Gamfed Türkiye Akademik Çeviri Ekibi Sunar: Bir Okulu Hogwarts’a Dönüştürmek: Sınıfların ve Öğrencilerin Sosyal Davranışlarının Hikâyeleştirilmesi

Özet

Öğretmenler, öğrencilerin ilgisini çekmek ve sosyal ilişkilerini desteklemek amacıyla eğitsel hikâyeleştirmeyi kullanmaktadır. Ancak, hikâyeleştirmenin öğrencilerin sosyal davranışlarını nasıl etkilediği hakkında çalışmalar eksiktir. Bu çalışma, hikâyeleştirmenin okul topluluğunu güçlendirebileceğini ve öğrencilerin antisosyal davranışlarını engelleyebileceğini göstermektedir. Harry Potter teması kullanan bir ortaokulda yapılan araştırmada, hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamı okulda ortak bir ilgi alanı oluşturmuş ve daha fazla arkadaşlık ve aidiyet duygusunu kolaylaştırmıştır. Ancak, sosyal klikler ve seçilen hikâyenin belirli normlar sunması dikkate alınmalıdır. Sonuç olarak, eğitsel hikâyeleştirme öğrencilerin sosyal davranışlarını olumlu yönde etkileyebilir ve okul topluluğunu güçlendirebilir.

1. Giriş

Bu çalışma, bir Güney Amerika okulunda 7. ve 8. sınıf öğrencileri için Harry Potter serisindeki Hogwarts büyücülük okuluna benzeyen bir öğrenme ortamının dönüştürüldüğünü ele almaktadır. Araştırma, hikâyeleştirme uygulamasını inceleyerek öğrencilerin sosyal davranışlarını ve zorbalık deneyimlerini nasıl etkilediğini belirlemeyi amaçlamaktadır. Diğer yandan, öğretmenler ve öğrencilerin Harry Potter evrenini kullanarak hikâyeleştirmeye nasıl yaklaştıklarını ve hangi mesajları güçlendirdiklerini veya değiştirdiklerini inceler. 

Bu kapsamlı uygulamanın etkilerini öğrenmek için, 10 günlük bir etnografik saha çalışması yapılmıştır. Çalışma; öğretmen ve eğitim personeli görüşmeleri, öğrenci odak grup çalışmaları ve hikâyeleştirilmiş sınıflarda yapılan gözlemlerden oluşmaktadır. Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin sosyal topluluklarını nasıl deneyimlediğini, arkadaşlık kurmayı, zorbalığı ve yalnızlığı nasıl yaşadıklarını anlamaktır. Araştırma, hikâyeleştirme uygulamasının öğrencilerin sosyal davranışları üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir.

2. Arka plan

2.1 Öğrencilerin sınıf içindeki sosyal davranışları

Bu çalışmada, öğrencilerin okuldaki sosyal davranışlarının, öğrenme çıktıları ve motivasyonları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu belirtilmektedir. Öğrencilerin birden fazla topluluğun üyesi olmalarının, kabul görme ve ait olma gibi temel ihtiyaçların karşılanması için önemli olduğu vurgulanmaktadır. Topluluklar, öğrenmeyi kolaylaştırabilir ve üyelerinin kimliklerini şekillendirebilir. Ancak, okullarda sıklıkla antisosyal davranışlar ve zorbalık gibi sorunlar yaşanmaktadır. Öğretmenlerin sınıflarda sosyal iklimi ve koşulları oluşturarak öğrenmeyi ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeleri gerekmektedir. Bu nedenle, oyunlaştırma ve hikâyeleştirme gibi deneysel yöntemlerin öğrencilerin sosyal davranışları ve toplulukları üzerindeki etkilerinin incelenmesi gerekmektedir. Eğitimciler, hikâye anlatımını ve rol yapmayı öğretime ekleyerek öğrenmeyi daha anlamlı hale getirmeye çalışmaktadır. Hikâyeleştirme, öğrencilere hikâye içinde öğrenme ve bilgi yaratma şansı vererek daha bütünsel bir yaklaşımı benimsemektedir. Ancak, bazı durumlarda hikâyeleştirme kafa karıştırıcı, işbirlikçi çalışmayı desteklemeyen veya öğrencileri yabancılaştırıcı olarak algılanabilir.

3. Metodoloji

Bu vaka çalışmasının amacı, öğrencilerin hikâyeleştirilmiş sınıflarda sosyal topluluklarını nasıl deneyimlediklerini incelemektir. Öğrencilerin sosyal davranışları gibi karmaşık bir olgu hakkında özgün ve incelikli bilgi toplamak için nitel bir yaklaşım kullanılmıştır. Çalışma katılımcılarının deneyimlerini, duygularını ve tutumlarını doğrulayıcı olmaktan ziyade keşfedici bir şekilde anlamak için yapılandırmacı bir yaklaşımla temellendirilmiş teori yöntemleri kullanılmıştır.

3.1 Vaka çalışması açıklaması

Bu vaka çalışması, bir ilkokul-ortaokulda (K-8) yapılan bir dönüşüm projesini ve öğretimde Harry Potter hikâyesinin kullanılmasını incelemektedir. Okulda, fiziksel mekânın yanı sıra öğretmenlerin pedagojik uygulamalarında da değişiklikler yapılmış ve hikâyenin değer ve ahlak kurallarını öğreten örtük bir eğitim programı uygulanmıştır. Bu değişimler öğrencilerin sosyal ilişkileri ve davranışları üzerinde etkili olmuştur.

Fiziksel mekânın dönüşümü, Şekil 1’de görülebileceği gibi Harry Potter temasına uygun resimler, duvar resimleri ve süslemeler, mobilyalar, nesneler ve aksesuarlar aracılığıyla gerçekleştirildi.

Şekil 1. Hikâyeleştirilmiş Hogwarts Sınıfları ve Koridoru

3.2 Katılımcılar ve Veri Toplama

Bu çalışma, Harry Potter koridorunda dört öğretmenin ders verdiği dört sınıfta yer alan 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin sosyal davranışlarını incelemektedir. Katılımcı verileri; öğretmenler, eğitim personeli, okul müdürü, öğrenciler, ebeveynler ve okul mezunlarından toplanmıştır. Veri toplama yöntemleri arasında bireysel görüşmeler, odak grupları ve gözlem yer almaktadır. Bu veriler not almak, ses kaydetmek ve fotoğraf çekmek suretiyle toplanmıştır. Çalışmanın etik kurul onayına ihtiyaç duyulmaması için herhangi bir risk içermediği belirtilmiştir ve öğrenci velileri çalışma hakkında bilgilendirilmiştir. Katılımcılara gönüllülük esasına dayalı olarak veri toplama sürecine katılmaları için teşvikler sunulmuştur.

3.3 Analiz

Bu vaka çalışmasında, yapılandırmacı yaklaşım kullanılarak katılımcıların ampirik dünyalarına yaklaşıldı ve çıkan temalar keşfedildi. Analiz sürecinde kodlama, sürekli karşılaştırma, not yazma ve sıralama adımları takip edildi. Okul topluluğunun sosyal davranışları ve zorbalık deneyimleriyle ilgili verileri analiz etmek için MAXQDA adlı bir araç kullandı. Bu aşamada kullanılan kodlama işlemi sonucunda 55 kod belirlendi ve odaklanmış kodlama ile birleştirilerek kategoriler oluşturuldu. Hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamı, ortak ilgi, aile duygusu ve sınırların eğlenceli bir şekilde test edilmesi gibi 12 kodun ortaya çıkmasına neden oldu. Teorik kodlamanın son aşamasında ise eylemler/etkileşimler, güçlendirilmiş okul topluluğu ve değişen olumsuz davranış ifadeleri kategorileri oluşturuldu. Sonuç olarak, bulgular, koşullar, eylemler/etkileşimler, sonuçlar ve çıktılar aşamalarında sunuldu.

4. Bulgular

Yapılandırmacı yaklaşım ve paradigma aşamaları kullanarak öğrencilerin hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamlarını nasıl deneyimledikleri incelemiş ve temellendirilmiş bir teori modeli geliştirilmiştir. Bu model, hikâyeleştirilmiş bir ortamın hangi koşullar altında öğrenci eylemlerini nasıl kolaylaştırdığını ve bu kolaylaştırmanın okullarda hikâyeleştirmenin sonuçlarına nasıl yol açtığını göstermektedir. Model, öğrencilerin katmanlı öğrenme ortamında nasıl hareket ettiklerini ve etkileşime girdiklerini açıklamaktadır. Sonuçlar, güçlendirilmiş okul topluluğu ve değişen olumsuz davranış ifadeleri olmak üzere iki kategori altında incelenmiştir. Veri alıntıları, gözlemler, odak grupları ve öğretmen görüşmeleri ile desteklenerek açıklanmıştır. Bu çalışma, hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamlarının öğrencilerin deneyimlerini nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı olmaktadır.

4.1 Hikâyeleştirilmiş Ortam ve Onunla Etkileşim

Çalışmanın temel kavramı ve elde edilen sonuçların koşulu, öğrencilerin sosyal topluluklarıyla birlikte hareket ettiği ve etkileşimde bulunduğu okulun benzersiz hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamıydı. Okuldaki hikâyeleştirme çeşitli şekillerde gerçekleşmiştir. Harry Potter teması, hem pedagojik karar alma sürecinin hem de fiziksel ortamın bir parçası olarak okul etkinliklerinin çoğunda tanıtıldı ve yaygınlaştı. Harry Potter kitaplarının okunması ve İngilizce ve edebiyat gibi derslerde kullanılması yoluyla öğretmenler öğrencileri seriye ve temaya aşina hale getirmiştir. Bazı öğrenciler için bu aşinalık, Harry Potter filmlerini evde izleyerek, ürün toplayarak veya Harry Potter tema parklarını ziyaret ederek okul dışına da taşmış ve hayranlık duygularını kolaylaştırmıştır. Öğrencilerin çoğu, 79 öğrenciden 44’ü, kendilerini Harry Potter hayranı olarak tanımlamış, 14’ü bu konuda nötr hissetmiş, 14’ü hayran olmadıklarını ancak temaya karşı olmadıklarını söylemiş ve 7’si odak grupları sırasında görüş belirtmemiştir.

Harry Potter kitapları, öğretmenler tarafından diğer pedagojik faaliyetlerle birlikte kullanılmıştır. Grup çalışmaları, projeler ve tartışmalar gibi yöntemler, kitaplardaki karakterleri ve olayları işlemek için kullanılmıştır. Örneğin İngilizce öğretmeni, Potter kitaplarını derinlemesine düşünerek yeni kelimelerin öğretiminde kullanmıştır. Fen derslerinde ise öğretmen, bazı kimyasal maddelerden sihirli iksir olarak bahsederek öğrencilerin dikkatini çekmiş ve bunların gerçekte ne olduğunu anlatmıştır. Harry Potter serisi, sadece akademik hedefleri desteklemekle kalmayıp aynı zamanda ortak bir ilgi alanı ve öğrenciler arasında ortak bir sohbet noktası haline gelmiştir. Öğrenciler, Harry Potter hayranı olsun ya da olmasın Harry Potter ile ilgili ödevlere katılmaktan ve benzersiz bir ortamda çalışmaktan büyük keyif almışlardır. 

Harry Potter, eğitim programlarının amaçlarının ötesinde, okuldaki diğer eğlenceli etkinliklerde de kullanıldı. Öğretmenlerin tasarladığı etkinliklerden biri, öğrencileri dört Hogwarts evinden birine sıralayan eğlenceli bir kişilik testi olan Hogwarts ev sıralama sınavıydı. Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin evleri, farklı nitelikleri temsil ederken bu testin öğrencilerin notları üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. Ancak öğrencilerin eğlenmesini ve hikâyeyle bağlantı kurmalarını sağlamıştır. Öğrenciler test sonuçlarını hatırlıyor ve sonuçlar hakkında hala konuşmaktan keyif alıyorlar. Öğrencilerin sıralama sonuçlarını tartışmaları, testin yapıldığı tarihten aylar sonra bile devam etmektedir. Öğrencilerin bazıları yüzdeliklerini paylaşırken, diğerleri hangi evde olduklarını belirtmektedir. Ravenclaw evinden sadece üç öğrencinin olduğu belirtilirken, geri kalan öğrencilerin çoğunluğunun Hufflepuff olduğu belirtilmiştir. Test, öğrencilerin eğlenmesini sağlamanın yanı sıra Hogwarts dünyasıyla daha güçlü bir bağlantı kurmalarına da yardımcı olmuştur.

Öğrenci #73: Benim Slytherin’im yüzde 50 gibiydi.

Öğrenci #11: Tanrım! Benim Slytherin’im yüzde 5 gibiydi!

Öğrenci #35: Gerçekten mi?

Öğrenci #55: Sen Hufflepuff mısın?

Öğrenci #11: Evet, ben bir Hufflepuff’ım.

Öğrenci #55: Ben tek Ravenclaw gibiydim- sadece üçümüz Ravenclaw’dık ve geri kalanımız Hufflepuff’dı.

Her ne kadar okul öğrencileri Hogwarts evlerine göre gruplandırmamış olsa da sonuçları öğrencilerin aklında kalmış ve belki de arkadaşlarını evlerine göre kategorize etmelerine yol açmıştır. Öğrenciler, sıralama sınavının genellikle eğlence amaçlı olduğunu, ancak başkalarının hangi evde olduklarını öğrenmenin, sosyal bağlantı kurmayı kolaylaştırdığını ifade etmişlerdir. 

Öğrenci #16: Arkadaşım (arkadaşının adı), [koridorda] koşacak ve sadece bir kişinin şöyle dediğini duyacak: “Ben Hufflepuff’lıyım”. O da şöyle der: “Buraya gel, biz de Hufflepuff’lıyız!”

Okulun 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin çoğunluğunun Hufflepuff’a ayrılmasının, sadık arkadaşların ve çalışkanlığın simgesi olduğu düşünüldüğünde, bu pek şaşırtıcı değildir. Öğrenciler, okulda herkesin arkadaşı olduğunu düşünmelerine rağmen, zamanla daha küçük arkadaş gruplarının oluşmaya başlamasının normal olduğunu düşündüler. Harry Potter temasının bu gruplaşmayı teşvik ettiği mümkündür, fakat etkilerini ayırt etmek zordur. Muhtemelen okul ortamında, HP veya fandom ile bağlantı kurma hissi sayesinde, öğrenciler deneyimlerini ve duygularını başkalarına aktarmak için Harry Potter karakterlerini, olaylarını ve ifadelerini kullanmaya başladılar. Örneğin, bazı öğrenciler, geçmişteki zorbalık olaylarını veya öğretmenleri ve sınıf arkadaşlarını değerlendirirken, serideki belirli karakterleri kullanarak deneyimlerini anlatmaya başladılar.

Öğrenci #46: Size tüm zorbalık deneyimlerimi anlatmak istiyorum: Ona Voldemort [HP serisinin ana antagonisti] diyeceğim … Çünkü Voldemort gibi, o sadece kötü. Yani Voldemort her zaman… fiziksel zorbalıktan çok zihinsel bir zorbalık yapardı.

Gözlem verileri, öğrencilerin günlük tartışmalarında Harry Potter karakterlerini sıkça kullandığını göstermektedir. Örneğin, bir öğrenci vaftiz ebeveynleri hakkında konuşurken “Sirius havalı bir amcaya benziyor” demiş, diğeri ise “Benim vaftiz babam da biraz öyle” şeklinde yanıt vermiştir. Öğretmenler de öğrencilerin bu özdeşleşmesini fark etmiş ve benzer temalarla olumsuz durumlar hakkında iletişim kurarken bunu kendileri de kullanmıştır.

Öğretmen #8: Harry [Potter] ile bağlantı kuruyorlar, çünkü bu çocukların çoğu için okul onların güvenli yeri, konfor alanı ve ait oldukları yer. Maalesef pek çok çocuğumuzun Privet Drive’a [Harry’nin “evi”] benzer bir durumda yaşadığını düşünüyorum. Ya da evde çok fazla zorluk var.

Öğretmen, Harry Potter’ın kötü koşullarda yaşadığı 4 Privet Drive’a atıfta bulunarak, Hogwarts’ın onun için çok daha iyi bir yer olduğunu belirtmektedir. Bu benzerlik, hikâyenin ahlaki temalarını ortaya koymayı amaçlamakta ve öğretmenler, okulun Harry için sağladığı desteği öğrencileri için de yapacağını ummaktadır. 

Okulun benzersizliği nedeniyle medyanın ilgisi artmış ve HP serisinden teşekkür almıştır. Öğrenciler, dışarıdan gelen bu takdirin okul deneyimlerini geliştiren önemli bir unsur olduğunu düşünmektedir.

Muhabir: Benim gibi ziyaretçilerin buraya gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu okulunuz hakkında nasıl hissettiriyor?

Öğrenci #26: Gurur verici sanırım.

Öğrenci #54: Çok düzenli.

Öğrenci #77: Tüm bunlar [hikâyeleştirme] olmadan önce kimse okulumuzu bilmiyordu çünkü diğer okullara kıyasla gerçekten küçük bir okulduk, bu yüzden bu bizi tanınır hale getirdi.

Harry Potter’ın hikâyesi ve temasının, öğrencilerin eğitim deneyimlerinde ve sosyal topluluklarında çeşitli şekillerde ortaya çıktığı belirtilmiştir. Öğretmenler, sadece sınıf düzenlemeleriyle değil, aynı zamanda pedagojik yöntemler ve ödevler gibi materyallerle öğrencilerin etkileşime geçmelerini ve okul deneyimlerini yaşamalarını sağlamak için benzersiz bir ortam yaratmışlardır. Hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamı, okul topluluğunda ortak ilgi alanlarını ve iletişimsel dili kolaylaştırmış ve kimlik duygusunu teşvik etmiştir. Ancak, bazı öğrencilerin Harry Potter’daki sevilmeyen karakterleri kullanarak kendilerini ve diğerlerini tanımladığı gözlemlenmiştir. Bu durum, sosyal gruplaşmaları ve başkaları hakkında olumsuz konuşmayı potansiyel olarak desteklemektedir. İletişim dilinin tuzaklarına dikkat etmek ve bu durumu önlemek önemlidir.

4. 2 Güçlenmiş Okul Topluluğu Açısından Sonuçlar ve Etkiler 

Öğrenciler ve eğitim personeline göre, hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamıyla etkileşim ve bağlantı kurmanın bir sonucu olarak okul topluluğu güçlendi. Dışarıdan bir gözlemciye göre, okul topluluğundaki sosyal atmosfer hem sınıf içi hem de sınıf dışı etkinliklerde rahat ve neşeli görünüyordu. Odak gruplarında, öğrenciler okulu “havalı”,“samimi” veya bir yer olarak tanımladı. Öğrenciler, bu atmosferin kısmen okulun küçük olmasından, kısmen de öğretmenlerin hikâyeleştirilmiş sınıf tasarımıyla heyecan verici ve iş birliğine dayalı bir ortam yaratma çabalarından kaynaklandığını belirtti. Ayrıca, öğrencilerin büyük bir kısmı anaokulundan beri bu okulda olduğundan, ilişkilerinin küçük yaşlardan itibaren gelişmiş olması bir aile hissi yaratmış olabilir.

Öğrenci #47: Herkesin herkesle arkadaş olduğu bir yer gibi ve herkes bunu biliyor. Yani birisiyle arkadaşsanız, onların başkalarıyla da konuşmasını bekliyorsunuz, çünkü başta herkes birbirini savunuyor ve hepimiz çok yakınız. Bu, bir aile gibi.

Hikâyeleştirme, topluluk ve aile hissinin yaratılmasında önemli bir rol oynadı. Öğrencilere öğrenip büyüyebilecekleri ilham verici, ilgi çekici ve rahat bir yer sağlama çabası, öğrenciler tarafından takdir edildi. Sınıflar sadece dekorasyon ve resim olarak değil, daha büyük bir bütünün parçası olarak görülüp motivasyon ve aidiyet duygusunu destekledi.

Öğrenci #79: Hikâyeleştirilmiş sınıflar, çocukların kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olduğunu hissetmesini sağlıyor (…) genel olarak bunlara sahip olmak bile çocukların okula gelip etkileşimde bulunma isteğini artırıyor.

Harry Potter teması, öğrenciler arasında arkadaşlıklar, ortak anılar, paylaşılan deneyimler ve ortak konuşma konuları oluşturarak “okulu birbirine yakınlaştırdı” (FG4,10). Özellikle Harry Potter hayranı olan öğrenciler için bu tema, iletişimlerini geliştirdi ve yeni arkadaşlıklar kurmalarını kolaylaştırdı.

Öğrenci #31: Hepimiz Harry Potter hayranı olduğumuz için daha iyi iletişim kurmamıza yardımcı oluyor. Çünkü ne hakkında konuştuğumuzu biliyoruz, genelde insanlar pek Harry Potter kitapları okumadığında, “Ne konuşuyoruz?” diye soruyorlar. Bu yüzden arkadaş edinmek çok daha kolay.

Muhabir: Hogwarts teması aracılığıyla yeni arkadaşlar edinmenin yardımcı olduğunu düşünüyor musunuz?

Öğrenci #42: Evet, kesinlikle yardımcı oldu.

Öğrenci #37: Çünkü her zaman konuşacak bir şeyiniz oluyor. Ne konuşacağınızı bilmiyorsanız, sadece Harry Potter’dan bahsedin çünkü herkes onu biliyor.

Öğrenci #8: Geçen yıl, ikinci kitabı okumaya başladığımızda Harry Potter sayesinde (adı) adında bir kızla arkadaş oldum. Bana “Harry Potter hakkında her şeyi biliyorum” dedi. Ben de “Gerçekten mi? Harry Potter’ı çok seviyorum” dedim. Ve o, “Evet” dedi. Böylece arkadaş olduk.

Öğrencilere göre, okul personeli, öğrencilerin ders saatlerinde kişilerarası ilişkiler geliştirmelerine büyük katkı sağladı. Öğrenciler öğretmenlerinden sıklıkla “ilgili”, “eğlenceli” veya “komik” olarak bahsetti. Ayrıca okul müdürüne, “öğretmenlerin sınıflarını dekore etmelerine izin verdiği”için takdirlerini sundular. Öğretmenlerin sağladığı eğitimsel ve duygusal destek, okul topluluğundaki bağı güçlendirdi.

Muhabir: Öğretmenleriniz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öğrenci #37: Onlar harika. Muhtemelen anlayabileceğiniz gibi normal öğretmenler değiller. Öğrencileri mutlu hissettiriyorlar. İnsanları evde mutlu eden birileri olmayanlar için buraya geldiklerinde her zaman öğretmenleriyle konuşabilirler ve öğretmenleri her zaman onların yanında olur. Bu sadece insanları daha mutlu yapıyor.

Öğrenci #31: Okulu çok daha rahat bir yer haline getiriyor, çünkü bir şey sorduğunuzda sizi rahatsız etmeyecekler. Aynı soruyu iki kez sorduğunuzda size kızmayacaklar.

Öğrenciler ve öğretmenler arasındaki destek ve iş birliği ile Harry Potter temasına olan ortak ilgi, arkadaşlıkların kurulmasına ve okulun sosyal atmosferinin pozitif bir yön kazanmasına yardımcı oldu. Hikâyeleştirilmiş sınıfların özgünlüğü, öğretmenlerin çalışma ortamını da iyileştirerek öğrencilerin rahatlık düzeyine olumlu yansıdı.

4.3 Değişen Olumsuz Davranış İfadeleri Bağlamında Sonuçlar ve Etkiler

Yeni öğrenme ortamıyla etkileşim kuran öğretmenler, hikâyeleştirme sürecinin kademeli olarak uygulandığı son birkaç yıl içinde öğrencilerin olumsuz davranışlarında olumlu yönde bir değişiklik olduğunu bildirmiştir. Öğrenciler ve eğitim personeliyle yapılan antisosyal davranışlarla ilgili tartışmalarda, mülakatlar ve odak grup görüşmelerinde tekrar eden bir vurgu dikkat çekmiştir: “Şu anda okulda zorbalık yok”.

Harry Potter koridorunda çalışan bir öğretmen, geçmişte bu koridorda çok sayıda disiplin sorunu yaşandığını, kavgalar ve zorbalık olaylarının sık olduğunu ifade etmiştir. Ancak bugün, bu tür olayların uzun zamandır yaşanmadığını belirtmiş ve bunu öğrencilerin okullarıyla duyduğu gurura bağlamıştır:

Öğretmen #2: “O [7. ve 8. sınıf] koridorunda sürekli disiplin sorunları yaşanırdı, çünkü daha büyük çocuklar vardı ve bu çocuklar okuldan yasal olarak ayrılabilecekleri yaşa yaklaşıyorlardı. Bu yaş grubunda, genellikle okuldan ayrılmaya hazırlandıkları için içlerine kapanmaya başlarlar. Bu da kavgalara yol açardı. O koridorda [öğretmenlik yaptığım dönemde], büyük çocuklarla sık sık kavgalar olurdu. Ama bu uzun zamandır olmadı. Çocukların okullarıyla daha fazla sahiplenme duygusu ve gurur duyduğunu düşünüyorum.”

Benzer şekilde, birçok kişi geçmişte yaşanan zorbalık olaylarını hatırlatarak, “bu yıllar önceydi” veya “geçmişte zorbalık yaşadık” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin çoğu, öğretmenleri ve okul müdürü ile yakın bir ilişki içinde olduklarını ve okul personelinin olası zorbalık olaylarına müdahale edeceğine güvendiklerini belirterek, öğretmenlerin “zorbalığa asla tolerans göstermediğini” ifade etti.

Bununla birlikte, gözlem verileriyle uyumlu olarak, öğrenciler daha az ciddi antisosyal davranışlar hakkında da konuştu. Bunlar “şakalaşma” veya “diğerlerine takılma ya da alay etme” gibi eylemleri içeriyordu ve öğrenciler bunları zorbalık olarak tanımlamadı. Ancak bu tür sınırları test eden davranışlar bazen fazla ileri gidebilir ve neyin zorbalık olarak kabul edilip edilmediği konusunda farklı görüşlere yol açabilir:

Öğrenci #32: “Sadece çok fazla şakalaşıyoruz. Yani bazı insanlar inciniyor ama sonra geçiyor.”
Öğrenci #72: “Evet, bizi yakalıyorlar. Ama sorun değil. Bazı insanlar, biliyorsunuz, biraz abartıyor.”
Öğrenci #32: “Ciddi bir şey yok. Bununla ilgili bir sorunumuz olmuyor.”
Öğrenci #72: “Çünkü hepimiz birbirimize takılıyoruz ve bunu şaka olarak görüyoruz. Ciddiye almıyoruz.”

Bu sınırları test eden şakacı davranışlar, ciddi zorbalık ve uygunsuz davranışların öğretmen müdahaleleri ve hikâyeleştirme sayesinde önemli ölçüde azaldığını, ancak bunun daha hafif ve sosyal olarak daha kabul edilebilir yollarla ifade edilmeye devam ettiğini gösterebilir. Odak grup görüşmelerinde öğrencilerin bireysel görüş ve deneyimleri farklılık göstermiş olsa da, zorbalıktaki bu değişim daha geniş topluluk için önemli bir gelişme olarak görülmüş ve aidiyet ile topluluk hissi gibi birçok eğitimsel unsuru desteklemiştir.

Hikâyeleştirilmiş öğrenme ortamının uygulanmasıyla, öğretmenler öğrencilerin olumsuz davranışlarında gözle görülür bir azalma olduğunu rapor etmiştir. Önceki yıllarda disiplin sorunları ve zorbalık yaygınken, bugün bu tür olayların neredeyse tamamen ortadan kalktığı belirtilmiştir. Öğretmenler, bu olumlu değişimi öğrencilerin okullarıyla kurduğu sahiplenme ve gurur duygusuna bağlamıştır.

5. Tartışma

Araştırmalar, öğrencilerin ilgi çekici ve rahat bir öğrenme ortamında kendilerini daha rahat hissettiklerini ve bu ortamda hareket edebilecekleri sosyal sınıfların yaratılmasının önemini vurgulamaktadır. Öğretmenler, bu amaç doğrultusunda hikâyeleştirme gibi yöntemler kullanarak öğrenme ortamlarını ilginç ve benzersiz hale getirmeye çalışmaktadır. Bu tür bir sosyal destek ve topluluk duygusu, öğrencilerin akademik başarılarını artırabileceği gibi, gelecekte zararlı davranışları önleyebilir ve alt sosyo-ekonomik sınıflardan gelen öğrencilerin başarı farkını azaltabilir. Ayrıca, esnek oturma düzenine sahip yaratıcı alanlar, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir ve bu da akademik ilgilerini artırabilir. Bu sonuçlar, öğretmenlerin öğrencilerin öğrenme deneyimlerini iyileştirmek için fiziksel ve sosyal öğrenme ortamlarının önemine dikkat etmesi gerektiğini göstermektedir.

Harry Potter kitapları, İngilizce derslerinde ve sınıf dışı etkinliklerde kullanılarak, öğrencilerin sosyal etkileşimlerini ve arkadaşlıklarını geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Öğretmenler, Harry Potter serisinin temalarından (arkadaşlık, zorbalık, aile problemleri gibi) yararlanarak, öğrencilerin zorluklarla başa çıkmalarına ve onlara ilham vermelerine olanak tanır. Bu temalar, öğrencilerin sosyal deneyimlerini paylaşmalarına yardımcı olmak için sınıf içinde kolektif dil oluşturur. Bernstein’in teorisine göre, dil, öğrencilerin kimliklerini ve dünyaya bakış açılarını şekillendirebilir. Özellikle alt sosyo-ekonomik gruplardan gelen öğrenciler için, okullar hikâyeleştirme ve dil kullanımı yoluyla başarı farklarını azaltabilir.

Ancak, bazı çalışmalar okulların Harry Potter kitaplarının potansiyelini tam olarak kullanmadığını, özellikle okuryazarlık geliştirme ve öğrenci ilhamı konusunda eksiklikler olabileceğini öne sürmektedir. Harry Potter serisinin amacı eğitmek değil, eğlendirmektir, bu yüzden sınıflarda bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır. Hogwarts evlerine göre düzenleme gibi etkinlikler, öğrenciler arasında aidiyet duygusu yaratabilir, ancak bu aynı zamanda sosyal kliklere ve rekabete yol açarak antisosyal davranışları teşvik edebilir.

Son birkaç yılda, sınıflarda yapılan dönüşümle birlikte öğrenci suistimali ve zorbalık azalmış olsa da, hikâyeleştirme tek başına antisosyal davranışlara çözüm değildir. Hikâye seçimine ve ahlaki değerlere dikkat edilmelidir. Araştırmalar, eğitimin amacını anlatan hikâyelerin, öğrencilerin daha iyi performans göstermesi ve olumlu davranışlar sergilemesi için kullanılabileceğini göstermektedir. Öğretmenler, öğrencilerin ilgisini çekecek ve ilginç bir öğrenme ortamı oluşturmak için çaba sarf etmişlerdir. Öğrenciler, öğretmenlerinin bu adanmışlığını fark etmiş ve sahiplenme ve gurur duyguları geliştirmiştir. Ayrıca, öğrencilerin sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için işbirliği fırsatları sağlanması, öğrencilerin daha sorumlu ve sosyal davranmasını teşvik etmiş ve öğretmenlerin iş tatmini ve öğretim yeterliliğini artırmıştır. Okullar ve eğitim uzmanları, öğrenme ortamlarının ve sınıf tasarımlarının özelliklerine ve öğrencilerin ilgilendiği konulara dikkat etmelidir. Öğretmenlerin, güncel fenomenleri tanıyarak öğrencilerin ilgisini çekmelerine ve motive etmelerine yönelik çalışmalar yapmaları da önerilmektedir.

5.1 Pratik Çıkarımlar

Harry Potter serisi, cinsiyet ve kimlik çeşitliliğiyle ilgili eleştiriler almış olsa da, Büyücülük Dünyası hikâyesi hayranlarının hayal gücünde yaşamaya devam etmektedir. Ancak, herhangi bir hikâyeyi eğitim programına dahil etmek, sürekli değişen toplumsal algılar ışığında pedagojik ve ahlaki değerlendirme gerektirir. Çalışmada, öğretmenler Harry Potter’ın dostluk, azim ve zorlu bir ailede büyüme gibi temalarının öğrencilerde olumlu değerler geliştirdiğini vurgulamıştır. Hikâyeleştirme, sınıf tasarımı ve pedagojik kararlarla öğrenciler arasında ortak ilgi alanları oluşturarak okulun sosyal atmosferinde büyük bir değişim yaratmıştır.

Antisosyal davranışların ve zorbalığın azalması, yalnızca hikâyeleştirme ile değil, öğretmenlerin özverisi, sistematik müdahaleleri ve örtük eğitim programının etkili uygulanmasıyla mümkün olmuştur. Ancak, “şakalaşma” veya “alay etme” gibi hafif davranışların zorbalık olarak algılanmadığı durumlar göz ardı edilmemelidir. Bu tür davranışlar, öğrencilerin özgüven ve güvenlik duygusunu etkileyebilir.

Hikâyeleştirme sürecinde, kullanılan hikâyelerin içerdiği değerlerin dikkatle seçilmesi önemlidir. Eğitimde, özellikle eğitimin önemini vurgulayan hikâyeler, öğrencilerin olumlu davranış ve akademik performanslarını artırabilir. Ancak, bu hikâyelerin ayrımcılığı veya eşitsizliği dolaylı olarak desteklememesi için eleştirel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.

Öğrenme ortamları ve sınıf tasarımı, öğrencilerin sosyal ve akademik davranışları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Hikâyeleştirme, doğru tasarlandığında, öğrenciler için hem sosyal hem de akademik katılımı artıran güçlü bir araç olabilir. Başarılı bir uygulama, anlamlı bir hikâye seçimi, pedagojik yaklaşım ve okul topluluğunun iş birliğini gerektirir. Ancak, her okulun koşulları farklı olduğundan, öğretmenlerin öğrencilerin ilgi alanlarını anlamaya yönelik bireysel çabaları kritik öneme sahiptir. Net hedefler ve düzenli değerlendirmelerle desteklenen hikâyeleştirme, eğitimde etkili ve sürdürülebilir bir araçtır.

6. Sınırlamalar ve Gelecek Araştırmalar

Bu çalışma, hikâyeleştirmenin eğitimde nasıl uygulandığını ve etkilerini inceleyen bir vaka çalışmasıdır, ancak sadece tek bir okul örneğiyle sınırlıdır. Okulun küçük olması, veri toplama süresinin kısalığı ve tek bir araştırmacının yürüttüğü etnografik yöntem, bulgular üzerinde bazı sınırlamalar yaratmıştır. Azalan kötü davranışların hikâyeleştirmeden mi yoksa dış etkenlerden mi kaynaklandığı tam olarak belirlenememiştir. Araştırmacı, tek başına çalışmanın avantajları ve olası yanlılık riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Gelecekteki araştırmalar, hikâyeleştirmenin etkilerini daha geniş bir şekilde ve farklı bakış açılarıyla incelemeli, özellikle öğrencilerin ve öğretmenlerin tutumlarını, davranışlarını ve deneyimlerini anlamaya yönelik daha derinlemesine çalışmalar yapılmalıdır. Gelecekteki araştırmaların, karma yöntemlerle uygulama öncesi ve sonrası karşılaştırmalar yaparak daha derinlemesine incelemeler gerçekleştirmesi önerilmektedir. Yine de bu çalışma, hikâyeleştirmenin eğitimdeki rolünü anlamaya yönelik ilk adımları atması yönüyle değerlidir.

Teşekkürler

Bu makale, hikâyeleştirilmiş okul üzerine yürütülen daha geniş bir projenin parçasıdır ve bu projeden çeşitli makaleler yayımlanmıştır (Aura ve diğerleri, 2021a, 2021b). Bu makalenin bir çalışma versiyonu, Aura ve diğerleri (2021b), 2021 Uluslararası GamiFIN Konferansı’nın CEUR bildirilerinde yer almıştır. Şu anki versiyon, çalışma versiyonuna gelen geri bildirimlerin ardından tamamlanan kapsamlı bir analizden oluşmaktadır. Ayrıca, teorik arka plan, tartışma ve pratik çıkarımlar açısından genişletilmiş ve daha geniş analiz ve bulgulara dayandırılmıştır.

Bu yazı “Transforming a school into Hogwarts: storification of classrooms and students’ social behaviour” (Aura, Isabela and Hassan, Lobna and Hamari, Juho – 2023) makalenin çevirisi ile GamFed Türkiye gönüllüsü Gülizar Kısa tarafından hazırlanmıştır.

İlgili Makalelerimiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir