Günümüzde oyunlaştırma, eğitimden kurumsal hayata, sağlık, ticaret, insan kaynakları gibi farklı birçok alanda popüler olmuş ve etkin olarak uygulanan bir stratejidir. Fakat bu yöntemin uygulama esnasında meydana gelebilecek etik sorunlar tartışmaya açık alanlardır. Oyunlaştırma sürecinde etik davranışlar, öğrenenler arasında adil, saygılı ve güvenli bir ortamın sürdürülmesini sağlamak için önemlidir.
Etik, bireylerin ve toplumların doğru ve yanlış arasında değerlendirme yapmasına, iyi ve kötü arasında bir ayrım yapmasına yardımcı olan, ahlaki prensiplerin ve değerlerin incelenmesiyle ilgilenen bir felsefi disiplindir. Etik, temelde insanların ahlaki sorumlulukları, doğruluk, dürüstlük, adil davranış gibi kavramları ele alarak bireylerin ve toplumların ahlaki kararlar almasını destekler.
Dünyaca ünlü oyunlaştırma uzmanı, oyun danışmanı Andrzej Marczewski (2013) oyunlaştırmanın etik kurallarını oluşturmuştur. Bu kurallar; dürüstlük, bütünlük, açıklık, kalite ve saygıdır. Marczewski, oyunlaştırma ile etik arasında güçlü bir bağın sürdürülmesi gerektiğini vurgulayarak, hem katılımcıların hem de organizasyonların uzun vadeli başarılarını destekleyen bir temel oluşturmayı amaçlamaktadır.
Oyunlaştırma süreçlerinde kullanılan puanlama sistemleri, ödül mekanizmaları ve veri toplama yöntemleri hakkında net bir anlayış sergilenmelidir. Uygulanan sistemlerin nasıl kurgulandığı ve çalıştığı konusunda şeffaf olunması, ortaya çıkabilecek güvensizlik ve adaletsizlik duygularını engelleyecektir.
Oyunlaştırma uygulamaları tüm katılımcılar için eşit düzeyde uygulanmalı, ödül dağıtımında adil bir ortam sağlanmalıdır. Cinsiyet, etnik köken, sosyoekonomik durum veya diğer kişisel özelliklere dayalı ayrımcılık yapılmamalıdır. Oyunlaştırma süreçlerine başlamadan önce katılımcılardan açık bir şekilde onay alınmalıdır. Gönüllük temelli bir katılım etik sorunların oluşmasını engelleyebilmektedir.
Oyunlar, belirli davranışları sergilemeye yönlendirecek şekilde tasarlanabilir ve bilindiği gibi oyunlaştırma davranışların yönlendirilmesini sağlayan güçlü bir motivasyon aracıdır. Bu noktada katılımcıların özgür iradesi ve seçim özgürlüğü göz ardı edilmemeli, uygulanan motivasyonun manipülatif olmamasına özen gösterilmelidir. . Grup işbirliği ve karşılıklı kazanç odaklı stratejiler, bireyler arasındaki etik endişeleri azaltabilir.
Oyunlaştırma stratejileri, rekabeti, birbiriyle yarışmayı teşvik edebilir. Oluşturulan rekabet ortamında katılımcıların birbirlerine zarar vermemeleri, istismar ve sömürüden uzak durulması ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Katılımcılar saygılı tutum sergilemeye teşvik edilmeli, etkileşimlerde olumlu bir dil ve pozitif davranışların benimsenmesi sağlanmalıdır.
Oyunlaştırma süreçlerinde toplanan kişisel verilerin gizliliği ve güvenliği büyük önem taşımaktadır. Bu verilerin güvenli bir şekilde saklanması ve kullanılması etik bir sorumluluktur.
Oyunlaştırmada etik tutumların ele alınması, oyunlaştırmanın uzun vadeli başarısını, sürdürülebilirliğini ve toplumsal kabulünü güvence altına alabilir. Etik değerlere uygun bir oyunlaştırma yaklaşımı, öğrencilerin ya da katılımcıların öğrenmeye daha olumlu bir şekilde katılmalarını ve gelişmelerini destekler.
Sonuç olarak, etik ilkelere dayalı bir oyunlaştırma, sadece bir aktivite değil, aynı zamanda insanların yaşamlarını zenginleştiren, anlamlı bir deneyim haline gelebilir. Bu bağlamda, Marczewski’nin vurguladığı etik değerler, oyunlaştırmanın sadece eğlenceli değil, aynı zamanda etik ve sürdürülebilir bir biçimde benimsenmesi gereken bir strateji olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu yazı Gamfed Türkiye gönüllülerinden Billur Karadağ tarafından kaleme alınmıştır.