yazmaktan daha kullanışlı olabiliyor.
Web 3.0’da Yapay Zeka (AI), web’in bu sürümünün bilgi işleme açısından daha akıllı ve güçlü hale getirilmesinde rol oynayacaktır. Makinelerin verilerin ardındaki anlamı daha iyi yorumlamasını ve daha akıllı bir kullanıcı deneyimi sunmasını sağlayacaktır. Merkezi olmayan yapıların üzerindeki verilere erişmek, reklamcılık, ilaç tasarımı ve iklim modellemesi gibi alanlarda güçlü tahminler sağlayarak hedeflenenin ötesine geçebilir. Ocean protokolü gibi şirketlerin, altta yatan veri sahibinin gizliliğini açığa çıkarmadan yapay zekayı eğitmenin yollarını keşfettiğini zaten görüyoruz.
Bu teknolojiler birlikte Web 3.0’ın omurgasını oluşturur. Bu noktada, hala Web 3.0’ın yüzeyini oluşturmaya çalışıyoruz, ancak bir kez gerçekten kurulduğunda çok büyük iyileştirmeler getirebilir.
Web 3.0’ı Neden İstiyoruz?
Şimdiye kadar konuşulanlar üzerine, Web 3.0’ın getireceği faydaların neler olduğunu ve neden önemsememiz gerektiğini merak edebilirsiniz.
● Aracısızlaştırma: artık kira arayan aracılara ödeme yapmak yok, geçiminiz ve hatta sadece sosyal hayatınız için Big Tech’e güvenmek yok
● Dayanıklılık -İstikrar: Blok zincirinin arkasına inşa edilmiş, gerçekten merkezi olmayan bir Web 3.0 kapatılamaz.
● Erişim: Cinsiyet, gelir ve demografiden bağımsız olarak, herkes Web 3.0’a erişebilecek. Web 3.0 hizmetlerine erişmek için devlet tarafından verilmiş bir kimliğe ihtiyacınız olmayacak. Dağıtık yapıdaki kimliğiniz (Web 3.0’daki geçmişiniz) kimliğiniz olur.
● İnsanlara güç verir: Web 3.0’da verileriniz sizin olacak. Kuruluşlar, takip edilmek yerine size gelecek ve verilerinize erişmek için size ödeme teklif edecek. Daha önce yapamadığınız biçimde varlıklarınızdan para kazanabileceksiniz. Brave ile bunun reklamcılıkta nasıl bir rol oynayabileceğini zaten görüyoruz. Reklam izlemek için bile ödeme alırsınız; dikkatiniz değerli.
Genel olarak, Web 3.0, Web 2.0 ile etkileşime girerken karşılaştığımız, ürün olmak ve verilerimizin nasıl kullanılacağı ya da başımıza ne geleceği gibi kontrol edemediğimiz sorunların çoğunu ele alır. Web 3.0, web hizmetleriyle nasıl düşündüğümüzü ve etkileşim kurduğumuzu tamamen değiştirecek. Bu, herkesin yerel parasıyla dünyanın her yerinden başkalarıyla etkileşimli ilişkilere girmesini sağlayan daha insan merkezli bir Web tasarımıdır.
Web 3.0’ın yukarıdaki faydaları sağlaması için, onu gerçekten merkezi olmayan dağıtık ağlar üzerine inşa etmeliyiz. Herkesin eşit olduğu ve hiçbir oyuncunun diğerlerini kapatma yetkisinin olmadığı ağlar. Kontrol arzusundan vazgeçmedikçe Web 3.0’da büyük holdinglere yer yoktur.
Web 3.0, doğru yapılandığında orijinal web’e dönüş olabilir. Öyle ki; “Bir şey göndermek için merkezi bir otoriteden izin alınmasının gerekmediği… merkezi bir kontrol sisteminin ve dolayısıyla başarısızlıktan sorumlu tek bir kaynağın olmadığı… ve “kapatma düğmesinin” olmadığı bir web (Tim Berners-Lee, 2021).
[Metaverse Masterclass] IP ve Değiştirilemezlik (Non-Fungibility): Fikri Mülkiyet ve NFT’lerin Kesişimi
Bu, Moish E. Peltz, Esq, Ortak, IP Uygulama Grubu Başkanı, Falcon Rappaport & Berkman PLLC’deki Gelişmekte Olan Teknolojiler Uygulama Grubu Eş Başkanı, tarafından yazılan ve orijinal olarak burada yayınlanan bir makaledir.
Kripto ve NFT’lere Genel Bakış
Kripto para birimi gibi, NFT’ler de dünyayı kasıp kavurdu. Her şey “token”lara dönüştürülerek “tokenize” ediliyor. NFT’ler veya “Non-Fungible Tokens”, blok zincirde doğrulanan benzersiz bir kimliğe sahip dijital dosyalardır.
Bitcoin (veya gerçek para birimi), tamamen değiştirilebilir (veya “Fungible”) olarak düşünülebilir. Bana beş dolar borcun varsa, bana paramı ödediğin sürece, bana beş tane 1 dolar ya da 5 dolar (her birinin benzersiz bir seri numarası olsa bile) versen umurumda olmaz. Bitcoin ile aynı – bu bir emtia, yani mal.
Bununla birlikte, NTF’ler ‘değiştirilemez’ (Non-fungible) çünkü her bir NFT bir şekilde benzersizdir (en azından teoride). NFT’ler, benzersiz bir sanat eseri gibi 1 “orijinal”den 1’ini temsil edebilir. NFT’ler ayrıca sınırlı bir serideki sabit sayıda kopyadan birini temsil edebilir (Örneğin, 4.200 ETH’ye satılan 10.000 CryptoPunk’tan 3.100’ü veya 11 Mart 2021’de 7.58 milyon ABD Doları).
Aslında, NFT’ler sanat eserleri, müzik, videolar, koleksiyonlar, ticaret kartları, video oyunu sanal öğeleri ve hatta gayrimenkul dahil olmak üzere neredeyse her türlü gerçek veya maddi olmayan mülkü temsil edebilir. Özetle, bir NFT, blok zincirde yer alan bir özgünlük sertifikasının dijital versiyonudur.
Bu nedenle, benzersiz NFT’ler, müzayedelerde veya arz ve talep ilkelerine dayalı pazarlarda, bir miktar kripto para spekülatif coşkusu ile alınıp satılır. Son zamanlarda, bu NFT pazar yerleri (OpenSea, Rarible veya NBA Top Shot gibi) çıldırdı, tek bir dijital koleksiyon için milyonlarca dolar ödendi. Saygın müzayede evi Christie’s bile, Beeple’s EVERYDAYS: THE FIRST 5000 DAYS’ı 69 milyon dolara şaşırtıcı bir şekilde sattı.
Bazıları bunun, sonunda çökecek olan, dengesiz bir spekülatif pazar olduğunu düşünüyor. Diğerleri onu dijital ticaret ve sanatın yeni sınırı olarak algılıyor. Bunu sadece zaman gösterecek.
Ancak, söz konusu olduğunda, bir NFT satmak veya satın almak ne anlama gelir? Gerçekten neye sahipsin? Değerli IP’ye sahip bir markaysanız, NFT’lere nasıl yaklaşıyorsunuz?
NFT’ler Nasıl Oluşturulur
Blok zincir ve kripto para biriminin temelleri bu makalenin kapsamı dışındadır ve okuyucunun temel bilgisi olduğu varsayılmaktadır.
NFT’ler, herhangi bir sayıda blok zincirden birinde oluşturulabilir. Bunlardan en popüleri, akıllı sözleşme işlevine sahip olan Ethereum’dur (Bitcoin’in aksine). Bununla birlikte, Binance Smart Chain ve Flow by Dapper Labs dahil olmak üzere bir dizi alternatif vardır. Ethereum’da, Ethereum ERC-721 standardı, dijital sanat ve koleksiyon öğelerinin izlenmesine ve aktarılmasına güç veren birincil Değiştirilemez Token Standardıdır. Bu standart, özellikle yalnızca sanal tahsil edilebilen değerleri değil, aynı zamanda fiziksel mülkleri ve krediler gibi “negatif değerli varlıkları” da izlemeyi tasarlar. https://eips.ethereum.org/EIPS/eip-721.
Bir blok zinciri seçtikten sonra, kullanım kolaylığı için, NFT’nizi o blok zincirinde basmaya yardımcı olmak için o blok zincirinde çalışan bir platform seçmek isteyebilirsiniz. Örneğin, Ethereum blok zincirinde çalışan popüler bir NFT platformu ve pazar yeri, NFT’leri ‘Oluşturabileceğiniz’ bir bölümü olan OpenSea’dir. Ethereum blok zincirinde NFT’nizin oluşturulması için ödeme yapmak, platform hizmet şartlarını kabul etmek ve NFT’yi oluşturmaya başlamak için cüzdanınızdan bir miktar ETH yatıracaksınız.
Platforma bağlı olarak, NFT’nizi oluşturmak, bir resim, video veya müzik dosyası yüklemeyi, bir ad ve açıklama eklemeyi içerebilir. Ek olarak, NFT’ler, NFT’nin yaratıcısının, NFT’nin gelecekteki yeniden satışları için bir telif hakkı toplayıp toplamayacağına karar vermesine izin verir; potansiyel olarak, bir yaratıcının NFT’nin gelecekteki herhangi bir satışından kâr etmesini sağlayacak inanılmaz derecede güçlü bir araçtır. Şu anda farklı platformlarda çeşitli seçenekler mevcuttur ve gelecekte ek seçenekler şüphesiz geliştirilecektir.
Artık NFT’lerinizi bastığınıza göre, NFT’lerinizi hayranlarınıza satabilirsiniz. Bir fiyat seçin ve satış veya müzayede için listeleyin!
Bu işlemin daha ayrıntılı bir dökümünü burada bulunan bir makalede bulabilirsiniz: https://www.coindesk.com/how-to-create-buy-sell-nfts
Telif Hakkı ve NFT Sahipliği (Mülkiyeti)
Bir sanat eserinin yazarıysanız, telif hakkı kime aittir? En azından ABD açısından bakıldığında, varsayılan kural, yazarın orijinal yaratımlarında telif hakkını elinde bulundurmasıdır. Blok zincirdeki NFT’ler ve diğer projeler çok sayıda potansiyel telif hakkı mayın tarlası içerse de, NFT’lerde telif hakkı sahipliğiyle ilgili varsayılan bu kuralı değiştirecek doğal bir şey yok gibi görünüyor.
Tipik benzetme, telif hakkının bir haklar ‘paketi’ olarak düşünülebileceğidir. Örneğin, bir sanatçı veya yazar bir alıcıya telif hakkı kendisine ait olan fiziksel bir tablo sattığında, sanatçı/yazar varsayılan olarak hala telif hakkı sahibidir ve genel kuraldan bir sapma olmadıkça, sanat eserinin bir alıcıya satılsa bile eserdeki orijinal telif hakkını elinde tutacaktır. Alıcı, fiziksel kopyaya ve ilgili fiziksel kopyayı görüntüleme hakkına sahiptir. Alıcının ek kopyalar yapma hakkı yoktur (bu hak telif hakkı sahibine aittir), ancak alıcı elbette herhangi bir telif hakkı kısıtlamasını ihlal etmeden fiziksel kopyasını üçüncü bir tarafa yeniden satabilir. Gerçekten de, “ilk satış doktrini”, telif hakkı sahiplerinin telif hakkı alınmış eserlerinin daha fazla yeniden satışını kontrol etme yeteneklerini sınırlar (ve ilk satış doktrininin dijital çağa uygulanması zaten biraz gri bir alandır).
Yani, benzetme yapacak olursak, sanatınızı somutlaştıran bir NFT oluşturup satacak olsaydınız, bu telif hakkınız için ne anlama gelir? Bu kavramlar henüz mahkemede test edilmemiş olsa da, muhtemelen, çalışmanın yazarı, NFT’nin kendisinde bulunan ana çalışmanın telif hakkına hala sahiptir. Diğer bir deyişle, bu çalışmanın yazarı, telif hakkının sahipliğini NFT’nin satışının bir parçası olarak özel olarak aktarmadıkça (bu, muhtemelen mümkün olsa da, olası değildir). Bir NFT oluşturmanın parçası olarak, bir platforma kaydolabilir ve daha fazla yasal hüküm ve koşulları kabul edebilirsiniz (muhtemelen NFT’yi oluşturmak için gereken ölçüde telif hakkınızı kullanmak için platforma bir lisans verilmesi dahil).
Bir NFT müşterisi olarak ne alıyorsunuz? NFT’nin alıcısı, NFT’nin sahipliğini alır (bu sahiplik blok zincirine kaydedilir) ve ayrıca muhtemelen NFT.satın almak, sahip olmak veya satmak için NFT’de yer alan temel sanat eserini sınırlı olarak kullanmak için bazı zımni hakları veya lisansını alır.
Varsayılan olarak (default), NFT’yi satın alan kişi genellikle NFT’de gömülü olan temel sanat eserinin mülkiyetini veya bu sanat eserini çoğaltma veya dönüştürme hakkını ALMAYACAKTIR. Teorik olarak bu varsayılan kuralın değişmesi mümkündür. Örneğin; söz konusu sanat eseri bir NFT yaratıcı müşterek lisansı uyarınca verilmişse veya temel mülkiyetin devri, eserin yaratılmasını yöneten hüküm ve koşullarda açıkça belirtilmişse.
Dikkate alınması gereken konular:
● Bir NFT oluşturmayı planlıyorsanız, NFT’de yer alacak telif hakkına sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. Bir sanat eseri, tartışmasız %100 kendi eseriniz değilse, bu açık olmayabilir ve blok zincirine geri döndürülemez bir şekilde taahhüt edilmeden önce onaylanmalıdır.
● Tek bir eser için birden fazla telif hakkı yazarı varsa, telif hakkı sahipliği analizi daha karmaşık hale gelir. Ortak yazarlık çalışmaları, yukarıda tartışılandan biraz farklı bir analize sahip olabilir. İyi bir uygulama, o çalışmayı kullanan bir NFT oluşturmadan önce bir çalışmada tüm ortak yazarların (yazılı) onayına sahip olduğunuzdan emin olmak olacaktır.
● Telif hakkı sahibi bir şirket ise bu analiz daha da karmaşık hale gelir. Genel bir kural olarak, bir şirket, bir NFT’ye dönüştüreceği herhangi bir telif hakkının sahipliğini belgelediğinden emin olmalıdır. Bu, bir iş sözleşmesine, bağımsız yüklenici sözleşmesine, kiralık çalışma sözleşmesine veya atama sözleşmesine uygun olabilir. Belgelendirmeden çalışanlarınızın veya yüklenicilerinizin yarattıklarına sahip olduğunuzu varsaymayın.
● Sanat eseriniz başka sanat eserlerini içeriyor mu, remiksliyor mu veya bunlara atıfta bulunuyor mu? Bir NFT oluştururken yapmayı planladığınız şeyi yapma hakkına sahip olduğunuzdan emin oldunuz mu?
● Dijital ilk satış doktrini NFT’ler bağlamında geçerli midir? Çalışmanızı içeren eserlerin yeniden satışını blok zincirinde yerleşik sınırlamalarla kontrol etmenin yolları var mı?
Ticari Markalar ve NFT’ler
Ticari markalar NFT’lere nasıl uyar?
NFT’ler oluşturuyorsanız, başka bir şirketin ticari markalarını kullanmaktan kaçınmanın en iyi yolu, kendi NFT’nizi kullanmaktır.
Herhangi bir yeni teknoloji gibi bir marka sahibiyseniz, markanızın yeni bir bağlamda nasıl kullanılabileceğini ve yeni kitlelere ulaşmak için yeni teknolojiyi kullanarak nasıl etkileşime geçebileceğinizi düşünmek isteyebilirsiniz. Deadmau5 ve Kings of Leon sanatçılarının her biri, ticari markalı sanatçı adları altında markalı NFT paketleri yayınladı. Benzer şekilde, LVMH’nin (Louis Vuitton, Tiffany ve Dom Perignon’un sahibi) tüketicilerin markalı lüks ürünlerinin gerçekliğini izlemek için NFT’leri kullanmalarına izin vermek için AURA blok zincirini kullandığı bildiriliyor.
NFT’ler, marka sahipleri için çok sayıda açık ve potansiyel olarak zor problemler içerir:
● Bir tür mal veya hizmet için bir ticari markanız varsa, ticari markanız markayı NFT olarak mı yoksa blok zincirde mi kullanımınızı kapsıyor? Bu alandaki kullanımları kapsayacak ek ticari markalar için başvurmalı mısınız?
● Markanız, ürünlerinizin bir NFT aracılığıyla doğrulanmasından fayda sağlar mı?
● Bir sanatçı veya müzisyenseniz, NFT ile bir teklif olarak birleştirilebilecek gerçek dünya ürünleri veya hizmetleri (örneğin, konser biletleri, VIP deneyimleri) var mı? Eğer öyleyse, bunlar ek zorluklar getiriyor mu?
● Markanızın blok zincirde veya bir NFT’de somutlaştırıldığı şekilde potansiyel kullanımlarını izlemenin ve güçlendirmenin yolları var mı? Bu yollar, markanın mevcut uygulamaları izlemesinden daha verimli mi?
● Birisi ticari markanızı içeren yetkisiz bir NFT oluşturursa ne yaparsınız?
Patentler ve NFT’ler
NFT patentleri zaten burada ve daha fazlası kesinlikle ufukta. Örneğin Nike, “ayakkabılar için kriptografik dijital varlıklar oluşturmak” için bir ayakkabı satın alan kişinin ayakkabısının orijinal olduğundan emin olmasına ve aynı zamanda cüzdanında ayakkabının dijital bir koleksiyon versiyonunun keyfini çıkarmasına olanak tanıyan bir patent aldı. (Cryptokicks olarak biliniyor). Genel olarak, blockchain patentleri ivmeli büyüme göstermeye devam ediyor.
Blok zincirinde bir blok zinciri mucidi iseniz, yaptığınız şeyin muhtemelen patent korumasına hak kazanıp kazanmayacağını düşünmelisiniz. Blockchain ile ilgili ürünler için patent almak zor olsa da, aynı zamanda mümkündür. ABD’de, patentli bir buluş, patente uygun, yeni veya patent almaya yetecek kadar özgün ve kullanışlı olmalıdır. Her yıl binlerce blockchain patenti dosyalanıyor.
Lisanslı Markalar ve NFT’ler
Sanatçılar veya markalar, NFT’leri kendileri oluşturmak yerine markalarını lisanslamayı seçebilir. Örneğin, Ulusal Basketbol Birliği, NBA Top Shot’un oluşturulmasına izin vermek için NBA markasını ve içeriğini Dapper Labs’a lisansladı. NBA Top Shot, kullanıcıların oynanış olayları gibi resmi lisanslı NBA içeriği içeren dijital blok zinciri koleksiyonlarını takas etmelerini, toplamalarını ve sergilemelerini sağlayan bir uygulamadır. Miami Heat’ten Tyler Herro’nun hayranıysanız ve onun bir sonraki NBA süper starı olacağını düşünüyorsanız, Herro’nun öne çıkan özelliklerini içeren; NBA Finallerinin 4. maçının üçüncü çeyrek finali sırasında “boyaya girip yüksek kavisli şamandırayı Anthony Davis’in uzanmış kolunun üzerine çivilediği” sırada öne çıkan bir görüntüsünü içeren bir NFT satın alabilirsiniz. 43 baskıdan 1’i için en düşük fiyat mı? 22.500 dolar.
NBA Top Shot ile NBA, kullanıcı talebini zar zor karşılayabilen doğrulanabilir bir başarıya sahip. Elbette, diğer markalar harekete geçmek isteyecektir. Bunu yaptıklarında, diğer herhangi bir lisans düzenlemesinde olduğu gibi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok sayıda husus vardır:
● Kimlerle ortaklık kuruyorsunuz ve vizyonunuzu gerçekleştirmeleri için onlara güvenebilir misiniz?
● Bir NFT lisanslama düzenlemesi bağlamında fikri mülkiyetinizi nasıl koruyacaksınız?
● Ödemeler ve telif hakları nasıl ele alınacak?
● Anlaşmazlıklar nasıl çözülecek?
Yetkisiz Kullanıma Sahip NFT’lere karşı yaptırım
Birisi bir NFT’de fikri mülkiyetinizi ihlal ederse ne yaparsınız? NFT telif hakkı ihlali, NFT ticari marka ihlali veya NFT patent ihlali alanı henüz tam olarak gelişmedi ve sonuçları belirsizdir.
Fikri mülkiyetinizi ihlal eden tek bir şirket veya bireyi tespit edebildiğiniz ölçüde, fikri mülkiyet haklarınızı uygulamak için harekete geçebilirsiniz. Ancak, bir NFT içinde fikri mülkiyetinizi çoğaltan rastgele taklitçileri takip etmek son derece zor, imkânsız veya ekonomik olarak mümkün olmayabilir. Sanatçılar, eserlerinin çalındığını ve bilgileri dışında NFT olarak satıldığını öğrendiklerini zaten bildirdiler.
OpenSea gibi bazı platformlar, “resmi ihlal iddialarına yanıt olarak çalışmaları kaldırmak için çalışacaklarını ve kullanıcının tekrarlayan bir ihlali olduğu belirlenirse, bir kullanıcının hizmetlere erişimini sonlandıracaklarını” belirtiyor. DMCA’nın NFT platformları için ne ölçüde geçerli olduğu ve farklı platformların bu tür ihlal başvurularına nasıl yanıt vereceği belirsizdir. Daha merkeziyetsizleşmiş platformlar, resmi IP şikayetleri yapmak için uygun yollara sahip olmayabilir.
Blok zincirde gerçekleştirilen ve kaydedilen merkeziyetsizleşmiş, takma adla ve uluslararası eylemleri yapan insanları dava etmenin potansiyel sınırları vardır.
NFT Riskleri
Diğer herhangi bir kripto para birimi yatırımı gibi, bir NFT’nin değeri belirsizdir ve nihayetinde yalnızca bir başkasının bunun için ödemeye istekli olduğu değerin karşılığıdır. Mevcut ortam muhtemelen bir miktar balondur. Başlangıçta zaman ve para yatırımı gereklidir ve NFT’leri oluşturan işlemler, hiç kimse NFT’nizi satın almazsa telafi edilemeyecek maliyetlere yol açar. NFT’ler (en azından şimdilik) nakit akışı sağlamaz ve yalnızca başka birinin onlar için ödeyeceği değere karşılık kadar değerlidir. Bu miktar, Bitcoin fiyatı gibi, muhtemelen birkaç hafta içinde %90 oranında düşebilir.
NFT’lerin yaratılması büyük ölçüde geri döndürülemez ve NFT’lerin gelecekteki etkileri belirsizdir. Yanlış bir adım atarsanız, bu, düzeltilemeyecek istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Diğer pazarlama veya reklam kampanyalarında olduğu gibi, işler ters gidebilir. İşleri ilk seferde doğru yapmazsanız, markanıza ve fikri mülkiyetinize zarar verebilirsiniz. Bu nedenle, “nane” basmadan önce NFT’lerin neden olabileceği olası sonuçları ve ilişkili aşağı yönlü riskleri düşünmek önemlidir.
Çözüm
Kripto para biriminde yaşamanın özdeyişi, “kaybetmeye hazır olmadığınız hiçbir şeyi asla riske atmamaktır”. İçerik oluşturucular, NFT’ler oluştururken aynı zihniyete uymalıdır. NFT’ler, yeni bir bölgede yeni hayranlarla etkileşim kurmak ve bulmak ve belki de bu süreçte biraz para kazanmak için heyecan verici yeni bir fırsat sunuyor. Bir sanatçı veya marka sahibi olarak, fikri mülkiyetinizi belirsiz sonuçlarla riske attığınızın da farkında olmalısınız.
Bu arada, bu pazarlara katılmak isteyen sanatçılar ve işletmeler bunu dikkatli bir şekilde yapmalı ve her zaman olduğu gibi, fikri mülkiyet haklarına sahip olma söz konusu olduğunda risklerine karşı dikkatli olmalıdır.
Sorumluluk Reddi
Bu özet hukuki tavsiye niteliğinde değildir ve herhangi bir avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Bu özet, herhangi bir fiili durum için kesin bir hukuki görüş sağlamaz. Firma, herhangi bir kişi veya kuruluşa yasal tavsiye veya görüş sunmadan önce, söz konusu belirli gerçekler firma tarafından gözden geçirilmelidir. Bir avukat-müvekkil ilişkisi kurulmadan önce, firma, bir müşteriyle Firma’nın kapsamını ve temsil şartlarını belirten imzalı bir sözleşme mektubuna sahip olmalıdır. Burada yer alan bilgiler, yayınlandığı tarihteki yasaya dayanmaktadır.
[Metaverse Masterclass] Metaverse’de Yeni İşler
Bu, orijinal olarak Blvck Pixel’de yayınlanan Teddy Pahagbia’nın bir makalesidir.
Henüz bilmediğimiz işler… Metaverse patlıyor!
İnternetin başlangıcında bugünün işlemlerinin ne olacağını hayal edemediğimiz gibi, Metaverse’nin yaratacağı tüm işlemleri de henüz hayal edemiyoruz. 90’lı yıllarda size verilerin kullanılması ve analizi ile ilgili işlerin verildiğini hayal edebiliyor musunuz? Ya da dijital pazarlama ve sanal topluluk yönetimi ile ilgili işler? İnternetin yaratacağı işleri kimse hayal edemezdi.
Yine de Sanal ve Artırılmış Gerçeklik tarafından desteklenen, dijital ve gerçek dünyayı birleştiren, İnternetin geleceği olan Metaverse tarafından yaratılabilecek işleri hayal etmeye çalışmak için bu alıştırmayı deneyeceğiz. Tüm bunlar, blok zincir ve yapay zeka ile karıştırılmış bir veri yönetimi katmanı ile kaplanmıştır.
Üstüne üstlük, Metaverse’nin tüm dijital ve kapsayıcı doğası göz önüne alındığında, mevcut internet uzmanlarından daha fazlası, Metaverse’de faaliyet gösteren bir insan işçi ile yapay zekâ arasındaki farkı göz ardı edeceğiz. Bu işler moda, sağlık ve refah, sosyal aktiviteler, boş zaman ve hatta kolluk kuvvetlerinde bile olabilir.
Gelecekte ortaya çıkabilecek bu işlere hızlı bir genel bakış yapalım.
1. Dijital Moda Tasarımcısı
Studio @ RTFKT tarafından tasarlanan meta ceket modeli
Yakında hepimiz avatarlarla temsil edileceğiz. Bu avatarlar, arzularımıza, ruh halimize, duruma veya katıldığımız etkinliğe göre seçilebilen kıyafetler giymek zorunda kalacaklar.
Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi Metaverse’de de modanın kendine ait bir yeri olacak. Ayrıca, bu trend şimdiden başlıyor. An itibariyle oyun ve kripto kültüründen oyuncuların başını çekiyor olsa da, geleneksel markalar sektörde kendilerini konumlandırdıklarında bu mesleğin daha yaygın hale geldiğini göreceğiz. Bu, özellikle Metaverse’nin daha genç ve teknoloji meraklısı bir müşteriye ulaşarak dönüşüm için müthiş bir kaldıraç olduğu lüks markalar için geçerlidir.
Ayrıca Metaverse’i, geleneksel markalar sahiplendiğinde, bu onlara DNA’larını yansıtan sürükleyici deneyimler yaratma ve topluluklarına (veya ayrıcalıklı bir şekilde seçilmiş hedef kitleye) taşıdıkları rüyanın biraz daha somut bir parçasını sunma fırsatı verecektir. Fikir oldukça basit: benzersiz evrenlerini somutlaştırın ve dijitalleşeceği için onu daha erişilebilir hale getirin, bu da marka değerini havaya uçuracak.
NFT’lerin demokratikleşmesi sadece bu eğilimi hızlandıracaktır. Şimdiye kadar sadece oyun endüstrisinden niş bir tüketici hedef kitle için üretim yapan yaratıcılar için bir alan açılıyor.
Gerekli beceriler: Stil Modelleme, Tekstil Tasarımı, İllüstrasyon ve Grafik, Animasyon ve 3D Modelleme, Sanat ve Moda Tarihi, Oyun ve Eğlence.
2. Metainsan Doktoru
@ Epic Games tarafından oluşturulan çevrimiçi erken sürüm aracı MetaHuman Creator tarafından oluşturulan Meta insanlar
Gerçekten de, dijital çiftlerimiz, dijital doğaları gereği, kendimizin mükemmel kopyaları ve hatta daha da fazlası olacaktır.
Tüm biyometrik ve fizyolojik verilerimiz, özellikle sağlık durumlarımızla ilgili olanlar olmak üzere, meta-insan avatarlarımızla sayısallaştırılacak ve yer alacaktır. Yerleştirilen nanoteknoloji sensörleri sayesinde bu veriler gerçek zamanlı olarak güncellenecektir. Bu, meta doktorların patolojinin evrimini simüle etmesine, tanı koymasına ve tedavilerin testlerini yapmasına izin verecektir. Herhangi bir dijital varlık gibi, avatarlarımızın da verilerinin bütünlüğünü etkileyen viral saldırılara maruz kalabileceğini ve dolayısıyla bir veya daha fazla özelliğini etkileyen dijital patolojiler yaratabileceğini bilmek önemlidir. Mükemmel dijital kopyalarımız oldukları için nihayetinde bizimdir. Bu senaryonun üstesinden gelmek için Metadoktorlar, tıp ve “zor” dijital bilimlerin kavşağında disiplinleri birleştirmek zorunda kalacaklar.
Gerekli beceriler: Genel ve Özel tıp, (Biyo)Viroloji, Veri Analizi, Kodlama, Yapay Zeka, Kriptoloji ve Siber Güvenlik.
3. Metaverse Tur Rehberi
@ Space Perspective şirketi ve tasarım stüdyosu @ PriestmanGoode arasındaki işbirliğiyle hayali bir uzay turizmi gemisi tasarımı.
Samanyolu’nu sanki oradaymış gibi ziyaret edin, Alice Harikalar Diyarında, Batman’in Gotham Şehri’ni, Firavun Khufu zamanındaki Büyük Ghyzée Piramidi’ni ziyaret edin.
Basitçe, Metaverse sonsuz sayıda kapsayıcı dünyaya sahip olacağından, yeni bir turizm biçiminin önünü açacaktır. Daha sonra Metaverse’nin tüm olanaklarını deneyimlemek için evrenden evrene gezinebileceksiniz. Arzularınıza ve ilgi merkezlerinize göre bu keşifte size eşlik edecek bir rehberden daha iyi ne olabilir?
Gerekli Beceriler/Kısıtlamalar/Eylemler: Genel Kültür, Sanat Tarihi, Pop kültürü, Oyun, Tarih ve Coğrafya, Kapsayıcı Navigasyon, Temas Duygusu, Kişilerarası İlişkiler, Grup Ziyaretlerinin Yürütülmesi.
4. Yapı Mimarı
Gerçeklik yasalarına meydan okuyan bir yapı örneği.
Metaverse evreninde bir yapı, bir veya daha fazla kullanıcının aynı anda veya ayrı ayrı, dinamik bir şekilde etkileşime girebileceği bir yer, deneyim, nesne olabilen sıfırdan geliştirilen bir öğedir. Yapı, kendisine uygulanan kısıtlamalara/eylemlere, çevresininkilere, mimarı tarafından kurulan önceden tanımlanmış veya rastgele bir biçimde tepki verebilir. Bir yapı aynı zamanda eylemsiz bir eleman veya nesne de olabilir.
Temel tanımında, Metaverse, kendi içinde, tüm parçaları bir araya getirerek sonsuz özellik gösteren, böylece sınırsız tek bir varlık oluşturan çok sayıda farklı yapının bir bileşimidir.
Gerekli Beceriler: Uzaysal Hesaplama, Kodlama, Yapay Zeka, Uygulamalı Fizik, Grafik Tasarım, 3B Modelleme, Fotogrametri, Mimarlık, Antropoloji, Bilişsel Bilimler.
5. Eser Avcısı
Ready Player One filminde kahramanlar tarafından kullanılan bir eser olan “Osuvox Küresi”.
Oyun dünyasında oyuncular “artifact” terimine aşinadır. Sahibine özel, nadir ve benzeri görülmemiş güçlere sahip olan ve/veya veren büyülü bir nesneyi belirtir. Örneğin, zamanı donduran/hızlandıran/yavaşlatan bir mekanizma olabilir, bir tür görünmezlik pelerini veya Metaverse’nin kendisinin bir öğesini veya bileşenini değiştirmeye izin veren herhangi bir başka nesne olabilir.
“Artifact”, yaratma yeteneğine sahip, yapının orijinal tasarımcısı tarafından belirlenen herhangi bir biçimde sunulabilir.
Oyun dünyasında olduğu gibi, genellikle çok zor bir görevi tamamlayarak veya karmaşık bir bilmeceyi çözerek bir “artifact” (eser) elde edebilirsiniz. Bu eşyaların etrafında, fiyatı sadece eşyanın nadirliği, elde edilmesinin zorluğu veya sahibine verdiği özelliklerin/yetkilerin değeri ile eşleşen küresel bir pazar vardır.
“Artifact” aynı zamanda, Metaverse’nin kaynak kodunda beklenmedik bir kusur ve rastgele bir ihlal olabilir ve onu keşfeden kişi tarafından yapı üzerinde benzeri görülmemiş etkileşimler için olasılıklar açar.
Gerekli Beceriler: Oyun, Lonca İşleyişinde ustalık, Araştırma Stratejisi, Sanal Dövüş/E-spor, Genel Kültür ve Pop Kültürü, Sabır, Cesaret, Takım Ruhu, Pazarlık Yeteneği ve Şanslı Olmak.
6. Akıllı Sözleşme Avukatı
Blok zincir teknolojisiyle kodlanmış Akıllı Sözleşme, birden fazla tarafı içeren ve önceden tanımlanmış maddelere ve kriterlere göre otomatik olarak etkinleştirilen bir sözleşmedir.
Metaverse’de bir anlaşma yapmak üzereyken normal avukatınıza koşmanın bir anlamı olmayacak. Öte yandan, bir Akıllı Sözleşme Avukatına danışmanız gerekecektir. Bu profesyonel, anlaşmanızın şartlarının işlem için kullanılan blok zinciri katmanında mükemmel bir şekilde kodlanmasını sağlayacaktır. Dijital varlık işlemleri söz konusuyken, örneğin, belirli bir miktarda kripto para birimi (veya yerel resmi para) için bir mülkiyet devri olabilir, çünkü bir varlık/olay üzerindeki telif ücretlerini içeren bir işlem veya olduğunu iddia edebileceğiniz başka herhangi bir gelir getirici faaliyet olabilir.
Anladığınız gibi, tüm işlemler kodlanacak ve anlaşmayı tetiklemek ve kapatmak için gerekli koşullar sağlandığı sürece herhangi bir insan etkileşimi gerektirmeyecek.
Metaverse’e sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklikten daha fazlası, algoritmalar hükmedecek. Müzakerelerinizin sözleşmelerinin gereksinimlerini karşılamak için blok zincirindeki algoritmalarda yazılan geleneksel hukuk, iş hukuku ve saf matematiksel mantığın uygulanmasını karıştıran Akıllı Sözleşme Avukatı, çıkarlarınızın “Teknik olarak” diğer taraflara bağlayan sözleşmelerin şartlarına göre korunmasını sağlayacak kişi olacaktır.
Gerekli Beceriler: Kamu ve İş Kukuku, Müzakere, Uygulamalı Matematik, Kodlama, Blok Zinciri Ağları ve Protokoller.
7. Veri Ödülü Avcısı (Data Bounty Hunter)
Veri, dijital çağın altınıysa, kişisel veriler de onun en değerli unsurudur.
İşlemler ve kişisel veriler söz konusuysa, açıklığa kavuşturulması gereken bir şey varsa, o da Metaverse’deki kapsayıcı tarafın ötesinde HER ŞEY VERİDİR.
Tüm verilerinize erişim ve telif hakkı sizde olduğunuzdan, verilerinizi elinde tutan herkesin kapılarını çalarak verilerinizi koruduklarından ve sizin için kendi verilerinizi sağlamaktan sorumlu bir Veri Ödül Avcısı’nı arayabilirsiniz. Bunlar esas olarak bazı hizmetlere abone olacağınız veya etkinliklere katılacağınız ve bu platformların sizinle ilgili verileri topladığı platformlar olacaktır.
Veri Ödül Avcısı gibi bu yeni meslek türlerinin ortaya çıkmasıyla sonuçlanan aslında, GAFAM gibi en büyük şirketler tarafından işletilen ve gözden geçirilmesi gereken, bugün bildiğimiz şekliyle veri tabanlı dijital ekonomi iş modelidir.
Bu profiller, kişisel verilerin yönetimi ile ilgili konularda uzmanlaşan sadece kadın ve erkek değil, ayrıca Metaverse’e özel, özellikle veri madenciliği açısından güçlü dijital becerilere sahip olmalıdır.
Gerekli Beceriler: Ortak Hukuk ve Tüketici Hukuku, GDPR, Kurumsal ve Kamu Hizmetleri İlişki Yönetimi, Hukuka Erişim, Veri Madenciliği, Kodlama.
8. Dijital Varlık Miras Vekili
İşinizde, özellikle dijital varlıkların düzeni önemlidir.
Metaverse’de her şey veri olduğu için, dijital hayatımız boyunca (gerçek olan, ya da #NFT’ye dönüşmüş) biriktireceğimiz dijital mallar bir veri formunda olacaktır. İster dijital bir cüzdan, her türlü karşılıksız varlık veya herhangi bir özel veri… Bir soru ortaya çıkıyor: Biz öldükten sonra bunlara ne olacak? Peki ya Meta-insan avatarımız? Peki ya Metaverse’de toplanan eserlerimiz veya bazıları çok büyük paralar değerinde olabilen favori oyun öğelerimiz? Kaybolursak onlara ne olacak? Bütün bunlar bizimle birlikte yok olacak mı?
Kesinlikle hayır.
Dünyadaki yaşamımız geçicidir, ancak dijital yaşamımız sonsuz olabilir. Bu yüzden son vasiyetimizin gerektiği gibi yerine getirildiğinden emin olmamız gerekecek. Bunun için dijital varlıklarımızın sıkı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bir Dijital Varlık Vekili arayacağız. Dijital malların tasfiyesinde uzmanlaşmış bir tür dijital noter, bir tür profilden daha fazlası, sıfırdan inşa edilmesi gereken dijital öteki dünya sektörüdür.
Gerekli beceriler: Akıllı Sözleşme, Ortak Hukuk, Aile ve Miras Hukuku, Noter, Varlık Yönetimi.
9. Metaverse Etkinlik Yöneticisi
Amazon Prime’da bulunan “Upload” (Yükleme) serisindeki ana karakterin sanal cenazesi.
Gördüğünüz gibi, Metaverse, dijital dublörlerimiz, Meta-insan avatarları tarafından doldurulan gerçek dünyanın dijital karşılığı olacak. Gerçek sosyal hayata gelince, varlığımızın önemli anlarını kutlamak için orada etkinlikler düzenlememiz gerekecek, kendimizi fiziksel kısıtlamalardan kurtararak gerçek dünyadan ve Metaverse’den arkadaşlarımızı/tanıdıklarımızı/ilişkilerimizi davet edeceğiz.
Basitçe Meta-insan ikinci benliğimizin doğumunu, çocuklarımızın gerçek hayatta doğumunu, bir yıldönümünü, bir düğünü, bir cenazeyi kutlamak olabilir…
İşleri hayatımızın dönüm noktalarını organize etmek olan Etkinlik Planlayıcılar gerçek hayatta olduğu gibi, dijital muadilleri de Metaverse’de aynı şeyi yapacaktır. Bunu yapmak için, güçlü dijital, sanatsal, ilişkisel ve sosyal becerilere sahip olmaları gerekir; bu da özenle seçilmiş bir konuk listesine dayalı olarak birkaç kişiyi bir araya getirebilecek olağanüstü sürükleyici deneyimler yaratmalarına olanak tanır.
Gerekli Beceriler: Kişilerarası İlişki, Psikoloji, Sanat, Organizasyon, Kültür ve Yaşam Sanatı, Sürükleyici Gezinme, Empati, Mükemmeliyetçilik, Çok Yönlülük.
Kesin olan şu ki, Metaverse tarafından sunulan olasılıkları yüzeysel olarak zar zor belirliyoruz.
Oluşacak fırsatları ve Metaverse’nin demokratikleşmesiyle sonuçlanacak yeni işleri kesin olarak söylemek için henüz çok erken. Şu anda fırsatları hayal edemediğimiz gibi oldukça çok şaşırabiliriz de.
Gerçekte bile teknolojilerin toplumlarımız üzerindeki etkilerini ve 2030’un mesleklerini tam olarak öngöremiyorsak, Metaverse’nin bugün üreteceği meslekler neredeyse bilim kurgu sayılabilir. Gerekli beceriler henüz mevcut olmayabilir, ancak kesin çizgiler daha da bulanık olacaktır. Bu faaliyetlerden bazılarını gerçekleştirmek için çeşitli becerilerin benzeri görülmemiş bir şekilde bir araya getirilmesiyle yeni birçok yönlülük sergilemek gerekecektir. Her zamankinden daha fazla, çok çeşitli zor becerilere sahip olmanın yanı sıra yaratıcılık, başarılı olmak için en önemli unsur olacaktır.
Peki burada sayılan geleceğin mesleklerinden hangisi daha çok ilginizi çekti veya hangisi size daha çok yakışır?
[Metaverse Masterclass] Epic, Bored Apes ve Metaverse’in Hikayesi
Bu, Doug Thompson’ın orijinal olarak Out of Scope’ta yayınlanan bir makalesidir.
“Fortnite’da Metaverse hakkında bir anlatının İÇERİSİNDE’siniz. Rift Turu bu anlatıyı daha da açık hale getirebilir. Ama Bored Apes’i unutmayalım. Çünkü oynanmakta olan birden fazla hikâye var.”
Kendimi portal olmadığı söylenen şeylere ateş ederken buluyorum.
Gerçek yıkılıyor.
Her şeyi göz açıp kapayıncaya kadar değiştirebilen enerji dalgaları etrafımda yayılıyor. Jones bir kelebeğe dönüşüyor.
Bütün bunlar, bir dizi lisanslı karakterden geçtikten sonra oluyor. Saldırganları kastediyorum.
Aliens ve The Terminator’dan yaratıklar, God of War’dan Kratos ve dijital bir Sigourney Weaver, mavi küre tepede dönerken meydan savaşlarının bir parçasıydı.
Ama ona ateş etmek yerine, gerçekten, gerçekten yapmak istediğim şey, gerçekliğin dokusundaki o küçük yırtıktan atlamak:
Bu, Fortnite gibi görünse de, aslında ben Metaverse ile ilgili bir anlatının içinde olduğumu hatırlayana kadar. Ve henüz bu sıçramayı yapmaya hazır değiliz.
Fortnite ve Rift Turu
Bu hafta bir “süperstar”, Rift Tour kapsamında Fortnite’ta bir etkinlik düzenleyecek.
Ariana Grande’nin sızdırılan mahkeme belgelerine ve etkinlik öncesindeki yaratıcı göz kırpmalarına ve baş sallamalarına dayalı çıkan “performans sergileyeceği” söylentileri var.
Pazartesi daha fazlasını öğreneceğiz.
Ne olursa olsun etkinlik, 12,3 milyon eşzamanlı ‘katılımcı’, 5 seansta 27,7 milyon benzersiz oyuncu ve 45,8 milyon görüntüleme ile Travis Scott konserinin potansiyel ölçeğine sahip.
Bunlar, tonlarca haber yayını oluşturan türden sayılardır. Müzik endüstrisinin geleceğini, canlı etkinlikleri ve çevrimiçi sosyal aktiviteleri görmüştük. Ve herkesin beklediğinden daha büyüktü.
Rift Turu aynı ölçeğe ulaşmayabilir. Ama diyelim ki oluyor. Şunları vaat ediyor:
Fortnite ve rekor kıran bir süperstarın çarpıştığı büyülü yeni gerçekliklere müzikal bir yolculuk.
Yeni gerçekler?
Zuckerberg bundan bahsetmiyor muydu?
Diğer şirketler birdenbire Metaverse hakkında çok fazla konuşmaya başlarken, Ariana Grande (veya rekor kıran süperstar her kimse) aslında bize yolu gösterebilir.
Metaverse’nin İçinde Metaverse Hakkında Bir Anlatı
Epic’in Fortnite ile birlikte yaptığı şey, potansiyel olarak bu kadar derin olan bir şey. Fortnite kendi başına Metaverse OLMAYACAK olsa da, tüm sanal dünyalarımızın ve galaksilerimizin birbirine bağlı olduğu bir zamana bazı izler bırakıyor.
Metaverse’i gerçekleştirme isteklerini desteklemek için bir efsane (mitoloji), bir hikaye, bir oyun mekaniği ve dökümanı oluşturuyorlar.
Sadece dünyalarının boyutunu genişletmiyorlar, bunun neden olacağına ve değerinin ne olacağına dair bir mitoloji, dil ve mantık tasarlıyorlar.
Ve bu nedenle, Rift Turu ilginçtir, fakat yalnızca potansiyel olarak milyonlarca eşzamanlı katılımcıyla eğlenceli bir etkinlik olabileceği için değil, aynı zamanda çünkü:
● Epic, sanal bir alanda bir etkinliğe katılma deneyiminin sınırlarını yeniden zorlama şansına sahip olacak. Travis Scott, sanal bir performansın ne olabileceğine dair pek çok kuralı yıktı. Bunu vahşi, biraz halüsinojenik bir Disney yolculuğu gibi düşündüğünüzde fikri anlayacaksınız. Metaverse’in temeli, yanıtlanması gereken, tarayıcı tabanlı mı yoksa VR’de mi görüntüleneceğinden daha önemli bir sorudadır: İnsanlar neden orada bulunsun? Çevrimiçi mekansal deneyimleri nasıl eğlenceli ve eğlenceli hale getirirsiniz?
● İkincisi, daha büyük Fortnite anlatısına nasıl bağlanıyor? Adının Rift Tour olması, en azından bu fikre geçici bir selam veriyor. Bana göre bu anlatı sadece oyun oynamayı desteklemiyor, aslında Metaverse’nin ne olduğu hakkında süper bir anlatı, oynayan 18-24 yaşındakiler tarafından sindirilebilir bir dile çevrilmiş.
Zaman, Güç ve Mekânın Karmaşık Bir Hikayesi
Şimdi açık olalım: Fortnite anlatısı karmaşıktır. Bir şekilde Batman’i (ve süreçte bir yan ürün olarak sınırlı sayıda üretilen bir çizgi romanı yönetmeyi) ve Deadpool’u uzlaştırmayı başarır.
Zaman döngüleri, çatlaklar, karanlık ajanslar ve bir ton markalı ve lisanslı içerik var.
İlk bakışta, adayı her an ve ara sıra değiştirmek, yeni düşman karakterlerini ve silahlarını haklı çıkarmak için, yeni görünümler ve kozmetik geliştirmeler (sponsorluk dışındaki ana gelir kaynakları) başlatmak için ve Ferrari veya Marvel ile ortaklıklar oluşturmak için çoğunlukla karmaşık bir bahane gibi görünüyor.
Bu, erişimi kontrol etmeye çalışan güçlü kuvvetlerin, gerçekte yarıklardan gelen süper kahramanların ve… belki ve SİZİN, sürekli değişen bir adada başka bir görev döngüsünde hayatta kalmak için mücadele eden bir piyadenin hikayesi.
Oyunu oynamak için anlatıya gerçekten gerek yok, artık özel bir karakter satın almanız gerekiyor.
Bu, hikayenin oynanışın ana itici gücü olduğu Red Dead Redemption solo oyunu değil (Seni özlüyorum Hollandalı, olsan da hayal görüyorsun!)
Eğlenmek için buradayız. Arkadaşlarımızla bir şeyler fırlatıp çekmek için buradayız. Ve ara sıra konser veya DJ konseri için buradayız.
Anlatı esas olarak daha büyük bir amaca hizmet ediyor gibi görünüyor: tüm bu gizli ajanlara, kahramanlara ve gizemli portallara rağmen (veya onlar sayesinde) birçok içeriğin neden içeri girebildiğini ama asla gerçekten ayrılamadığımızı açıklıyor.
Ta ki, belki, yapabileceğin güne kadar.
Metaverse için İncil göster
Epic bunu bir sır olarak saklamıyormuş gibi…
Yaratıcı tasarım görevlisi Donald Mustard, The Verge ile yaptığı röportajda, tüm bu lisanslı karakterlerin daha fazla görünüm satmak için bir bahaneden daha fazlası olduğunu söyledi.
Mustard başını sallayarak, kendisinin ve Epic’teki diğerlerinin hevesle tasarladığını söyledikleri şeyleri işaret ederek – “sayısız filmden, şovdan ve oyundan karakterler ve hikayelerden oluşan Metaverse’in – hikayenin kritik bir parçası olduğunu söylüyor.
Mülkiyete yayılan evrenler tasarlama hakkında bir iki şey bilen Russo Kardeşler ile Sezon 6’nın gala tasarımı, bu yönde bir başka bariz selamdır.
Epic’in CEO’su Tim Sweeney, Fortnite hakkında oyun oynamayı aşan bir şey olarak konuşuyor ve onu açıkça Metaverse ile ilişkilendiriyor (bunu bir mahkeme salonunda-İncil’e el basılan bir yerde-ağırbaşlılıkla söylüyor.).
Ve böylece Rift Turuna geri dönüyoruz.
“Büyülü yeni gerçekliklere müzikal bir yolculuk.”
Ariana Grande konser bittikten sonra oraya gitmemize izin vermeyebilir, ancak bu, dünyalar arasında seyahat etme yeteneğimizin yolda olduğunun bir göstergesidir.
Araçlar, Film Dili ve Dağıtım
Filmler, kısmen teknolojideki değişikliklerle ‘film dilini’ genişletebilir.
James Cameron bu konuda belki de en ünlüsü: Avatar’da kullanılan Mandalor tarzı teknolojiler, müzik yıldızlarının LED’li sahnelerinde çekim yapmasından çok önce kullanıldı. Gerçek zamanlı birleştirme ile Cameron, çekimler sırasında oyuncuları CGI setlerinde görebildi.
Medyayı değiştirdiğimizde, hikâye anlatım dilinde daha derin değişimler meydana gelir; radyodan ekrana, sessiz filmlerden konuşmalı formatlara, televizyonların ağ yayından kabloya ve TV’den kasete geçişin getirdiği dönüşüm gibi…
Sanal dünyalara geçiş, hikâye anlatım dilinde de benzer ve derin bir değişimle sonuçlandı. Bu değişim, oyun tabanlı hikâye anlatımı ve diğer 3 boyutlu, sürükleyici sanatlardaki derin ilerlemelerden kaynaklanmaktadır. Ve bunu son derece eşzamanlı deneyimlerin merceğinden dönüştürür.
Medyadaki bu değişimler bir basamak oluşturur. Medyadaki değişiklikler teknolojideki ilerlemelerin sonucudur. Teknolojideki daha fazla gelişme, hikâye anlatıcılarına yeni araçlar sağlar. Hikâye anlatıcıları zanaatlarında daha iyi olurlar ve bu da dağıtımcıların (sinema salonları, kablolu kanallar veya Playstation) daha fazla ilgisini çeker.
Sistemin Tamamına Sahip Olduğunuzda Ne Olur?
Peki, kameraları yapan, hikayeleri anlatan ve bunları dağıtma kapasitesine sahip tek bir şirket olsa olur?
Artık mükemmel bir erdemli döngüye sahipsiniz: yeni ortamın ‘film dilini test edebilir, oynanışı iyileştirebilir, sanal bir konserin nasıl düzenleneceğini anlayabilir, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik hakkında veri alabilir (tasarım modu aracılığıyla) ve hangi lisanslı içeriklerin diğerlerinden daha fazla takipçi çektiğini öğrenebilirler.
Unreal araçlarını ve Epic pazaryerini diğer geliştiricilere sağlayarak, hem ortak bir en iyi uygulamalar kütüphanesine rehberlik etmeye hem de diğerlerinden bir şeyler öğrenmeye yardımcı olabilirler.
Bu biçimde içerik geliştiriciler, bir film stüdyosunun yapacağı gibi belirli bir film türüyle sınırlı değiller. Çünkü filmi yapan onlar.
Oh, ayrıca deneyimi de dağıtabilirler.
Epic’in konsolları almak için Fortnite’le verdiği mücadele, Steve Jobs’un iPod için plak şirketleriyle yaptıklarıyla aynı düzeyde dahice bir başarıydı.
Kendi uygulama mağazalarını açmak, onları Apple’ın Fortnite’ı iOS’tan başlatması gibi şeylere karşı yalıtmaya ve korumaya yardımcı olur.
Yol Haritası Üzerine İnşa Edilmiş Bir Hikâye
Ve böylece Epic, ürün yol haritası üzerinde büyük bir kontrole sahip oldu.
Unreal için ne kadar hızlı yeni özellikler geliştirebileceğini biliyor, hangi parçaların eksik olduğunu biliyor (ve bu parçalardan bazılarını elde edebiliyor) ve ödeme sistemlerinde, kimliğinde, oturum açma ve pazar yerlerinde değişiklikleri sıralayabiliyor.
Fortnite, gelecekteki bir Metaverse mitolojisini tasarlıyor. Fortnite, Epic’in yarattığı tüm teknolojileri kullanır. Bu nedenle Fortnite, hikayelerini bu yol haritasına ‘ekleyebilir’.
Tim Sweeney, örneğin Fortnite’ın UE5’e geçtiğini açıkça belirtti. Fortnite, Lumen ve Nanite tarafından sunulan gelişmiş işleme kapasitesinden ve gerçekçilikten yararlanacak mı?
İster miydin?
Belki Fortnite Adası’ndan ayrılır ve çizgi film türündeki oyunları korursunuz. Ama belki de belirli “yarıkların” gerçekte nasıl son derece gerçekçi dünyalara yol açtığına dair bir hikâye tasarlarsınız.
Fortnite’ta bir yarıktan atladığınızı ve bir “Thor World” yan ürününe indiğinizi hayal edin: Asgard’ın oldukça ayrıntılı ve işlenmiş bir versiyonu.
Mitler ve Hikayeler Metaverse’i Yaratır
Yeğenim, “Metaverse”in ne olduğuna dair ayrıntıları gerçekten hiç umursamıyor.
Metaverse gerçekten burada olduğunda, isme bile ihtiyacımız olmayacak. Biz sadece çevrimiçi olan alanın “içinde” olacağız:
Ancak bugün 12 yaşında bir çocuğun Fortnite’ta vakit geçirdiğini hayal edin. Marvel ve Star Wars gibi birlikte büyüdükleri mitolojilerin yoğun sinematik evrenleriyle birleştiğini düşünün (kültürel yorumları bir kenara bırakacağım).
Supertramp’i gördüğümü hatırladığım gibi Fortnite veya Roblox’taki ilk konserlerine gittiklerini muhtemelen hatırlayacaklardır. Muhtemelen en sevdikleri karakterlerle veya Deadpool gibi giyinerek koştukları ay ile etkileşime girdiklerini hatırlayacaklardır.
Ekmek kırıntıları ve Paskalya Yumurtaları hepsi oradaydı. Dünyaların nasıl ve neden var olduğu ve birbirleriyle nasıl bağlantılı hale geldiği hakkında bir hikâyenin parçası olduklarını…
Ve eğer tüm bu dünyalar sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanırsa…. o zaman Metaverse’e ulaşmış olacaklardır.
O zaman onu aramayacağız. Sadece görünecek.
Bir gün bir Ariana Grande konserinde arkadaşlarınızla takılıyorsunuz ve ertesi gün Batman’ı ziyaret etmek veya dijital bir Sigourney Weaver’ın yanında Uzaylıları öldürmek için “yarık” üzerinden ışınlanıyorsunuz.
Eksik olan tek şey “Bored Apes” (Sıkılmış Maymunlar).
Temelden Hikayeler
Başka bir hikâye var. Ve bunun Disney/Epic çapraz lisanslama, Sony Music veya oturma odanızda Mandalorian’ı yeniden yaratmak için Unreal’ı kullanmakla hiçbir ilgisi yok.
Bu, Bored Ape Yat kulübü ile başlar:
Marvel karakterleri ve Kratos’un yerine…şey, canı sıkılan maymunlar var:
(Belki de buradaki tek geçiş noktası Fortnite’daki muz kabuğudur. Öğle yemeğinde Fortnite yiyen Sıkılmış Maymunlar gibi bir benzetmeyle Bored Apes’le oynadım).
Şimdi, ilk bakışta, Bored Apes sinirli çizgi film karakterleri gibi görünüyor. Fortnite’daki anlatıya çok benziyorlar, başka bir şey için bir metadan çok daha fazlası gibi görünmüyorlar: sanat eseri veya tişört ya da bira satmak.
Aslında, yukarıda gördüğünüz resimlerden başka bir şey değiller: Tanesi 10.000
Ancak bu görüntülerin alım satım değeri neredeyse 100 milyon dolar oldu.
Elbette, Fortnite’ın çektiği parayla aynı değil.
Ve Bored Apes gerçekten de belirli bir yerde yoklar.
Onları sanal bir dünyada bir deri gibi giyemezsiniz. Hemen hemen bir tanesini Twitter profil fotoğrafınız olarak atıyorsunuz.
Ama yüzeyi çizince altında çok daha fazlası var. İlk olarak, yalnızca katılımcılara avantajlar sağlayan bir tür fan topluluğu olan bir “kulübe” katılıyorsunuz.
New Yorker’ın açıkladığı gibi:
Bir alıcı Twitter avatarını bir resim haline getirdiğinde… bu bir bağlılık işareti ve aynı zamanda kulüpteki diğer alıcılara onu sosyal medyada takip etmeleri için bir işarettir. (“Fotoğrafımı maymuna çevirdim ve ilk gün yüzlerce Twitter takipçim oldu,” dedi Swenson.) Çoğu kulübün merkezi, gerçek zamanlı sohbet uygulaması olan Discord’dur. Bored Ape Yacht Club’ın Discord sunucusunun on üç binden fazla üyesi var… Hem sosyal hem de finansal karşılıklı yatırım, daha geniş İnternet karmaşası içinde kulüp üyeleri arasında bir tür bağ oluşturuyor.
Bored Apes’in yaratıcıları bir fırsat belirlemişlerdi: sadece sınırlı bir seri sanat eserleri yaratıp bunları satmak yerine “Daha büyük bir hikâye döngüsü ile bir şeyler yapma fırsatlarını görüyorduk”.
New Yorker’ın ana hatlarıyla belirttiği gibi, bu tür işler:
…insanlar, maymunlar veya hayaletler…oldukça geneldi. Bored Ape Yacht Club, karşılaştırmalı olarak, kurucularının kişisel zevklerinden yola çıkarak zengin ve ayrıntılı ikonografi yarattı. Bir Everglades “yat kulübü” (ironik bir isim) ortamının, Gargamel ve Goner’in uğrak yeri olan Miami’deki eski bir müzik mekanı olan Churchill’s Pub gibi yerleri çağrıştırması gerekiyordu. Göner, “Seksenlerin hardcore, punk rock, doksanların hip-hop’undan derinden ilham aldık” dedi.Bored Ape Yacht Club, Web sitesindeki apokaliptik bir tiki barın sahnelerinden maymunların şenlikli tarzına kadar, daha çok bir üçlü-A video oyunu planlarına benziyordu… Sofistike görseller, alt kültürel moda aksesuarları (Hot Topic tonları) ve edebi iddianın birleşimi, Bored Ape evrenini belirli bir kripto-kardeş demografisine dönüştürdü.”
Ve bu kripto-kardeş demografisi önemlidir çünkü Bored Ape görüntüleri NFT’lerdir (değiştirilemez tokenlerdir – benzersiz dijital varlıklar).
10.000 maymundan birine sahip olmanız blok zincirde kayıtlıdır. Maymun başına bir jeton vardır ve bu nedenle aynı anda yalnızca bir kişi ona “sahip olabilir”.
NFT’nizi (maymununuzu) satabilirsiniz. Uyarıyla birlikte: fiyat tırmanmaya devam ediyor. Dijital kıtlık yaratıldı. Özel bir kulübe katılıyorsunuz… ve bu bir Bored Apes kulübü ama yine de bir kulüp.
Üyeliğin ayrıcalıkları var.
Ancak dijital kıtlığın yanı sıra (ki açıkçası Beanie Babies’in kıtlığının yankıları olabilir), Bored Apes’in başarısını yönlendiren başka bir şey daha var.
Çünkü bir varlığa sahip olarak varlığı ticarileştirebilirsiniz:
(Bored Apes) ayrıca bireysel alıcılara sahip oldukları maymunların ticari haklarını sunan ilk kulüplerden biriydi: her üyenin kendi projelerini veya ürünlerini markalaştırmasına ve bağımsız olarak satmasına izin verildi. Kulübün kuruluşundan bu yana geçen üç ay içinde, Bored Ape sahipleri çizgi film primatlarını zanaat biralarının üzerine koydular ve animasyonlu YouTube dizileri yarattılar, boyanmış kopyalar yaptılar ve kaykay güverteleri tasarladılar. Giyim satıcısı Kyle Swenson, topluluğu kapsayacak şekilde Bored Ape Gazette adlı bir yayın başlattı.
Metaverse’nin İlkelleri (Primiteves of the Metaverse)
Ve böylece Metaverse’nin hikayesinin büyüdüğünü ve ortaya çıktığını başka bir şekilde görmeye başlıyoruz.
Fortnite düzeyinde, önceden belirlenmiş bölüm ve sezonlarda ortaya çıkan karmaşık hikayeler, büyük ölçekli bir dünyanın zeminini oluşturur. Hikayeler giderek büyüyor, belirginleşiyor ve yıldızlar büyüyor, dünya değişiyor… ta ki başka dünyalar eklenene kadar ve biz de Metaverse mitolojisini izleyerek etrafımızda gerçekleşene kadar takip ediyoruz.
“Bored Apes” (Sıkılmış Maymunlar) düzeyinde, İnternet hikâyenin ilkelleriyle (temelleriyle) sıfırdan yeniden inşa edilir.
Hikâye önceden birleştirilmiş değil. Bunun yerine, gösterilecek İncil’in bileşenleri oluşturulur ve bu kopya bir gösteri koşucusuna veya yazara vermek yerine, açık artırmaya çıkarılır.
Yaratılan tek şey bir grup ilkel (primitivdi). İnsanların bu ilkelleri (primitivleri) nasıl bir araya getirdiği, topluluk oluşturma, ticaret, işbirliği ve hayal gücü konusunda bir alıştırmadır.
Bu fikir: NFT’lerin tasarım ilkellerini temsil ettiği, Second Life’ın “ilk değerleri” (prims) ile karşılaştırılabilir:
Second Life’da tüm dünya baştan inşa edildi.
Bir küp şekillendirilebilir ve başka bir küple birleştirilebilir. Ortaya çıkan şekil, üstüne atılmış bir dokuya sahip olabilir. Birdenbire bir sandalyeniz, masanız veya elbiseniz olur.
Bununla birlikte, “prim” olarak ifade edilen ilkelin ya da birimin dehası, Philip’in yukarıda işaret ettiği şeyde yatmaktadır: izin sistemi ve “satmak” için alan.
Çünkü bir kez elbise tasarlamak için “prim”lerini kullandıktan sonra artık onu satabilirsin. Ve sıradaki kişinin o elbiseyi kopyalayıp, değiştiremeyeceği veya aktarıp aktaramayacağına dair izinleri var ve daha da önemlisi, onu kendi kişisel hikayelerine dahil edebilirler.
Düğünde elbiseyi giyerler, sanal evlerine sandalyeyi koyarlar, aileleriyle birlikte masada akşam yemeği yerler (avatarlarla temsil edilen diğer insanlar, genellikle ikinci bir hayat yaşarlar).
Yaratıcı Primler Olarak NFT’ler
NFT’lerin biraz tanımlanma sorunu var, aynı şekilde ‘Metaverse’ kelimesi güçlü tepkiler ortaya çıkarabilir.
Bu teknolojik bir olanaktır ve bu olanaktan bir sürü şey çıkartılabilir: örneğin gerçek dünya sanatı için güvenilir bir defter sağlamaktan, DAO’lar (Decentralised Autonomous Organisations – DAO’s) aracılığıyla süslü JPEG sanat eserleri için spekülatif satın alma kulüpleri oluşturmaya kadar.
Ama hadi düzinelerce benzer hikâyeye ilham kaynağı olan Bored Apes’e odaklanalım.
Bored Apes’in kalbindeki görüntüler, yalnızca küçük, ayrıntılı içerik parçalarıdır. Primlerden farklı değiller.
Nasıl kullanılabileceklerine dair sözleşmeler içerirler. Öğeleri yeniden düzenlenebilir, birleştirilebilir ve yeniden kullanılabilir. Ayrı hikayelere dönüştürülebilirler. Yeni bir tişört serisinin temeli olabilirler veya Fortnite’daki dış görünümlerin yüksek sinyalli bir versiyonu gibi kullanılabilirler.
Bu nedenle NFT’lerin (ve blok zincirin) vaadi, büyük ölçekli hikaye anlatımı için ilkelleri yaratabilmemizdir.
Ve hikayelerin daha uzağa gidebileceğini ve daha fazla insana ulaşabileceğini vaat eder. İlk olarak, bu kolaylaştırılmıştır, çünkü ‘oyunda görünüm’e sahip olabiliriz (Second Life’taki terzinin tasarımını nasıl satabileceğine benzer bir finansal durum vardır); ve ikincisi, çünkü şu anda anlatıya katılmak için Twitter profilinizi değiştirmek için belirli bir beceri setine ihtiyacınız yok.
NFT’ler için Yol Haritası
Ancak Epic’in teknolojisi için bir yol haritası olduğu gibi, Bored Apes (ve benzeri girişimler) için de varsayılan/ortak bir yol haritası var.
Yani, sonunda, GIF’leri ve JPEG’leri yeniden düzenlenmesinin ötesine geçeceğiz ve daha büyük ve daha büyük hikâye parçalarını yeniden şekillendirmeye başlayacağız.
Bored Apes, IP’nin (Fortnite’da dolaşan tüm karakterleri düşünün) en küçük bileşenlerine ayrılmasını temsil eder.
Sonunda, bu küçük hikâye içeriği parçalarının yeniden birleştirilmesi, görüntülenmesi, oynatılması, yeniden düzenlenerek ve hikâyeye dönüştürülmesi daha kolay olacaktır.
Gelecekteki Metaverse’nin Bored Apes anlatısında, tüm bu küçük hikâye parçalarının dağıtık doğası tarafından bir talep yaratılacaktır.
İlkellerin havuzu (primitive havuzu) büyüdükçe ve daha fazla insan bunlara sahip oldukça (Coca Cola veya Bored Ape gibi büyük bir markanın ayrıştırılmış IP’si olmaksızın), oynamak, tasarlamak ve paylaşmak için bir yer isteyeceğiz.
Tüm bu Bored Apes’lerin, dijital tabloların ve tasarım primlerin sahipleri bir ev talep edecek. Ve tasarımcılar, ilkellerini yeniden düzenlemek için daha iyi ve daha fazla dağıtılmış araçlar talep edecekler.
Hikâyenin Yakınlaşması
Bu muhtemelen Fortnite ve Bored Apes arasındaki bir hesaplaşmaya benziyor.
Buna olduğuna inanmıyorum.
Farklı anlatılar arasında bir tür hesaplaşma olabilir. Oluşturulan Metaverse hakkındaki son gönderim – pek çok tartışma yarattı.
Ve “metaverse” kelimesini kullandığımızda ne demek istediğimizi “ayrıntılı hale getirmenin” önemli teknik nedenlerinin yanı sıra, bu, ortak geleceğimizde hepimizin bir ses olmasını istediğimizin bir göstergesidir.
Birbiriyle bağlantılı dünyalar geliyor. Bu dünyaların ne olacağı, nasıl bağlanacağı ve kapılara, deneyimlere ve mitlere kimin sahip olacağı hakkında hikayeler anlatılıyor.
Bu yazıyı yazarken Tim Sweeney şunları söyledi:
“Teknoloji dünyasındaki kuruluşlar, makerlar tarafından inşaa edilir, patronlar tarafından değil. İnternet, Mach Kernel, Linux kernel, web. Diğerleri sonradan ortaya çıkar ve bunları diğer insanlara pazarlamak için bunları kullanırlar. Onların koltuklarının sallanacağı günler yakında geliyor.”
Ve kişisel olarak inanıyorum ki; Tim bir Metaverse’ten faydalandığımızı söylediğinde (ki bu birçok kez söylenmiştir) bu herkese açıktır. Yani herhangi bir kişiye ait olamaz.
Taramaların ve 3D İçeriğin İlkelleri
Ayrıca Epic’in geliştirdiği tek hikâyenin Fortnite olmadığına da inanıyorum. Evet, bizi dünyaların birbirine bağlandığı bir geleceğe götüren belirli bir mitoloji ve hikâye yaratıyor.
Ama Epic’in yeni satın aldığı Sketchfab da öyle.
O zamanki yazımda ana hatlarıyla belirttiğim gibi, Sketchfab, 3D içerik için bir pazardan daha fazlasını temsil ediyor.
Örneğin barındırdığı fotogrametri, ilkel hikâye anlatımının başka bir biçimidir. Bunlar, sonunda toplayabileceğimiz, yerleştirebileceğimiz ve birlikte yaratabileceğimiz dijital Polaroidlerdir. Ayrıca fiziksel ve dijital gerçeklikler arasındaki çizgilerin bulanıklaşmasını da temsil ederler.
Birbirine bağlı dünyalar sadece oturum açtığınızda var olmayacaklar: ön kapınızın diğer tarafındaki çok gerçek mahallelerde dolaştığınızda var olacaklar.
Aslında Sketchfab anlatısının ve Fortnite anlatısının birleşebileceğine inanıyorum: bir noktada Epic her şeyi açacak ve kendi adanızı döndürebilecek veya kendi Sketchfab fotoğraf albümünüzü toplayabileceksiniz ve kazandığınız tescilli bir “Unreal/Epic” modeline kilitlenmeyeceksiniz.
Epic yine de eğlenceli ve yaratıcı oyunlar tasarlayarak para kazanacak (ve diğer geliştiricilerin de aynı şeyi yapmasına yardımcı olacak) ancak Metaverse’nin kendisi için “çekirdekleri” (özü) “piyasaya sürecek”.
Hikâyenin Değiştiği An
Bugün, zamanla uç ağların (Edge networks) ortaya çıkmasından veya Lümen gerçek zamanlı işlemesinden daha önemli olabilecek bir şey görüyoruz: Hepimiz Metaverse’nin ne olacağına dair ortak bir efsane yaratıyoruz.
Anlatıların “bacakları” vardır. Elimizde bir veya iki vuruş var gibi görünüyor.
Onu inşa etmek için kullanılacak yaratıcı ilkelleri topluyoruz ve aynı zamanda dünyaların birbirine bağlanmasıyla ilgili bir anlatıya İÇERİDE katılıyoruz.
Ve çoğumuz yol boyunca gerçekten çok eğlenceli vakit geçiriyoruz.
Rift oluştuktan ve dünyalar metastaz yapmaya, büyümeye ve bağlanmaya başladıktan sonra bir tarih belirleyelim.
Metaverse anlatısının 1990’ların eski bilimkurgu mecazlarını geride bırakıp (bazılarımız oraya daha erken ulaştı) ve daha büyük, daha cömert ve daha eğlenceli bir şey haline geldiği zaman, geçmişte nasıl olduğumuza dair bazı hikayeler paylaşacağız.
Hadi, Ariana Grande’yi birlikte gördüğümüz ve bizi tekrar çocuk gibi hissettirdiği o zamanı hatırlayalım. İster Bored Apes Yacht Club’da Discord’un sanal dünyasında takılalım, ister bir adada muz gibi giyinip dans ettiğimizde, ne kadar büyük olasılıkların varlığını hissettiğimizi hatırlayalım.
Çünkü gerçekten, anlatabileceğimiz çok fazla hikâye olacak.
[Metaverse Masterclass] Metaverse Tasarımcılara Daha İyi Bir Dünya Yaratma Şansı Verecek
Bu, Benjamin Bertram Goldman’ın, ilk olarak Builtin’de yayınlanmış bir makalesidir.
Başlangıçta bilgisayarlar, günlük dünyamızda, fiziksel olarak farklı nesnelerdi. Onlarla etkileşim kurmak için bir kullanıcı, bir tuş operatörüyle ne yapmak istediğini söylerdi. Ardından açılan deliklere bir kartı iterek, verileri başka bir bilgisayara gönderecek olan farklı bir bilgisayar operatörüne iletirdi. Birlikte, sonuçların yazdırılmasını beklerlerdi.
Günlük yaşamın bir parçası olmaktan çok uzak olan ilk bilgisayarlar, yeni bir yaşam biçimine daha yakındı. O zamanlar ilk tasarımcıların mücadelesi, bu yeni yaşam formuyla nasıl etkileşime gireceklerini bulmaktı. Bu yüzden tasarımcılar, gelişmekte olan disiplinlerine insan-bilgisayar etkileşimi adını verdiler ve tasarladıkları şey insan-bilgisayar arayüzleriydi.
Kullanıcı deneyimi kavramı, çok daha sonraları, dijital çağın başlangıcında ortaya çıktı. Bilgisayarlar taşınabilir, bağlantılı ve kullanımı kolay hale geldikçe, uzmanlara yönelik araçlardan günlük yaşama entegre edilebilir bir parçasına dönüştüler. Ve tasarımın dili değişti: Artık odak noktası, olası her deneyim ve kullanıcı için tasarım yapmaktı.
Philip Turner’in yazdığı, “A Psychology of User Experience” ‘da, “Kullanıcı deneyimine (UX) olan ilgi 1990’ların ortalarında, savunucuları dijital teknolojinin tasarım ve değerlendirmesinin tamamen araçsal olanın ötesine geçerek daha geniş olanı kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini önerdiğinde” ortaya çıktı. deneyim yelpazesi.”
Philip Turner, “Kullanıcı Deneyimi Psikolojisi” (A Psychology of User Experience) kitabında “Kullanıcı Deneyimine” (UX-User Experience) olan ilgi 1990’ların ortalarında belirgin hale geldi” diye yazmış ve “Dijital teknolojinin tasarımı ve değerlendirilmesi, daha geniş bir deneyim yelpazesini içerecek şekilde tamamen araçsal olanın ötesine genişletilmelidir.” biçiminde önerisini savunmuştu.
Tasarımın geniş insan kitlelerinden bireysel kullanıcıya doğru geçişi, tasarım tarihindeki büyük sıçramalardan birine işaret eder. UX ile tasarım, modern dünyanın neredeyse her etkileşimini yeniden şekillendirdi: ister banka çeki yatırma, ister taksi çağırma veya bir arkadaşla bağlantı kurma. Ve teknolojiyi, küçük çocuklardan görme engellilere kadar herkesin erişebileceği, dünyamızın kusursuz bir parçası haline getirmeye yardımcı oldu.
Ancak, insanlığın teknolojiyle olan ilişkisinde, tasarım hakkındaki düşüncemizi yeniden değiştirecek olan, hızla yaklaşan bir başka evrimsel dönüm noktası daha var: Metaverse’nin ortaya çıkışı.
METAVERSE İÇİN HAZIR MISINIZ? Teknoloji Devleri İnternetin Sonraki Sürümünü Kullanıyor
Metaverse’de
Metaverse, insanların genellikle avatarlar olarak bilinen benzersiz çevrimiçi kimlikler aracılığıyla oyunlar oynadığı, çalıştığı, öğrendiği, sosyalleştiği ve tam bir hayat yaşadığı paralel bir sanal dünyayı tanımlar. Terim, Neal Stephenson’ın bilim kurgu romanı Snow Crash’e kadar uzanıyor, ancak temel öncül daha da eski ve on yıllar boyunca birçok şey olarak adlandırıldı (en son olarak Ernest Cline’ın gişe rekorları kıran romanı Ready Player One’daki “Vaha” gibi).
Metaverse ilk olarak bilimkurgudan kaynaklanmış olsa da, artık bir kurgu eseri değil. Bugün, metaverse tarzı bir sanal dünya, yaygın olarak kaçınılmaz olarak kabul ediliyor ve en güçlü şirketlerin çoğu, oraya ilk ulaşan olmak için yarışıyor. Ruchir Sharma, New York Times için yazdığı bir yazısında, “Oyun şirketlerinin oluşturduğu tehdidin farkında olarak, Apple, Amazon ve Google gibi internet devleri, bazen “metaverse” olarak adlandırılan şeyin hisselerini kontrol etmek için yarışıyor.” diye yazdı.
Risk sermayedarı Matthew Ball’a göre:
Metaverse, dünyanın teknoloji devlerinin çoğu için en yeni makro hedef haline geldi. Unreal Engine ve Fortnite’ın yapımcısı Epic Games’in açık hedefi, aynı zamanda, AR [artırılmış gerçeklik] gözlükleri ve beyinden makineye iletişim gibi birçok başka projenin yanı sıra, Facebook’un Oculus VR’yi ve yeni duyurulan Horizon sanal dünya/toplantı alanını satın almasının arkasındaki itici güçtür.
Ball tarafından paylaşılan yaygın bir tahmin, ilk metaverse’nin büyük olasılıkla oyun endüstrisinden ortaya çıkacağı yönünde. Sanal dünyalardan nasıl para kazanılacağını bilen ve onları tasarlama konusunda en fazla uzmanlığı geliştiren sektördür. İlk metaverse bir oyuna benzeyebilir, hatta bir oyun olarak pazarlanabilir, ancak bunun bir oyundan daha fazlası olduğu kolayca anlaşılacaktır.
Akıllı telefonların tamamen yeni bir kullanıcı deneyiminin kapısını açmak için mevcut teknolojinin (taşınabilirlik, bağlantı ve yazılım) unsurlarını birleştirmesiyle aynı şekilde, meta veri deposu da kullanıcı tarafından oluşturulan içerik, kalıcı bir paylaşılan dünya ve deneyimi yeni bir şeye yükseltmek için benzersiz dijital kimlikler gibi oyunların ortak bileşenlerini bir araya getirecektir.
Metaverse için Tasarlama
İnsan-bilgisayar tasarımından UX’e geçiş, “gerçek dünyada” ayrı nesneler olan bilgisayarların artık dünyamızın içsel bir parçası haline gelmesine geçişi işaret ediyorsa, metaverse bu evrimsel yolculuğun bir sonraki aşamasını tanımlar: bilgisayarlar tamamen yeni dünyalara açılan portallar olacaktır. Teknoloji değiştikçe, söz konusu teknolojiyle etkileşime giren kişiyi tanımlamak için kullandığımız terminoloji de değişecektir. Bu nedenle, tasarımın kullanıcıya odaklanması yerine, tasarım kendisini oyuncu etrafında yeniden yönlendirecektir, yani bu sanal dünyayı işgal eden kişiye bağlı olarak yeniden tasarlanacaktır.
Bu, iyi tasarımın yeniden tasarlanmasını sağlayan bir güç olacaktır.
Günümüzde iyi tasarım, sezgisel, kullanımı kolay ve estetik açıdan hoştur. Ancak metaverse’de iyi tasarım tamamen başka bir şeydir – tamamen sürükleyicidir. Richard Bartle, “Sanal Dünyalar Tasarlamak” (Designing Virtual Worlds) kitabında, “Bir oyuncu ve karakter bir persona olmak için birleştiğinde, bu bir akış halidir” diye yazmış ve devam etmiştir; “İnsanların sanal dünyalardan aldıkları ve başka hiçbir yerden alamayacakları şey budur. İşte o zaman dünyayı oynamayı bırakıp onu yaşamaya başlarlar.”
Metaverse’de tasarım, birinin amacına ne kadar çabuk ulaştığı ile ilgili değildir – daha çok, bir oyuncunun ilk etapta bir hedefi takip edecek kadar akışta olup olmadığı ile ilgilidir. Bu, arkadaşlarla bir Zoom odasında anında buluşmak yerine, seyahat etmek anlamına gelebilir; veya herhangi bir zamanda herhangi bir şeyin satın alınabileceği çevrimiçi vitrinlere erişmek yerine bir pazaryerine gitmek.
Bunun kanıtı, oyun tasarımcılarının yapmak zorunda oldukları dünya çapında tutan modern video oyunlarında zaten bulunabilir. Batı temalı Red Dead Online oyununda hızlı seyahat etmek için oyuncular bir posta arabasına gider ve bir ücret öderler. Minecraft’ta, oyuncular mal satın almak istiyorlarsa bir tüccar bulmalıdır.
Metaverse için tasarlamak, tamamen yeni, sürükleyici bir dünya için tasarlamak anlamına geldiğinden, tasarımcıların becerilerini bir dizi yeni disiplini içerecek şekilde genişletmeleri gerekecek. Bartle’ın işaret ettiği gibi, tasarımcıların ekonomiden şehir planlamasına ve antropolojiye kadar bütün konuları incelemesi gerekecek.
Bunun nedeni, sanal dünya tasarımcılarının nihayetinde insan toplulukları tasarlamasıdır. Önde gelen bir sanal dünya tasarımcısı olan Raph Koster’ın 2017’de yaptığı bir konuşmada söylediği gibi, “Bu araçları (aidiyet, sürdürülebilirlik, kimlik) aldığınızda, o toplumu ya bilerek ya da kazayla tasarlayacaksınız.”
Sanal bir dünyada sağlıklı bir toplum yaratmak için tasarımcıların sadece toplumların gerçek dünyada nasıl çalıştığını anlamaları yetmeyecek, aynı zamanda onları neyin tehdit ettiğini anlamaları gerekecek.
Sanal Dünyalar Tasarlama Etiği
Metaverse’nin bir ürün veya hizmetten ziyade bir insan toplumu olarak görülmesi, tasarımcılar için başka bir nedenden dolayı kritik olacaktır: Tasarımcılar, tasarım kararlarının etiğiyle çok daha derin bir biçimde yüzleşmek zorunda kalacaklardır.
Günümüzde tasarım, uygulamalar, web siteleri, menüler, ana sayfa akışları ve profiller gibi bir dizi soyutlama katmanı aracılığıyla kullanıcı etkileşimini uygun şekilde filtreler. Dijital tasarımın sembolizmi ve metaforları teknolojiyi erişilebilir kılarken, teknoloji ile etkileşimimizin gerçek dünyadaki etkilerini de gizler.
Örneğin, bir kullanıcı bir profil sayfasında agresif bir yorum bıraktığında, gerçek dünyada iki insan arasında gerçekleşen paralel bir yüzleşme ile aynı duyguları hissetmiyoruz.
Ancak metaverse, tasarımı daha doğal olarak, bir insan gözünden sunar. Uzay, zaman ve kimliği kendi gerçekliğimize çok daha yakın bir şekilde kullanır, bu nedenle sanal bir dünyada savaşan iki kullanıcının görüntüsü daha içgüdüsel olacaktır. Çünkü saldırganlar “yüz yüze duran gerçekçi avatarlar” olarak görünecektir.
Tasarım kararlarının makro düzeydeki sonuçları bile Metaverse’de yeni bir fiziksellik kazanacaktır. Günümüzde bir sosyal medya platformu gibi bir şeyde zayıf tasarım, katılımda bir düşüş olarak ortaya çıkabilirken, metaverse dengesizliklerinde ve eşitsizliğinde, kalabalık bir merkezde yaşamayı göze alamadıkları için avatarların çorak bölgeler arasında kitlesel göçleri olarak tezahür edebilir. Başka bir deyişle, etik olmayan tasarımın sonuçları çok daha derin bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Bu örnek de bir düşünce deneyi değil, zaten gözlemlenmiş bir fenomendir. Christian Carazo-Chandler, “Sanal Oyun Ortamında Çevrimiçi Göç ve Nüfus Hareketliliği” başlıklı 1999 tarihli bir tez makalesinde, çevrimiçi oyun Ultima Online’ın ilk tasarımcıları tarafından verilen kararların oyun içi konut eksikliğine nasıl yol açtığını gözlemledi. Yetersiz barınma nedeniyle, bazı oyuncular evleri paylaşmaya veya kalacak yer sağlayan loncalara bağlılıklarını bildirirken, diğerleri tamamen yeni bir başlangıç arayışı içinde yeni topraklara taşındı.
Yazar, “Oyuncular isterlerse bir alanda kalma seçeneğine sahipler” diye yazdı, “ancak birçoğunun kendilerine daha fazla kaynak sağlayacak yeni alanlar aramaya devam edeceğini göreceksiniz.”
Ultima Online gibi çok oyunculu bir oyunda yetersiz konut, anlık gerçek dünyadaki sonuçları tehdit etmese de, bir Metaverse’de ortaya çıkacak aynı ikilem, Metaverse’nin altında yatan bir öncül, yeni bir emek platformu olacağıdır. Milyonlarca geliştiricinin geçim kaynakları için App Store’a veya Google Play’e güvenmesi gibi, Metaverse de tüm popülasyonları sürdürebilecek veya sömürebilecek bir ekonomik motor haline gelecektir.
Tasarımcılar için Risk ve Fırsat
Metaverse’de etik olmayan tasarımın kendini sunacağı yapı yol nedeniyle, tasarımcılar daha önce hiç görülmemiş bir denetlemeyi beklemelidir. “Dijital haklar” bugün soyut bir kavram gibi görünse de, çevrimiçi olarak neye sahibiz? — Metaverse’nin kapsamlı insan perspektifi, bu endişeleri daha somut hale getirecektir.
Tasarımcılar da benzer şekilde, değişiklik talep etmek için yürüyüşler, protestolar ve hatta dijital vandalizm eylemleri düzenlemek için sanal alanlarda örgütlenen avatar grupları gibi oyuncuların hoşnut olmadığı durumlarda yaşananların daha içgüdüsel ifadelerini görebilirler.
Bu, Metaverse tasarımcıları için sürekli bir meydan okuma sunacak olsa da, aynı zamanda ilk öncüler için önlerindeki büyük fırsata da işaret ediyor.
Günümüz interneti, gerçek dünyanın bir uzantısı olduğu için gerçek dünyanın birçok adaletsizliğini yansıtmaktadır. Zengin ve iyi bağlantıları olan kişilerin baskın bir etkisi var, azınlık sesleri marjinalleştiriliyor ve insanlar tüketicilere indirgeniyor. Ancak metaverse, nasıl daha adil, daha cinsiyet eşitliğinin olduğu ve zenginleştirici bir toplum yaratılacağına dair en iyi fikirlerimizle şekillenen yeni bir dünya tasarlama şansını temsil ediyor.
Ancak bunu başarmak, tasarımcıların dijital çağdan öğrendikleri derslere dayanmalarını ve son on yılda geliştirmek için harcadıkları araçlardan yararlanmalarını gerektirecek: araştırma, işbirliği, empati ve kullanıcıların hak savunuculuğu. Her şeyden önce, oyunculara zarar veren kararlara karşı rahat bir şekilde geri adım atmaları ve bu kararlar yürürlüğe girmeden önce – zarar verildikten hemen sonra değil – endişelerini kamuoyuna duyurmaları gerekecek.
Tasarımcılar için asıl soru, bir kullanıcı olarak yaratılmasına yardımcı oldukları tekil şeylerden daha ziyade, bir oyuncu olarak, iyi bir dünya tasarlamak için gereken cesarete ve vizyona sahip olup olmayacaklarıdır.
[Metaverse Masterclass] MetaFi: Metaverse için DeFi
Bu, Outlier Ventures’ın CEO’su ve Kurucusu Jamie Burke tarafından yazılan ve ilk olarak Ourlier Ventures Blog’da yayınlanan bir makalesidir.
DeFi’nin evrimindeki bir sonraki büyüme aşamasının, mevcut finansal sisteme daha iyi entegrasyonu, daha fazla düzenleme veya gerçek dünya varlıkları ve CeFi’den değil, Metaverse’de zaten yerel olan dijital değerin kilidini açarak geleceğine inanıyoruz.
The Open Metaverse OS makalesinde MetaFi’yi tanıtıyoruz: Metaverse’de merkeziyetsiz finans.
Raporun tamamını şuradan indirebilirsiniz.
Arka plan bağlamı
Merkeziyetsizleşmiş finans (ya da merkezi olmayan finans) (“DeFi” – decentralised finance) kavramı, 2018’den bu yana kripto topluluğu içinde istikrarlı bir şekilde ivme kazanıyor. Zenginliğin egemenliği, izinsiz yenilik ve finansal içerme vaadi ilkeleri üzerine inşa edilmiş, çeşitli DeFi protokollerinin ve uygulamalarının görevi, dünyanın çoğunluğunun bugün hala güvendiği, CeFi veya TradFi olarak adlandırılan sistemlerin aksine daha açık, yenilikçi, verimli ve daha az sömürücü bir dijital finansal sistem inşa etmektir.
DeFi, kripto alanında çok fazla dikkat çekmiş olsa da, benimsenmesi hala nispeten düşüktür ve tüm kripto varlıklarının %5’inden azının teminat olarak çalıştırıldığı tahmin edilmektedir. 2021’de DeFi, JPMorgan’ın geçen yılki gelirlerinin %5’inden az olan yıllık aylık gelirlerde 4.6 milyar dolar elde etti. Ayrıca, DeFi hala temel olarak sabit paralara, Ether’e veya sarılmış Bitcoin’e karşı temel borçlanma ve borç verme biçimleriyle sınırlıdır. Merkezi finanstan (CeFi) DeFi’ye köprüler oluşturmak için – örneğin, yeni teminat biçimleri olarak gerçek dünya ve gelir getiren araçları tanıtmak – giderek daha düşmanca bir düzenleyici ortam, düşük sermaye verimliliği ve zorluklar için kayda değer çalışmalar yapılırken kurumlar için karşı taraf riskini yönetme konusunda bu köprülemeyi çok uzak görünüyor.
Bu yazıda, DeFi’deki büyümenin çoğunluğunun CeFi tarafından yönlendirilmemesini öneriyoruz. Bunun yerine, Metaverse’nin merkezi olmayan finansal araçları olan “MetaFi” dediğimiz şey aracılığıyla Metaverse’deki değeri nasıl ortaya çıkardığını keşfediyoruz. Ama Metaverse tam olarak nedir? İçinde ne tür değerler var? Ve daha da önemlisi, DeFi, MetaFi’yi geniş ölçekte etkinleştirmek için tokenlerde (belirteçlerde) ve kripto varlıklarında devam eden yeniliklerle nasıl birleştirilecek?
Bu makaleyi okumadan önce ve Metaverse ve bizim düşünce biçimimizle yeni tanıştıysanız, ilk olarak bu yılın başlarında Ocak 2021’de yayınlanan Open Metaverse OS tezimizi okumanızı öneririz. Orijinal makaleyi ve güncellenmiş halini buradan indirebilir ve okuyabilirsiniz.
Bununla birlikte, özet olarak, Metaverse, fiziksel ve sanal dünyalar arasında, donanım ve yazılımdaki yeniliklerin bir kombinasyonunu içeren bir ara yüz katmanı olarak anlaşılabilir, ancak en önemlisi, emir tabanlı finansal sisteme paralel bir ekonomik sistemdir. Bu bağlamda, bunu finansal kapsayıcılık açısından düşünmemiz çok önemlidir. MetaFi kavramını çözerken bu referans noktası önemli olacak.
Mevcut haliyle internet, dijital varlıkların bankacılık sistemi tarafından sınırlı olarak dahil edilmesi, merkezi platformların dinamik hüküm ve koşulları ve tasarım gereği platformlarda değerin silinmesi gibi dezavantajlardan muzdariptir.
Durdurulamazlık ve birleştirilebilirlik gibi temel DeFi ilkelerini benimseyen MetaFi’yi bu sorunlara olası çözümlerden biri olarak görüyoruz.
Bu makale, MetaFi’nin benimsenmesinin dört temel eğilim tarafından nasıl yönlendirileceğini özetlemektedir: Merkezileşmemiş Otonom Organizasyonların (Decentralised Autonomous Organisations – DAO’s) hizmet yığınının iyileştirilmesi, riskin ortaklarla paylaşılması, finansal araçların geliştirilmesi ve finansın oyunlaştırılması ve her şeyin finansallaştırılması.
Bu trendler en çok sanal dünyalar, oyunlar, avatarlar, giyilebilir cihazlar, pazar yerleri, getiri sağlayan NFT’ler ve erişim tokenleri gibi MetaFi’nin ana faaliyet kümelerinde görünür olacaktır. Sizi MetaFi’ye bütünsel bir genel bakış için ve orta ve uzun vadede ortaya çıkaracağı olasılıkların değerlendirilmesi için makalenin tamamını indirmeye davet ediyoruz.
Rapordan bazı paragraflar (Raporun tamamını indirin)
Metaverse Kriptodur
Tartışıldığı gibi, Metaverse her şeyden önce bir ekonomik sistemdir, isterseniz herhangi bir dijital ekonomi, sanal dünya veya oyun üzerinde üstünlüğe sahip olan bir meta-ekonomidir ve Metaverse’nin tekil bir örneği veya bireysel evren olarak düşünülmelidir. Aslında, yeterince uzun bir zaman ufkunda, bu meta-ekonominin birleşik GSYİH’si ulus devletlerinkini aştığından, emre dayalı ekonomiler üzerinde de üstünlüğün tadını çıkaracaktır. En azından The Open Metaverse’nin, bu meta-ekonominin açık ve izinsiz bir versiyonu olduğuna ve toplu olarak Crypto olarak adlandırabileceğimiz şey aracılığıyla mümkün kılındığına inanıyoruz. Ve bugün alternatif bir meta-ekonominin yokluğunda, Metaverse Kriptodur ve Kripto da Metaverse’dir argümanını kullanabilirsiniz, biz öyle yapıyoruz.
Raporun tamamını indirin
Dijital Ekonominin Statükosu
Bugün, sosyal medya (Facebook, Instagram veya TikTok) veya oyun (Fortnite ve Roblox) gibi tescilli web platformlarında şu anda tuzaklanmış milyarlarca dolarlık değer var. Web2 olarak adlandırdığımız şey, hissedarların yararına mümkün olduğunca fazla “ömür boyu değer” elde etmek için bu değeri ve kullanıcıyı mümkün olduğunca uzun süre burada tutmak (hapsetmek) için aktif ve kasıtlı olarak “hendekler” inşa etti. Web2 firmaları genellikle, hissedarların üstünlüğü ilkesine göre çalışırlar ve hissedarları diğer her şeyin üzerinde tutarlar; hatta veya özellikle, kullanıcıların pahasına da. Sosyal medya veya oynaması ücretsiz oyunlar söz konusu olduğunda bu değer, çoğunlukla reklam yoluyla paraya dönüştürülür ve kârlar genellikle doğrudan kullanıcıların kendileriyle paylaşılmaz. Tüm önermenin, içerik oluşturucuların kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerinden (UGC) para kazanma yeteneği olduğu Roblox’ta bile, aldıkları yüzdenin yalnızca %25 olduğu tahmin edilmektedir. Bu, YouTube’daki müzik akışı modeline ve programlarına kadar uzanır. Toplamda, dijital ekonominin şu anda küresel olarak 11.5 trilyon ABD doları değerinde olduğu ve bu da küresel GSYİH’nın %15,5’ine eşdeğer olduğu tahmin edilmektedir. Son 15 yılda küresel GSYİH’dan 2,5 kat daha hızlı büyümüş, nüfusun giderek artan bir yüzdesi geçimlerini internete bağlayarak (2000’den beri) neredeyse iki katına çıkmıştır. Dijital ekonominin bir alt kümesine – dijital yaratıcı ekonomiye – yakınlaştırırsak, şu anda ana akım dijital ekonominin yalnızca bir kısmıdır, ancak temel alanları büyüyor. Bu, yayıncılık, oyun (cilt oluşturma), dijital sanat, akış, müzik, film ve daha fazlası gibi alanları içerir. Arz tarafında, şu anda alanda çoğunlukla amatörlerden (46.7 milyon) 4 ve yaklaşık 2 milyon profesyonelden oluşan 50 milyona kadar içerik üreticisi var. Dijital içerik oluşturucu ekonomisindeki profesyonel katılımcılar kolayca ayda 100.000 ABD Dolarına kadar kazanabilir. Bununla birlikte, çoğunluk çok daha az kazanıyor, gelirleri düzensiz ve sistemde çalışırken fonların alınması teslimattan sonra birkaç ay sürebilir. Değerin platformlar arasında serbestçe ticareti yapılamadığından ve öncelikle yalnızca platform özsermayesinin değerine kilitlendiğinden, bugün dijital yaratıcı ekonominin çoğunun Metaverse’nin bir parçası olarak kabul edilmeyeceğini savunuyoruz.
Raporun tamamını indirin
Web 3, NFT’ler ve Metaverse
Buna karşılık, Web3 kripto para birimleri, DeFi ve NFT’ler dünyasında tüm paradigma, kullanıcı ve onların egemenliği etrafında yönlendirilir: kimlikleri, verileri ve zenginlikleri. Web3’te verilerin kendisi bile bir dijital zenginlik ve gelir biçimi olabilir. Bu, yaratma, keşfetme veya iyileştirme sürecine yardımcı olan platformlar hala olsa da, kullanıcının çıktı üzerinde tam kontrole sahip olduğu ve tamamen izinsiz bir şekilde yeniden satmak, ödünç almak ve ödünç vermek için platformlar arasında serbestçe değer aktarabileceği anlamına gelir. Kısacası, devredilebilirlik temel bir “mülkiyet hakkı”dır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Web3’ün ilk başarılarında, hendekler kaldırıldığında ve aktarılabilirlik mümkün olduğunda, insanların blok zinciri oyunu Axie Infinity5 gibi sevdikleri platformlarda daha fazla zaman ve para harcadıklarını gördük. Bu, önceki makalemizde ortaya koyduğumuz bir şey. Uzun vadede, Metaverse ve platformları (Web2’nin çoğu dahil) Web3 teknolojisini ve ilkelerini benimseyecektir, bunun nedeni felsefi olarak yapılacak doğru şey olması değil, iyi bir iş olmasıdır.
MetaFi’nin Tanımlanması
Bizim için MetaFi, takas edilemez ve takas edilebilir tokenlar (ve bunların türevleri) arasındaki karmaşık finansal etkileşimi sağlayan protokoller, ürünler ve/veya hizmetler için her şeyi kapsayan bir terimdir. Örneğin bugün, MetaFi ile bir kişi, bir DeFi kredi platformunda bir NFT’nin bir kısmını teminat olarak kullanabilir. MetaFi’yi anlamak için önce DeFi’nin bunu mümkün kılan iki temel ilkesini vurgulamalıyız. Bunlar 1) durdurulamaz ve 2) birleştirilebilir, oldukça yenilikçi bir paralel finansal sistem oluşturan geliştiriciler için toplamda bir “para lego” biçimi olarak hareket eder. Dünyanın her yerindeki geliştiriciler buna açıkça katılabilir ve genel verimsizlikleri ortadan kaldırarak en yüksek faydayı sağlamak için rekabet edebilirler. Ayrıca düzenleyicilerin yalnızca emir tabanlı sistemlerin DeFi ile etkileşimi ile sınırlanabileceklerini vurgulamak önemlidir fakat bunun DeFi’nin kendisinde nasıl tezahür edeceği belli olmadığı için – yani, projeler ve ekipleri yeterince merkezi olmadığı sürece gerekli değildir. MetaFi, bu DeFi ilkelerini, Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar (Decentralised Autonomous Organisations – DAO’s) gibi yeni topluluk yönetişim biçimleriyle birleştirilen, değiştirilemez ve değiştirilebilir tokenlerin bir karışımı yoluyla daha geniş Metaverse’de bir araya getirir. Bu farklı kripto ilkellerinin (primitive) kombinasyonu, önümüzdeki on yıl içinde yüz milyonlarca ve nihayetinde milyarlarca kullanıcıyı kripto ekosistemine getiren tam teşekküllü bir paralel ekonomiyi olanaklı hale getiriyor.
[Metaverse Masterclass] Metaverse’de gerçekliği yeniden yaratmanın riskleri nelerdir?
Bu, Zilliqa’dan Sandra Helou’nun orijinal olarak burada yayınlanmış bir makalesidir.
Zilliqa’dan Sandra Helou, yeni sanal dünyaların fırsatlarla dolu olduğunu yazıyor. Ama ya Metaverse’de gerçek dünya sorunları büyürse?
Metaverse’de gerçekliği yeniden yaratmanın riskleri nelerdir?
Image: Envato Elements
Neal Stephenson’ın 1992 bilimkurgu romanı “Snow Crash”te, dünyaya paralel bir dijital evrenin varlığının tadına ilk defa bakmış olduk. Değiştirilemez token’lerden önce gelen Metaverse, neredeyse 30 yıldır edebiyat ve eğlence kanonunun bir parçası olmuştur. Genellikle gerçekliğin sınırlamalarından sanal bir kaçış olarak tasvir edilen Metaverse, toplum olarak gittiğimiz yöne baktığımızda bir sonraki mantıklı adım gibi görünüyor.
Hayatımızın çoğu zaten çevrimiçiyken – sosyal medya platformlarında yer alan kendi dijital temsillerimiz, eğlence veya ihtiyaç amacıyla alışveriş yapmak için çevrimiçi pazarlara güvendiğimiz sürece – zaten altyapısı içinde yaşıyoruz. Ancak projeler, yeni başlayanlar ve büyük firmalar benzer şekilde Metaverse trendinden para kazanmayı umduklarından, durup kendimize şu soruyu sormalıyız: Mağazadaki riskler nelerdir?
Bu gerçek hayat mı yoksa bu sadece bir fantezi mi?
Güney Kore’de artık yeni bir fenomenin heyecanlarını görüyoruz. Koronavirüs pandemisinin yıkıcı etkisinin ardından yükselen emlak fiyatları, sosyoekonomik eşitsizlik ve kasvetli kariyer beklentileri ile MZ Nesli aceleyle Metaverse’e akın ediyor. Metaverse’de, arazi cepleri satın almak ve satmak aniden çok gerçek bir olasılık haline geliyor ve gerçek dünyadaki parasal değerle birleştirildiğinde, oranların mutlaka adil olmadığı bir toplumda dengeleyici bir güç olarak hizmet edecek gibi görünüyor.
Doğduğundan beri dijital bağlantı ile büyüyen yaş grubu olarak tanımlanan MZ Kuşağı, hem Y kuşağını hem de Z kuşağını bir araya getiriyor. Toplumun bu yeni nesli, sosyal mesafeyi zorunlu tutan pandeminin etkisi göz önüne alındığında, “temassız” bir durumla ilgili olduğundan, “temassız” bir ekonominin gerçekleriyle her zamankinden daha fazla mücadele etmek zorunda kaldı.
“Temassız” (Untact), “insanların giderek daha fazla çevrimiçi etkileşime girdiği ve şirketlerin, artan ücretlerin ve hızla yaşlanan iş gücünün etkilerine karşı kendilerini aşılamak için insanları makinelerle değiştirdiği bir geleceği” tanımlayan bir kavramdır. Güney Kore’nin kendisi, giderek daha kırılgan hale gelen bir dünya için teknolojiler ve altyapılar geliştirmede lider olmayı şimdiden taahhüt etti. Tabii ki, vatandaşları Earth 2 ve Decentraland gibi Metaverse platformlarında dünyanın baskın kullanıcılarından bazıları.
Güney Kore ve vatandaşların Axie Infinity tarafından sunulanlar gibi sanal dünyalara akın ettiği Filipinler gibi diğer pazarlar, kalıcı yapısal eşitsizliklerin insanları nasıl alternatifler aramaya ittiğini gösteriyor. Henüz bir distopi olmayabilir, ancak katalize edici faktörler benzer. Artan enflasyon, para birimi devalüasyonu ve ekonomik istikrarsızlık arasında dijital varlıklarda gözlemlediğimiz benzer bir eğilim – insanlar herhangi bir kazancı mümkün kılmak umuduyla getirilerini en üst düzeye çıkarmak isteyeceklerdir.
Dijital bölünmeleri derinleştirmek
Aynı şekilde, Metaverse’e erişim söz konusu olduğunda, orada potansiyel olarak ortaya çıkabilecek eşitsizliklerden ne haber? Facebook’un, büyük ölçüde Oculus iş birimi tarafından sağlanan alana girişi hakkında çok şey söylendi. Eleştirmenler, büyük teknolojinin Metaverse’ye girişinin, Web 3.0’ın yükselişi açısından internetin halihazırda yöneldiği temel ilkelerden, yani daha merkeziyetsizleşmiş ve adil bir çevrimiçi ekosistemden uzaklaştığını belirtmek için hızlı davrandılar. Facebook’un hamlesiyle, Metaverse, sanal dünyadaki aynı gözetim ve hesap verebilirlik konularına geri dönerken, para kazanmak için sürekli büyüyen kullanıcı verilerinden yararlanmak için başka bir fırsat haline gelebilir.
Bu arada, dijital bölünme açısından gördüğümüz artan eşitsizlikler Metaverse’de çok iyi büyütülebilir. Kapsayıcı ve sürekli 3 boyutlu manzaralara girerken aynı araçlara ve altyapılara eşit erişim, muhtemelen yalnızca büyük miktarda hesaplama gücü değil, aynı zamanda yüksek hızlı internet erişimi ve birinci sınıf kulaklıklar gerektirecektir. Benzer şekilde, reklamcılık muhtemelen “kapalı” veya şirket destekli meta veri tabanlarını finanse etmenin önemli bir bileşeni olduğu için, eşitsizlik, bir Metavers’in reklamsız bir versiyonunu kimin karşılayabileceği veya avatarının daha iyi kalitede olduğu tarafından belirlenecek mi? Yeni bir sahip olma ve erişilebilirlik ayrımı yaratma riskini almıyor muyuz?
Hayatın pek çok yönü artık çevrimiçi olarak, eğitim, kariyer ve hatta flört genelinde yaşanırken, bu altyapı erişim noktalarını meta veriye eşitlemek kritik olacaktır.
Matrix’te bir aksaklık
Fransız filozof ve sosyolog Jean Baudrillard, gerçeklik ve simülasyonun iç içe geçtiği ve ikisi arasındaki ayrımları gözden kaçırdığımız durum olan hiper-gerçeklik terimini ortaya attı. Baudrillard, tüm anlamın ve değerin türetildiği yer haline geldiğinden, simüle edilmiş dünyanın “gerçek”ten daha önemli olduğunu savunuyor. Decentraland’daki gayrimenkulleri çevirerek çok daha fazla tatmin elde edilebileceğini fark eden Generation MZ gibi, sadece fişe takılmak isteyeceğimiz bir durum olacak mı?
Sonunda, eğer metaverse fikri basitçe kendi içinde gerçeklik haline gelirse, bunun neye dayanmasını istiyoruz? “Kar Kazası”na uyarıcı bir hikaye olarak bakarsak, sonunda büyük şirketlerin çıkarları tarafından yönetilen şehir devletlerinin yükselişini görürüz – eşitsizlik eninde sonunda hüküm sürer ve bunun yerine meta-verim gerçeğin yıkıntılarından sanal bir kaçış, idealist bir oyalama işlevi görür.
NFT projeleri, oyna-kazan oyunları veya sanal dünyalar olsun, kolektif blok zinciri ekosistemi olarak bizler, dünya çapında artan sayıda programcı ve UX tasarımcısıyla birleştiğinde gerçekten harika bir şey yaratma fırsatına sahibiz. Bir ademi merkeziyetçilik ideolojisinden güç alarak, kim ve nerede olurlarsa olsunlar herkes için erişilebilir, adil ve faydalı bir meta veri tabanı geliştirebiliriz. Fırsatı boşa harcamayalım, gerçeklikten ödünç almamıza gerek yok – bunun yerine daha fazlasını yapabiliriz.
Türkçe çeviri : Gamfed Türkiye Kaptan Gönüllülerinden Eda Güzel.
Raporun orijinal hali için : https://drive.google.com/file/d/1g5XzMDhbUZsURvecPQVKXGokT_hb9OkI/view?usp=sharing