“Bu noktada, 19. Yüzyıl müfredatı, 20. Yüzyıl binaları ve organizasyonları ile tanımlanmamış bir gelecekle yüzleşen 21. Yüzyıl öğrencilerine sahip olduğumuz görünüyor.”
Bruce WELLMAN
Teknolojinin adeta “içine doğan” ve “dijital yerli” olarak adlandırdığımız “Z kuşağı” başta “eğitim” olmak üzere pek çok farklı alanda “ezberleri bozdurmuş” ve kendilerinden önceki kuşakları Z kuşağı ile yaşayabilmeleri için farklı yöntemler bulmaya yönlendirmiştir. “Oyunlaştırma” kavramı da işte tam da bu nedenle özellikle son 20 yıldır hem küresel hem de ulusal bazlı yükselişini devam ettirmektedir.
“Bir kuşağı anlamak bir dönemi anlamaktır.”
Evrim KURAN
X ve Y kuşağı eğitimciler tarafından “Yeni Nesil Öğrenci” olarak tanımlanan “Z kuşağı”, toplum tarafından da “dikkati çabuk dağılan, paylaşımdan uzak, duyarsız, kural tanımayan ve sorumluluk almaktan uzak” bir kitle olarak bilinmektedir. Oysa, yine son dönemlerde önemi gittikçe artan kuşak araştırmalarının bu konudaki toplumsal mesajı oldukça açıktır. Her yeni nesil, bir önceki neslin tabir yerindeyse “son kullanma tarihi geçmiş” sistemlerine yeni ve farklı bakış açıları kazandırıp orada oluşan yarayı iyileştirmek ve o toplumu geliştirmek için var olur. Bu bakış açısıyla yeni kuşağı değerlendirdiğimizde onların bize göre “farklı” olan tepkilerinin aslında ihtiyaçlarını göstermek için bir “yardım talebi” olduğunu rahatlıkla fark edebiliriz.
Kuşkusuz ki eğitimde zaman ve mekandan bağımsız olan iki önemli kavram “merak” ve “motivasyon” dur. Hangi yaş aralığı ile çalışıyor olursanız olun; aktarmak istediğiniz bilgilerin öğrenen tarafından anlaşılıp, içselleştirilip, bir davranış değişikliği haline gelmesi için bu iki duygunun varlığını koruması gerekir. Bilgiye son derece kolay ulaşıldığı, bu nedenle “eğitim” ve “öğretim” kavramlarının “bilgi aktarma” sürecinden “doğru bilgiye ulaşmaya rehberlik etme” sürecine dönüştüğü bu dönemde “merak” ve “motivasyon” duygularını oluşturmak ve korumak için de yenilikçi yöntemleri hayata geçirmek gerekli hale gelmiştir. Buna bir de 21. Yüzyılda yeni tanımları ile hayatımıza giren “Problem Çözme”, “Eleştirel Düşünme”, “Yaratıcılık” ve “İşbirliği” kavramları dahil olunca “Eğitim” ve “Oyunlaştırma” alanlarının yolları kesişmiştir.
“Oyunlaştırma, oyunların gücünü, gerçek dünya problemlerinin çözümünde kullanmayı hedefler.”
Lee ve Hammer, 2011
Tarihi insanoğlunun varoluşuna dayanan “oyun” kavramı da toplumsal hayattaki bu dönüşüme duyarsız kalmamış, kendinden yeni bir tür doğurmuştur. “Oyun” ve “Oyunlaştırma” kavramları arasındaki ilişki gerçek hayattaki anne-çocuk ilişkisine oldukça benzemektedir. Bir çocuk annesinden genetik bariz izler taşısa da farklı bir bireydir; kendi amaçları, sınırları ve yolculuğu farklıdır. “Oyun” da bu açıdan “oyunlaştırmanın” annesidir; içinde benzer öge ve kavramlar olsa da “oyunlaştırmanın” içeriği, hedefi ve kuralları farklıdır. İster kurallı ister kuralsız her oyunda ana amaç eğlenmektir ve oyun bize uygulandığı sırada hayali bir dünya yaratır. Oyunlaştırmadaki amaç ise oyundaki ögeleri kullanarak benzer hisleri gerçeklikten uzaklaşmadan problem çözme sürecine taşımaktır.
Eğitim sürecinde oyunlaştırma uygulamaları her ne kadar adını koymamış olsak da mevcut eğitim sistemimizde varlığını “takım çalışması”, “eğitsel yarışmalar”, “alkış”, “en beğenilen öğrenci çalışmalarının panoda sergilenmesi”, “olumlu davranışlar için kazanılan kurdele” ve “takdir/teşekkür belgeleri” şeklinde devam ettirmekteydi. Tüm bu uygulamalar oyunlaştırmadaki takım, mücadele, rozet, lider tahtası, ödül ve statü gibi bileşenlerle benzerlik göstermektedir. Ancak elbette oyunlaştırma bu bileşenlerden ibaret değildir ve içerdiği mekanik ve dinamikler ile öğrenme sürecine gün be gün entegre edilmektedir.
“Yeni Nesil Öğrenciler” için “Yeni Nesil Öğretmen” olmak zaman zaman mücadele gerektirse de her yaş grubu, her ders ve her kazanım için oyunlaştırmanın kullanılabileceğini bilme ve kendini bu anlamda yeniliklere açık tutma, kendisinden yol arkadaşlığı bekleyen her bir öğrenci için faydalı olmak isteyen tüm meslektaşlarıma ışık olacaktır. Gelecek günlere güzel bir nesil bırakabilmek ümidiyle…
KAYNAKÇA
https://www.kigem.com/gamification-eglenerek-ogrenme.html
https://www.academia.edu/25102900/Oyundan_Oyunla%C5%9Ft%C4%B1rmaya
Yazar Hakkında: Yağmur TOKA 1986 Antalya doğumlu Yağmur Toka 14 yıldır İngilizce Öğretmenliği yapmaktadır. İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Lisans ve Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans bölümlerinden mezun olan yazar 11 yıldır Çocuk Kitabı Yazarlığı ve Eğitsel Materyal Tasarımcılığı yapmaktadır.