Bu kitap oyun oynamak amaçlı bir kitap değil, tam aksine sizleri oyunların bu gücünü alıp hayatınızda daha mutlu olmak için kullanmak üzerine. O küçük ekranlardan gerçek dünyaya bir bağ kurmakta zorlanıyorsanız gelin size kendi hikayemle başlayayım. 2009 yazında spor yaparken kafamı kontrolsüzce vurdum ve bir travma geçirdim. Çok ciddi baş ağrıları, vertigolar ve bayılmalarla sonuçlanan bir dönem oldu.Tam olarak iyileşmem 6 ay hatta 1 yılı bulabileceği söylenmişti. Bu sürede de asla beynimi zorlayacak bir stres,alkol tüketimi, uzun yazılar yazmak, hayal kurmak ya da bir dijital oyun ile beynimi yormama bile izin verilmeyecekti. Bu aynı zamanda da düşününce beynimi çok az kullanmadığım yarı bitkisel bir hayat demekti. Burada bir seçim yapmak istedim ya kendimi bu tedavi boyunca içime kapanıp bir ölmemiş ölü’ye dönüşecektim ya da buradaki yapılması ve yapılmaması gereken şeyleri de oyuna çevirerek hayatta kalmalıydım. Bu satırlar okuyabildiğinize göre ikincisini seçtim. Bu oyunun adına “Jane Concussion Slayer- Sarsıntı Avcısı” adını verdim. burada bu düşmanı yenmek için önce kız kardeşim sonrasında da erkek arkadaşımın katıldığı kısa yürüyüşler yapmak, oyun ihtiyacım için basit kağıt oyunları tasarlamak gibi görevlerim vardı. Bazı zamanlar küçük booster’lar keyif verici aksiyonlar bazı günler başaramadığımızda da “bad guys-kötü adamlar” seçiyorduk. Bu oyun beni hayatta tuttu ve hastaneden aylar sonra çıktığımda bu oyunun adını “Super Better” koyarak bir uygulama geliştirdik. Bu uygulamada 7 adım bulunmakta :
1-Challange Yourself – Kendine Meydan Oku
2-Collect and activate power-ups – Güçlendiriciler topla ve aktifle.
3-Find and battle the bad guys – Kötü adamları bul ve yen.
4-Seek out and complete quest – Küçük görevleri ara ve tamamla.
5-Recruit your allies – Dostlar kazan ve katkı al.
6-Adopt a secret identity – gizli bir karakter yarat.
7-Go for an epic win – Büyük bir zafer için çalış.
SuperBetter Günlük Doz önerimiz :
3 Power-ups Aktifle!
1 Bad Guy ile Kapış!
3 Quests Tamamla!
Her görevlerin bu 7 aşamayı geçerken 4 kategoride sizi güçlendirdiğini varsaydık.
1-Sosyal 2- Duygusal 3-Mental 4-Fiziksel. Bir görev birden fazla alanda sizi güçlendirebilir ancak her görev farklı bir alanda gelişmenizi sağlamaktadır.
Bu kitabı yazarken ve uygulamayı da geliştirirken hastanede tanıştığım ve sağlık alanında çalışan bir çok uzmanın bilgisine başvurdum. Bunlardan birisi olan Avustralya’lı hemşire Bronnie Ware, yayınladığı “Regret of Dying-Ölmeyi Reddetmek” adlı akademik makalesinde ölüm döşeğinde olan insanların genel olarak 5 pişmalıklarının olduğunu bahseder :
1-) Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.
2-) Keşke daha çok arkadaşımla ilişkide kalsaydım.
3-) Keşke küçük şeylere üzülmeyip daha çok mutlu günlerim olsaydı.
4-) Keşke gerçek içimdeki beni gösterebileceğim daha çok fırsat yaratsaydım.
5-) Başkalarının benden beklediği yerine hayalini kurduğum daha çok şeyi kendim için yapsaydım.
Bu kitapı yazarken ölüme çok yakın olduğum anlarda bu 5 maddeyi de hep hatırladım ve sadece sağlıklı olmayı değil hakkı verilen bir yaşam için de kurgular düşündüm. Kitabın bu yüzden ilk bölümünde oyunların iyileştirici güçlerini örneklerle keşfedecek, ikinci kısımda “super better “ modelini anlayacak ve üçüncü kısımda da gelecekte bu oyunları geliştirmek üzere daha çok fikir edineceksiniz.
Hazırsanız ilk bölümle başlayalım. Let’s be SuperBetter!
PART 1: Why Games Make Us Superbetter – Oyunlar Bizi neden Super Better yapabilir:
Oyunları oynarken genelde faydalı bir faaliyet gerçekleştirdiğimiz düşünülmez. Oyun zaman öldürmektir ya da sadece sanal eğlence olarak adlandırılır. Biz de bizzat oyuncu olarak gerçek hayatların sıkıntılarından zor bir okul günü ya da yoğun bir iş günü sonrası “hayattan kaçış” olarak anlandırırız. Burada gerçekten de bu amaçla oyunlar olabileceği gibi bir amaç uğruna kaçarak değil aslında tam zıttına kendinizi gerçekleştirmek üzere oynayabileceğiniz oyunlar vardır.
Oyunların bir araştırmaya göre %80 ‘den fazla zamanında aslında kaybediyoruz.
Yani oyunlarda kazanmasak ta öğreniyor ve keşfediyoruz. Mandela’nın dediği gibi “ ben asla kaybetmem ya kazanır ya öğrenirim.”
- You Are Stronger Than You Know – Sen Düşündüğünden daha güçlüsün:
“Sen Daha Güçlüsün” bölümünde, Jane McGonigal oyunların dikkatimizi nasıl yoğunlaştırarak, zihinsel ve duygusal direncimizi artırabileceğini ve hatta fiziksel acıyı nasıl hafifletebileceğini detaylı bir şekilde ele alıyor. Oyunların dikkatimizi yoğunlaştırma, stres ve acıyla mücadele etme gibi hayat değiştirici beceriler kazanmamıza nasıl yardımcı olabileceğini bilimsel verilerle destekler. Bu bölüm, oyunların psikolojik ve fiziksel faydalarını keşfetmenin yanı sıra, zorluklarla yüzleşirken kendi iç gücümüzü nasıl keşfedebileceğimizi de gösterir.
Oyunların, özellikle de sanal gerçeklik (VR) oyunlarının, yoğun acı ve stres durumlarında bile insanların ne düşündüklerini ve hissettiklerini kontrol etme yeteneklerini nasıl açığa çıkardığını gösteren bilimsel araştırmaları bizimle paylaşıyor. McGonigal, “Snow World” adlı bir VR oyununun, şiddetli yanık tedavisi gören hastalar üzerindeki etkisini örnek olarak sunuyor. Bu oyun, hastaların acıyı %30-50 oranında azaltırken, aynı zamanda morfinden daha etkili olduğunu kanıtlamıştır. “Snow World”, hastaların dikkatlerini acıdan uzaklaştırarak, beyinlerinin acıyı işleme kapasitesini azaltır ve bu sayede daha az ilaçla daha iyi bir acı yönetimi sağlar.
Bölümde, dikkatin nasıl bir “spot ışığı” gibi çalıştığı ve beyin kapasitemizin sınırlı olduğu için, bir anda sadece belirli bir miktar bilgiyi işleyebildiğimiz anlatılır. Bu teori, acının da bu bilgi akışları arasında sadece biri olduğunu ve dikkatimizi başka bir yere yönlendirerek acı sinyallerini görmezden gelebileceğimizi açıklar. Oyunlar, özellikle de bilgi yoğunluğu yüksek ve zihinsel olarak meşgul edici olanlar, bu amaç için mükemmeldir çünkü hastaların dikkatlerini tamamen oyunun içine çekerek, acıyı işleyecek bilişsel kaynakları tüketir.
“Pembe Fili Düşünmemek”.
Berkeley Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı “Pembe Fili Düşünmemek” olarak adlandırdıkları bir deneyde beynimizin odaklanmasını nasıl yönetebileceğimizle ilgili bir uygulama yaptılar. Genelde “Pembe fili düşünme”l dediğimiz anda pembe fili düşünürüz, araşrtırmacılar hemen bu görevin arkasından P(Pink) ve E (Elephant) harfleriyle 60 saniyede başka kelimeler üretme görevi vermişler ve geriye döndüklerinde herkesin bu kelimelere odaklandıklarını ve 10-20 adet kelime ürettiklerini görmüşler. Halen pembe fili düşünen varmı diye sorduklarında oldukça az sayıdaki o anı hatırlamış. Ve verilen yeni görev aslında ne kadar zor ve odaklanması gereken olursa o kadar iyi. Bu görsel odaklanma deneyini dijital oyunlarla da sağlanabilirmi sorusunun cevabını Oxford Universitesinden bir grup araştırmacı denemiş. Yaşadıkları kayıp,kaza,saldırı gibi ciddi bir travma sonrası “flashback-geçmişi olumsuz hatırlamak” yaşayan hastalara günlük 6 saat civarında Tetris oyunu oynatılmış. Çok büyük bir çoğunlukta bu flashback’ler azalmış hatta yokolmuş veya yerini tetrisle ilgili görseller almış. Ancak bu her dijital oyunda gerçekleşmemiş, Candy Crash, Trivia Quiz-Bilgi Yarışması ve Dijital Scrabble-Kelimelik tarzı oyunlarda olmamış daha çok görsel hafızayı da yoracak türde bir oyunda olmuş. Sonraları bu araştırmayı referans alan bir grup akademisyen birden çok konuda bunu uygulamış. Dikkat dağınıklığı, sağlıksız beslenme ve hatta sosyal medya bağımlılığı için sadece 3 dakika tetris oynama sonrasında %25 oranında bu tüketim isteiğinin düştüğü ölçülmüş.
2014 yılında Amerika Kanser Derneği, fMRI cihazlarıyla tetris ya da fiziksel puzzle çözme oyunlarının aslında sigara ve nikotin’in uyardığı aynı beyinin ödül merkezini uyardığını görmüşler. Sigara bağımlılığının aslında 2 unsuru var, fiziksel istek ve mental istek. Fiziksel istek için nikotina bantları,hapları gibi bir çok unsur var, ancak mental istek için davranışsal bir çözüm bulmak durumundayız. Bir sigara bağımlısı çift nikotin hapları yanısıra özellikle sigara içmek istediklerinde çok hızlıca bulmaca ve yapboz yaptıklarını ve çok ciddi sayıda sigara içmelerinde düşme gözlemlenmiş.
Peki oyun yerine film,müzik, dans vs olmuyor mu ne yazıkki olmuyor. Burada oyunların odağımızı tam “full focus” alması anahtar. Oyun oynarken düşünün araba süremezsiniz ancak müzik dinler,hatta telefondan sosyalmedyada gezebilirsiniz tehlikeli de olsa. Ancak gerçek bir oyunu oynarken tüm odağınızı çekeceğinden yola bir yandan bakamazsınız. Bu duruma aslında “Akış” deniyor ve Mihaly Chiksentmihaly bunu 1990’larda ilk açıklayan psikolog olmuş ve oyunları işaret etmiştir. Akış durumunun oluşması için net bir hedef, anlık geri bildirim ve yeteneklerimizle ölçüşen zorlaşan görevler olarak açıklar. Ve akış aslında insanı andan ve mekandan uzaklaştıran, ve yormak yerine iyileştiren olumlu bir optimum andır. Eve geldiğinizde o kadar iş,trafik vs stresinden sonra yine de oyuna başvurmanız ve Angry-Sinirinizi Angry Birds-Sinirli Kuş ile çıkarmanız başka nasıl açıklanabilirdi?
Geçtiğimiz bir yaz döneminde merak ettiğimden bir Budist Kampına katılmıştım. Orada Vasili isimli aslında Rus olan ancak uzun süredir budizmle kendini adamış bir rahip bize eğitim veriyordu. Günde yaklaşım 8 saat süren meditasyonlar, onların aralarında olan felsefe anlamında dersler ve sunumlar atölyeler derken 1 haftalık kampımızın 2.günün de fırsatını yaratıp sordum “peki ya oyunlar?” Vasili Buddha’nın her türlü oyunu kesin bir dille yasakladığını, oyunların dikkatimizi istediğimiz alanda odaklama ve kendini keşfetme yolunda oldukça ve çok güçlü bir dikkat dağıtıcı olduğundan bahsetti. Oyunlar budizmde “gerçekten ve kendinden kaçma yöntemi” olarak aynı alkol ve keyif verici maddeler gibi değerlendirilmekte dedi. Ama bir yandan da ama ben malum gerçek dünyadan gelip kendimi keşfetmiş bir rahip olarak akşamları 2-3 el Angry Birds ve Ccandy Crash oynamadan uyumuyorum.Tüm gün boyunca aynı şeylerin yanında bence aklıma en iyi gelen şey o oluyor. Böyle nefesine,bedenine ve andaki dikkatine hakim olan birisi bile rahatlamak ve beynini farklı yönde dinlendirmek-akışa sokmak için dijital oyunlara başvuruyor. Budistler tüm dikkatlerini o kadar iyi yönetir ki bazı meditasyonlarında ateşte yürüyebilme, bazı dünyevi acıları hissetmeme ve istedikleri konuya aşırı odaklanmabilmeleri ile ünlüdürler.
- You Are Surrounded by Potential Allies (“Potansiyel Müttefiklerle Çevrilisin” )
“Potansiyel Müttefiklerle Çevrilisin” başlıklı bölümde, kişilerin günlük hayatlarında karşılaştıkları zorluklarda onlara yardımcı olabilecek potansiyel müttefiklerle nasıl çevrili olduklarını ele alır. Ayrıca oyun oynamanın, insanların birbirleriyle empati kurmalarını ve sosyal bağları güçlendirmelerini nasıl sağladığını vurgular.
McGonigal, oyunların insanları bir araya getirme ve ilişkileri güçlendirme yeteneğine odaklanır, özellikle de zor zamanlarda insanların birbirlerine nasıl destek olabileceklerini açıklar. Örneğin, birlikte oyun oynayan insanlar arasında yüz ifadeleri, kalp atış hızları ve hatta beyin dalgaları gibi fiziksel ve nörolojik senkronizasyonun arttığını belgeler. Bu tür senkronizasyon, kişiler arasında artan empati ve sosyal bağların yanı sıra, birbirlerine gelecekte yardım etme olasılığını da artırır.
Baba Kızın Gizli Oyun Şifresi:
Antonia çok önemli bir kurumda direktör seviyesinde çalışan bir mühendis. Kızı Julia 13 yaşında ve aslında dijital oyunlardan çok Lego tarzı fiziksel oyunları tercih eden bir çocukmuş. Bu yüzden babası da çok vakit ayıramıyor ve bir dijital oyunu konsola koyduğunda beraber oynayamıyorlarmış. Julia zamanla sınıfında “akran zorbalığı”bullying” yaşadığını keşfetmişler ve aslında Julia Minecraft ve Roblox tarzı açık dünya oyunlarını çok seviyor ancak arkadaşları bu sosyal oyunda aralarına almadıkları için oynama şevki kalmıyor fiziksel oyunları tercih ediyormuş. Babası bunu anlayınca kendisi işinden de bir süre izin alarak tam bir Minecraft arkadaşı olmuş kızına. Minecraft’ta bazı zırhlardan bashederken kızı bir gün bu başkalarının verdiği zararlardan koruyan zırhlardan sınıfta da olsa ve “kelimelerden” korusa demiş Julia.Babası bu mümkün diyerek bu zırhı andıran bir rozet tasarlamış kızına takmış bu rozeti taktığında sana kim ne dese duymayacak,duysanda bu rozet seni koruyacak demiş. Kızı o dönemi oldukça iyi bir şekilde tamamlamış ve zorbalarla dönem sonu ayrılmışlar. Bu baba-kız’ın oynadıkları oyun ve özel güçleri sayesinde olmuş.
Singapur’da Nanyang Universitesi de bu oyunların sosyal güçlerinin iyileştirici güçleri için bir araştırma yapmış. Hiç tanımadığınız biriyle Nintendo Wii ile fiziksel bowling oyunu oynatmışlar. Kültürel olarak oldukça izole yaşayan güvenlik nedenleriyle şehirlerde rahatça sosyalleşemeyen gençler bu oyunla oldukça akışa girerek bu modda sosyal ilişkiler kurmuşlar ve sadece oyun oynadıkları kişiye değil o kişinin geldiği gruba karşı bile hiç oyun oynamasa tutumu olumluya dönmüş. Middle East Orta Doğu Üniversitesinde de bir grup araştırmacı aynı oyunu İsrailli ve Filistinli öğrenciler arasında oynatınca sadece oynadıkları değil diğer gruba dair görüşlerde de dramatik değişiklikler gözlemlemişler.
Araştırmalar, oyun oynarken yaşanan bu “zihin ve beden bağlantısının”, insanların birbirlerini daha fazla anlamalarına ve gelecekte birbirlerine yardım etmeye daha açık hale gelmelerine yol açtığını göstermektedir. McGonigal, oyunların sadece eğlenceli aktiviteler olmakla kalmayıp, aynı zamanda güçlü sosyal ve psikolojik araçlar olduğunu savunur. Bu araçlar, insanların zorluklarla başa çıkarken destek sistemlerini nasıl güçlendirebileceklerini ve çevrelerindeki potansiyel müttefikleri nasıl keşfedebileceklerini gösterir.
- You Are the Hero of Your Own Story
“Kendi Hikayenin Kahramanısın” başlıklı bölümde, bireylerin kendi içlerindeki kahramanı keşfetmeleri ve gerçek dünyadaki zorluklarla başa çıkarken bu kahramanlığı nasıl kullanabileceklerini ele alır. McGonigal, oyun oynama sürecinin, insanların karakter güçlerini—azim, sebat, şefkat ve çalışma ahlakı gibi—nasıl artırdığını, gerçek hayattaki iradelerini güçlendirdiğini ve gerçek dünya davranışlarını iyileştirdiklerini keşfetmeye yönelik bilimsel temellere dayanır.
Bölüm, oyunların beyinlerimizin meydan okumalara ve çabalara nasıl yanıt verdiğini değiştirerek, zorlandığımızda pes etme olasılığımızı azalttığını ve başkalarının ihtiyacı olduğunda kahramanca davranma olasılığımızı artırdığını açıklar. Oyunların, doğal kararlılık ve şefkatimizi nasıl harekete geçirdiğini anlayarak, bu kahramanlık niteliklerini her yerde, her zaman daha iyi kullanabilme yeteneğimizi geliştirebileceğimizi vurgular.
Ayrıca, genç insanların kanseri yenmelerine yardımcı olmayı amaçlayan gerçekten iddialı bir oyun örneğinden başlayarak, çeşitli oyun türlerinin nasıl kişisel güçlerimizi geliştirebileceğini ve gerçek dünyada olumlu değişimlere yol açabileceğini keşfeder. Bölüm boyunca, oyunların insanların hayatları üzerindeki olumlu etkileri konusunda bilimsel kanıtlar sunularak, okuyuculara kendi içlerindeki kahramanı nasıl keşfedebilecekleri ve bu kahramanlığı günlük yaşamlarında nasıl kullanabilecekleri konusunda ilham verilir.
- You Can Make the Leap from Games to Gameful
“Oyunlardan Oyunsallığa Atlamak” başlığında okuyucuları oyunlardaki güçlerini gerçek hayata aktarmanın yollarını keşfetmeye davet ediyor. Oyun oynamanın, insanların dikkatlerini kontrol etme, duyguları yönetme ve iradelerini güçlendirme gibi doğal yeteneklerini nasıl açığa çıkardığını açıklıyor. Ancak, her oyun oynayan kişinin bu güçleri günlük yaşamda kullanmayı başaramayacağını, bazı oyuncuların aşırı oyun oynamanın akademik, sosyal veya fiziksel ve zihinsel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle mücadele ettiğini belirtiyor. Okuyucuları, oyun oynarken kazandıkları beceri ve yetenekleri günlük hayatlarının zorluklarına uygulamaya teşvik ediyor.
PART 2: How to Be Gameful
- Challenge Yourself
“Kendini Zorla” bölümü, McGonigal’ın, hayatta karşılaşılan zorluklarla mücadelede oyunlaştırma tekniklerini benimsemeye yönlendirdiği bir kısımdır. Gerçek hayatta karşılaşılan engellerle nasıl oyun gibi başa çıkılabileceği ve bu süreçte nasıl daha mutlu, daha sağlıklı, daha güçlü ve daha cesur hale gelebileceğimiz anlatılıyor. McGonigal, oyun oynarken hissettiğimiz umut, iyimserlik ve kararlılık gibi duyguları gerçek hayattaki engellere uygulamanın önemini vurguluyor. Oyunlar bize zorlukları aşma ve büyüme fırsatları sunar; McGonigal, bu oyunlaştırma yaklaşımını gerçek hayatımızdaki zorluklara da uygulayarak, karşılaştığımız engelleri aşabileceğimizi ve kendimizi geliştirebileceğimizi savunuyor. Kendinizi zorlama fikri, kişisel gelişim yolculuğunda karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek ve bu süreçte kendimizi daha iyi bir hale getirmek için bilinçli olarak zorluklar seçme ve bu zorluklarla başa çıkma becerilerimizi geliştirme pratiğini içerir.
- Power-ups
“Power-ups” bölümünde, günlük basit eylemlerle zorlukların üstesinden nasıl gelinir anlatılır. “Power-ups” kavramı, oyunlardan alınan bir terimdir ve gerçek hayatta kendinizi daha iyi hissetmenize, daha enerjik olmanıza veya motivasyonunuzu artırmanıza yardımcı olabilecek küçük, pozitif eylemleri ifade eder. Örneğin, bir power-up, güzel bir manzaraya bakmak, sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek veya birkaç dakikalığına derin nefes almak gibi basit bir eylem olabilir. Bu tür eylemler, zihinsel ve fiziksel sağlığınızı desteklemenin yanı sıra stresle başa çıkmanıza ve genel refahınızı artırmanıza yardımcı olabilir.
- Bad Guys
“Kötü Adamlar” bölümü, günlük zorlukları video oyunlarındaki düşmanlar gibi görüp, onlarla nasıl savaşacağımızı anlatır. Kötü adamlar, olumsuz düşünceler, kötü alışkanlıklar, enerjimizi tüketen duygular veya fiziksel ve sosyal engeller olabilir. Bu zorluklarla başa çıkmak, farklı stratejiler deneyerek ve onları aşarak kendimizi daha güçlü, daha mutlu ve daha sağlıklı hale getirebiliriz. Kitap, bu süreçte psikolojik esnekliğimizi artırmanın ve zorluklar karşısında direncimizi güçlendirmenin önemini vurgular. Her bir kötü adamla mücadele, kendimizi daha iyi bir hale getirmek için bir fırsattır ve bu süreçte günlük hayatta karşılaştığımız engellerle başa çıkmak için gerekli becerileri ve stratejileri geliştirmemize yardımcı olur.
- Quests
“Quests” bölümü, büyük hedeflere ulaşmada yardımcı olacak günlük basit eylemleri önerir. Her kahramanın yolculuğu sayısız görevden oluşur; bu, edebiyattan mitolojiye, spor filmlerinden video oyunlarına kadar geniş bir yelpazede doğrudur. Her bir görev, kahramanı biraz daha akıllı, güçlü veya cesur yapar ve daha büyük zorluklara hazırlar.
SuperBetter yöntemine göre, bir görev sadece yapılacaklar listesindeki bir madde değildir. Daha büyük bir arayışta anlam ifade ettiği için yapılan amaçlı bir eylemdir. Belki daha iyi sağlık, daha iyi ilişkiler, daha iyi bir iş veya aileniz için daha iyi bir hayat arıyorsunuzdur. Belki de sadece bir sonraki büyük maceranızı arıyorsunuzdur. Ne olursa olsun, günlük hayatınızda görevleri tamamlamak, aradığınız şeye bir adım daha yaklaştıracaktır.
McGonigal okuyuculara okumaya devam etmeden önce en az birini tamamlayacağınız görev veriyor.
Bizde makalemize burda bir ara vererek bu görevleri sizinle paylaşalım ve sonra kaldığımız yerden devam edelim, Ne dersiniz?
Görevler; umut, iyimserlik ve öz yeterlilik—son derece motivasyon ve iradenin üç temel taşını inşa etmenize yardımcı olan bu görevlerden her gün en az birini yapın.
Görevlerinizi yaparken ufak ipuçları;
- Görevlerinizin akıllıca bir oyun tasarımcısınınkiler gibi SMART (Özgül, Anlamlı, Uyarlanabilir, Gerçekçi ve Zaman Sınırlı) olmasını sağlayın.
- Meşgul, hasta, yorgun, stres altında, acı içinde ya da başka türlü sıkıntıda olsanız bile, her gün en az bir görevi tamamlayabilirsiniz.
- Kendinize, sizin için en önemli olan şeylere tamamen odaklanmak için her gün en az bir küçük yol bulmaya kendinizi adayın. Görevler, bir yukarı doğru spiral yaratır. Ne kadar çok görev tamamlarsanız, en önemli hedeflerinize ve değerlerinize yatırım yapmak için daha fazla zaman ve enerji bulursunuz.
- Her görevi, eğlenme fırsatı olarak yaklaşın. Bu sayede daha az erteleme yapar ve sonuç olarak daha fazla irade gücüne sahip olursunuz.
- Allies
“Müttefikler” bölümünde, zor bir sorunla başa çıkmakta zorlanırken yardım istemenin zor olduğunu, ancak bir başkasını bir oyun oynamaya davet etmenin kolay olduğu basit bir “aha!” anına dayanmaktadır. Biz zaten her zaman bunu yapıyoruz; kolektif olarak, arkadaşlarımız ve ailemizle haftada bir milyardan fazla saat video oyunları oynuyoruz ve hatta daha fazla saat kart oyunları, masa oyunları ve sporlarla birlikte geçiriyoruz. Birbirimizi oynamaya davet etmenin kolaylığı, en çok ihtiyacımız olduğunda daha bağlantılı hissetmemizin ve daha fazla sosyal destek almanın anahtarıdır.
Birisinden destek aldığınızda – cesaretlendirici bir kelime, paylaşılan bir kahkaha, bir sarılma, tatmin edici bir konuşma, bir nezaket jesti veya birlikte geçirilen birkaç dakika eğlence – stres hormonu olan kortizoldeki bir düşüş ölçülebilir şekilde stres seviyeleriniz düşer. İmmün sisteminiz güçlenir, yaralarınız daha hızlı iyileşir, daha az soğuk algınlığı kaparsınız ve hatta kanser gibi hastalıklarla daha etkili bir şekilde savaşırsınız. Kalbiniz kelimenin tam anlamıyla güçlenir; aslında tüm kardiyovasküler sisteminiz daha düşük kan basıncı ve azalmış kalp atış hızı ile daha verimli çalışır.
Unutmayalım: Müttefiklerinizin sağlayabileceği kaynaklar, ister bilgelik sözleri, fikirler, bilgiler, malzemeler, tanıtımlar, yedek bir el, taze bir perspektif ya da sadece iyi bir şirket olsun. Sosyal destek, aynı zamanda bu gezegendeki en büyük hayallerinizi takip etmek için daha fazla zamanınız olmasını sağlar.
- Secret Identity
“Gizli Kimlik” bölümü, bireylerin kendilerini güçlendirmek ve zorlukların üstesinden gelmek için kurgusal veya gerçek kahramanlardan ilham alarak bir gizli kimlik benimsemeleri fikrini ele alır. Jane McGonigal, bu bölümde, bir gizli kimlik benimsemenin, insanların kendilerini daha cesur, kararlı ve şefkatli hissetmelerine nasıl yardımcı olabileceğini açıklar. Gizli kimlik, kişisel güçlü yönlerinizi vurgulayan kahramanca bir takma ad olarak tanımlanır ve oyunlaştırılmış bir yaşam için en eğlenceli kurallardan biri olarak kabul edilir.
Bir gizli kimlik, video oyunlarında kullandığımız avatarlara benzer bir kavramdır; sanal dünyayı bu karakterlerin gözünden görürüz ve onların özel güçlerinden yararlanırız. Gizli bir kimlik benimsemek, hayatın zorluklarıyla yüzleşirken kendi kahraman niteliklerimizi gerçek hayatta da ortaya çıkarmamıza yardımcı olabilir. Kahramanca bir takma ad veya gizli bir kimlik benimsemek, belirli meydan okumalarla yüzleşirken karşılaştığımız en önemli özelliklerimizi, örneğin kararlılık, cesaret ve şefkat gibi, gün yüzüne çıkarmamızı sağlar.
- Epic Wins
“Epic Wins” bölümünde hayatın zorluklarına karşı koyarken motive olmanın ve başarısızlık korkusundan azade olmanın önemini vurgulayan olağanüstü hedefler belirlemek üzerine odaklanılır. “Epic win” (destansı zafer), oyun hedeflerine benzer şekilde tasarlanmış özel bir hedeftir ve bireyin daha motive olmasını ve başarısızlıktan korkmamasını sağlamak için tasarlanmıştır.
Başarılı SuperBetter oyuncularından alınan örneklerle, bu bölüm, gerçekçi ama zorlayıcı, enerji verici ama affedici olan oyun hedeflerini tanımlar. Bu hedefler, bir kişinin kendini daha iyi hissetmesine, kendi yeteneklerini zorlamasına ve ileriye doğru büyük adımlar atmasına yardımcı olur. Örneğin, bir hafta boyunca her gece sekiz saat uyumak, beş kilo vermek, rüya gezisine gitmek için bu ay içinde 250 dolar biriktirmek gibi ölçülebilir zaferler, kişinin kendi kabiliyetlerini genişletmesinin en kolay yolu olarak gösterilir.
Ölçülebilir zaferlerin yanı sıra, kitap ayrıca büyük pozitif dönüş noktaları olan “breakthrough moments” ve yan yollardan elde edilen zaferler gibi diğer zafer türlerini de tartışır. Bu, örneğin yeni bir şeyler öğrenmek, başkalarına yardım etmek veya yaratıcı yeteneklerinizi kullanarak bir şeyler yapmak gibi daha somut hedeflere odaklanarak mutluluğu dolaylı olarak elde etmeyi içerir.
- Keeping Score
“Skor Tutma” bölümünde, oyunlaştırma yaklaşımının bir parçası olarak, kendi başarılarınızı kaydetmenin, ilerlemenizi gözlemlemenin ve kişisel güçlendirme duygusunu pekiştirmenin önemli olduğu vurgulanır. Kendi skorunuzu tutmak, oyunun kurallarını içselleştirmenin ve kendi oyun tarzınızı derinlemesine anlamanın en iyi yoludur.
McGonigal, kişisel skor tutmanın, insanların yüzlerce yıldır oyunlarda uyguladığı bir sanat olduğunu ve bu yaklaşımın, SuperBetter metodolojisinde bugün de geçerli olduğunu belirtir. Örneğin, beyzbol maçlarında taraftarların kendi skor kartlarını doldurmasının, oyunu daha iyi anlamalarına ve hatırlamalarına nasıl yardımcı olduğunu anlatan yüz yıllık bir argümanı paylaşır. Kendi çabalarınızı özellikle oyunun ilk günleri ve haftalarında yakından kaydederek, oyunun yedi kuralını çok daha derinlemesine anlayabilirsiniz.
“SuperBetter”da skor tutmanın birçok yolu bulunmaktadır. Aktifleştirilen power-up’ları, savaşılan kötü adamları, tamamlanan görevleri ve elde edilen destansı zaferleri sayabilirsiniz. Bu sayıları kendinizi motive etmek için kullanabilirsiniz. Not defteri, günlük, elektronik tablo veya blog, başarılarınızı takip etmenin kolay yollarıdır. Bunun yanı sıra, gerçek ölçüt, büyüyen direncinizdir—fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal güçleriniz. Direncinizi gerçekten artırıp artırmadığınızı nasıl bileceksiniz? Bu bölümde, oyunla düşünme ve hareket etmenin hayatınızdaki güçlü farkı ölçmenize yardımcı olacak kolay skorlama teknikleri önerilir.
PART 3: Adventures : ADVENTURE 1: Love Connection
“Love Connection” macerası, ilişkilerde mutluluğun sırlarını öğrenmek ve hayatınızda daha fazla sevgiye yer açmak için tasarlanmış 10 görevden oluşan bir bölümdür. Araştırmacılar, insanların hayatlarında ne kadar sevgiye sahip olacaklarını beş basit şeyi nasıl yaptıklarına göre tahmin edebilirler.
Bu macera boyunca beş yeni güç kazanımı elde edersiniz: Gerçek bir müttefik gibi kutlama yapmak, Süper güçlü bir teşekkür etmek, Heyecan verici bir şeyler keşfetmek, Yalnız bir düşünceyi tersine çevirmek ve “Eller kalp üzerinde” anını yaşamak.
Ayrıca pasif tebrikler, “artık teşekkür etmek için çok geç” canavarı, unutulabilir küçük konuşmalar, yalnız düşünceler ve içimizdeki zorba gibi beş kötü adamla nasıl savaşılacağını öğrenirsiniz.
Bu macera, hayatınızda daha fazla sevgi istiyorsanız, sosyal durumlarda daha fazla güvene sahip olmak istiyorsanız, en yakın ilişkilerinizi güçlendirmek istiyorsanız, bazen yalnız hissediyorsanız ve bunu değiştirmek istiyorsanız veya büyük bir kalbiniz varsa ve bunu iyi bir amaç için kullanmak istiyorsanız size yöneliktir.
ADVENTURE 2: Ninja Body Transformation
“Ninja Body Transformation” macerası, daha fazla enerji isteyen, diyetlerden bıkmış, kilo kaybı veya kas yapma konusunda daha sağlıklı yöntemler arayan ve vücut güvenini geliştirmek isteyen kişilere gizli ninja süper güçlerini ortaya çıkarabilecek şekilde özel olarak tasarlanmıştır.
Bu macera, 21 görev, 10 güç kazanımı ve 5 kötü adam içerir. Oyuncuların her gün bir görevi tamamlayarak tüm 21 görevi bitirmeleri beklenir. Ninja vücut dönüşümünün felsefesi, diyet yapmamak, tartıyı görmezden gelmek, sizi daha güçlü hissettiren yiyecekleri yemek ve sizi güçlü hissettiren şeyler yapmak olmak üzere dört temel kuralı takip etmeyi içerir.
Bu macera sırasında, kendinizi tartma, kalori sayma, yediğiniz şeyler hakkında suçluluk hissetme, vücudunuzdan zihinsel olarak kopma ve ninja güçlerinizi görmezden gelme gibi kötü adamlarla savaşmayı öğrenirsiniz. Macerayı tamamlayarak, sağlıklı alışkanlıklar geliştirme, güçlü bir içgüdü ve gerçek öz kontrol kazanma fırsatı bulursunuz.
ADVENTURE 3: Time Rich
“Time Rich” macerası, zamanınızı daha etkin kullanarak daha zengin ve dolu bir hayat yaşamayı amaçlayan bireylere yönelik öneriler sunar. Bu macera, günlük yaşantınızda sanki daha fazla zamana sahipmişsiniz gibi hissetmenizi sağlayacak stratejileri keşfetmeniz için tasarlanmıştır. Özellikle, günün yeterli olmadığını düşünen, daha fazla boş zamana sahip olmak isteyen ve zamanı yavaşlatmayı öğrenerek daha etkili kullanmak isteyen kişilere hitap eder.
Macera, 10 görev, 6 güç kazanımı ve 3 kötü adamı içerir. Her gün bir görevi tamamlayarak tüm 10 görevi bitirmeniz beklenir. “Zaman Zengini” olmak, zamanınızı önem verdiğiniz şeylere harcama konusunda zengin hissetmenizi sağlar. Zaman zenginliği hissi, aileye, sağlığa ve tutkularda yeterince zamanınız olduğunu hissetmenize olanak tanır. Zaman yoksulluğu hissi ise, kişisel hedeflere ve önceliklere yeterince zaman ayıramama duygusudur.
SuperBetter / Jane Mcgonigal